EŞEK BİLE, ADALET ARARKEN!

A İnsanlar adaleti, hatta yasal haklarını aramaya korkar hale gelmişlerken, bu kavanoz dipli dünya eşeklerin bile adalet aradıkları evrelerden geçmiştir.Bu yazımızda, adalet arayan eşeğin anekdotunu sunarak, haklarını aramaktan acizlerin dikkatlerini çekm

A

İnsanlar adaleti, hatta yasal haklarını aramaya korkar hale gelmişlerken, bu kavanoz dipli dünya eşeklerin bile adalet aradıkları evrelerden geçmiştir. Bu yazımızda, adalet arayan eşeğin anekdotunu sunarak, haklarını aramaktan acizlerin dikkatlerini çekmeğe çalışacağız:

Öyle anlatılır ki, adaletiyle ün bulan ve bunun için adının başına

“ADİL”

kelimesi getirilerek

“ADİL-İ NUŞİRVAN”

olarak ünlenen bir Kral, teb’ası dertlerini, şikâyetlerini bizzat kendisine sunabilsinler, buna hiç kimse mani olamazsın diye, sarayının, yattığı odasının penceresinden bir ip sarkıtmış. İp aşağıdan çekilince, odanın içinde bağlı olduğu için çan çalmakta ve Kral da, çanı çalan şahsın huzuruna getirilmesini isteyerek dertlerini, şikâyetlerini dinlemekteymiş. Tabii, sadece dinlemekle kalmayıp, en adilane bir şekilde karar vererek, gereğinin yerine getirilmesini sağlıyormuş.

Bir gün, Padişahın odasındaki çan çalmış. Kral, şikâyetçinin huzuruna getirilmesini istemiş. Saray adamları ipin bulunduğu yere bakmışlar, kimseyi görememişler. Durumu Krala arzetmişler,

Kral:

-Ben, çanın çaldığını duydum. Size mi inanacağım, kendi kulaklarıma mı. Çabuk, araştırıp bulun ve çanın ipini çeken her kimse huzuruma getirin! demiş.

Kralın adamları, etrafı arayıp taramışlar,  çanın çaldığı saatlerde oralardan bir eşeğin geçtiğini ve geçerken ayağının ipe takılarak çanın çalınmasına yol açtığını anlamışlar. Krala durumu arz etmişler.

Kral:

-İyi ya, o zaman eşeği getirin! Bakalım, şikâyeti neymiş? diyerek, çanın çalınmasına yol açan eşeğin huzuruna getirilmesini istemiş. Eşeği, Kralın huzuruna çıkarmışlar. Eşek yaşlı, hasta ve oldukça bakımsız bir haldeymiş.

Kral:

-İşte şikâyetçi bu! Derhal eşeğin sahibini bulun, huzuruma getirin! diye emir vermiş.

Eşeğin sahibi bulunarak huzura çıkarılmış. Kral, öncelikle eşeğin kendisine ait olup, olmadığını sormuş. Huzura çıkarılan adam eşeğin kendisine ait olduğunu, kabullenince de:

-Neden sokağa saldın? diye sormuş.

Adam cevap vermiş:

-Artık yaşlandı, yük taşıyamıyor. Ben de, başının çaresine baksın diye saldım! diyecek olmuş.

Kral kızgın bir ses tonuyla konuşarak emir vermiş:

-Demek sana yıllarca hizmet eden, suyunu, odununu taşıyan, binek olarak kullandığın eşeği, işe yaramaz hale geldi diye başıboş salıp bıraktın öyle mi! Şimdi, bu eşeği alıp götüreceksin, bakımını eskiden olduğu gibi, hatta, daha iyi bir şekilde yapacaksın. Hayvan iyileşecek ve tekrar getirip bana göstereceksin! demiş.

Eşeğin sahibi, haliyle kralın emrini yerine getirmiş.

Diyeceğimiz şu ki, bir eşek bile adalet arayarak hakkına sahip çıkarken, haklarını aramayanlar eşek kadar da mı olamıyorlar!

Bakmadan Geçme