- Haberler
- RÜŞVETİN ADI
RÜŞVETİN ADI
Siirt Fıstığının kilosu 70, hakiki Pervari balının kilosu ise 300 TL dolaylarında.Zaten, hakiki Pervari balı bulmak mümkün değil.
Siirt Fıstığının kilosu 70, hakiki Pervari balının kilosu ise 300 TL dolaylarında. Zaten, hakiki Pervari balı bulmak mümkün değil. Siz bakmayın, şekerli balın piyasada (Pervari Balı) adı altında 40-50 TL’den satılmasına!
Neyse, bizim konumuz Siirt Fıstığının ve Pervari Balının
fiyatının ne kadar olduğu değildir. Asıl söylemek istediğimiz, bu iki emtianın
rüşvetin yeni adları olduklarıdır. Tabii, bunlara Siirt battaniyesiyle, Bıtım
sabununu da ekleyebiliriz.
İlimizde düzenlenen etkinliklerde hep şahit olmuşsunuzdur.
Siirt’e gelen konuklara paket, paket hediyeler takdim edilir. Hediye
paketlerinin içinde malum yine Siirt Fıstığı, Pervari Balı, Siirt Battaniyesi
ve Bıtım sabunu vardır.
Bir gün, bir hemşerimiz tavsiye üzerine Uludağ İlahiyat
Fakültesinde okuyan çocuğunun, Siirt’te dostları olan bir Profesör Hocasına
hediye olarak bir SİİRT SECCADESİ götürmüş. Hoca, kibar davranıp, önce teşekkür
ettikten sonra;
-Amma
kusura bakmayın, bunu alamayacağım, zira rüşvet kokan bir SECCADENİN
üzerinde namaz kılamam!
demiş.
Seccadeyi götüren Siirtli de, mahcup bir şekilde geri
getirmiş!
İşte rüşvetin adının Siirt Fıstığı, Pervari Balı, Siirt
seccadesi veya bıtım sabunu olduğunun, bir ilahiyat profesörünün görüşüyle tanımı!
Üst makamdakilere sunulan pahalı hediyelerin rüşvet hükmünde
oldukları gerçeğini asla unutmayalım.
Maalesef,
günümüzde bazı meşru ve mubah bilinen hususlar o kadar istismar edilmiş,
aslından uzaklaştırılmış ki, adeta haramla iç içe, yan yana gelmiştir. Bunun
yanında, faiz ve rüşvet gibi dinimizin kesinlikle reddettiği bazı haram
muameleler de o kadar dallandırıp budaklandırılmış ki, mubah muamelelerle
birlikte mütalâa edilir hale gelmiştir.
Bu
çeşit meseleleri birbirine karıştırmadan, yerine, zamanına ve durumuna göre
incelemek ise bir hayli güç olmaktadır. Bunun için, bir meseleyi rayına
oturtarak neticeye varırken, iyi niyet taşımak, kalpten gelen sese kulak vermek
başta aranan bir şarttır.
Bi
r memura veya yetkiliye haklı veya
haksız bir iş gördürmek için verilen her hediye rüşvet hükmündedir.
“Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle
yemeyin”
mealindeki
ifade, rüşveti reddeden ilâhî bir emirdir. Rüşveti alanın da, verenin de
Allah’ın lânetine uğrayacağını bildiren Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed’in
(O’na, al ve ashabına salat ve selam olsun) zekât toplamaktan dönen bir
vazifelinin yanında bulunan bazı şeyleri “hediye” diyerek kendi tarafına
ayırması üzerine şöyle buyurmuşlardır:
“Tuhaf
şey, bu adam
(bir
mal memuru olmayıp da)
babasının
veya anasının evinde otursaydı, kendisine hediye verilir miydi, yoksa
verilmiyor muydu, o zaman görürdü.”
Evet,
rüşvetle hediyeyi birbirinden ayırmak lâzımdır.
Rüşvet
sayılan hediye, henüz iş görülmeden vatandaş
tarafından vazifeli memura verilenidir. Bunun yardımıyla haklı veya haksız
işini görmekte, onu bir vasıta ve aracı olarak kullanmaktadır.
Hediye ise,
maddî
ve manevî hiçbir karşılık beklenmeden, arzu edilmeden verilen bir şeydir.
Hediyeyi veren kimse, bunun karşılığında ne bir iş gördürme niyetini taşımakta,
ne de verdiği kimseye bir minnet etmektedir. Tamamen içinden gelerek, gönlünden
doğarak çıkarmaktadır.
Maalesef toplumumuzda rüşvetle,
hediyeyi birbirine karıştırmak olağanlaşmış gibidir. Siirt fıstığı, Pervari
balı ve benzerleri adlar altında verilen hediyelerin de rüşvet alanına
girildiğini anımsatalım…
Bakmadan Geçme





