2018 YILINDA DA MAAŞLARA KOMİK ZAM!
2018 yılında emeklilere, memurlara ve işçilere yapılacak zam oranı açıklandı.İlk 6 ay için yüzde 4, ikinci 6 ay için yüzde 3.
2018 yılında emeklilere, memurlara ve işçilere yapılacak zam oranı açıklandı. İlk 6 ay için yüzde 4, ikinci 6 ay için yüzde 3. İlave olarak bir de enflasyon farkı eklenecek. Yani, toplam zam oranı yüzde 7! Oh ne ala zam. Harca harca bitmez!
Bir takım hesap oyunlarla enflasyon rakamlarını düşük göstermek mümkün. Vatandaş, zaten açıklanan enflasyon rakamlarına itibar etmiyor. Kendi durumuna göre gerçek enflasyonu hesaplıyor. Bir yıl önce durumu, bugüne göre nasıldı, bugün nasıl, onun hesabını yapıyor.
Enflasyon rakamlarını düşük göstererek emekliyi, işçiyi, memuru kandıramazsınız. Çünkü hayat şartları rakamlarla değil yaşanarak anlaşılmakta. Ben bu yıl, geçen yıla göre çok daha sıkıntılı bir durumdaysam, isterseniz enflasyonu sıfırın altında gösterin, bu bana inandırıcı gelmez. Çarşıya, pazara çıktığımda filemi doldurabiliyor muyum, evime, nüfus sayıma göre sebze, meyve, et götürebiliyor muyum! İşte, enflasyonun asıl cevabını veren bu yaşam koşullarıdır. Rakamlar ne yenilir, ne de yutulur!
“İnsafınız kurusun!”
diyeceğim amma, olmayan şey nasıl kuruyacak ki! Zaten, insafları olsa, emekliyi, işçiyi, memuru bu kadar yoksullaştırmazlardı. Hem de ne pahasına! Bir dolar milyarderi yaratmak için, yüzbinleri zelil sefil eden zihniyet. Kendileri villalarda, köşklerde, saraylarda yatarlarken, kollarına 700 bin dolar değerinde saatler takarlarken, emeklileri, işçileri, memurları ne hallere düşürdüler bir bakınız.
Gerçekten emeklilere, işçilere, memurlara çok acımasız bir iktidarla karşı karşıyayız. Allah, sonumuzu hayırlı etsin!
ŞEMSİYE MUHABBETİ
Geçmiş yıllarda, şiddetli bir bahar yağmuruna tutulan Siirtli, yağmurdan fazla etkilenmemek için adımlarını hızlandırmışken, önünden geçtiği iş yerinin dostu olan sahibi koşmuş, eline bir şemsiye tutuşturmuş. Tabii, yağmurdan ıslanmamak için kendisine uzatılan şemsiyeyi teşekkür ederek alan yağmurzede, gideceği yere gitmiş ve bilahare şemsiyeyi götürerek yine teşekkürle sahibine iade etmiş.
Ancak, asıl
ŞEMSİYE MUHABBETİ
ondan sonra başlamış. Şemsiye sahibi, gördüğü her yerde ve müteaddit defalar:
-O gün sana şemsiyeyi yetiştirmeseydim, sucuk gibi ıslanacaktın, ha!
diyormuş.
Şemsiye sahibinin, bir, iki değil belki on, yirmi defa
ŞEMSİYEYİ
verdiğini anımsatması, artık, adamcağızın canına tak etmiş. Bir gün, bir parkta oturmuş, arkadaşlarıyla sohbet ederken,
ŞEMSİYEYİ
veren dostu gelmiş, yanlarına oturmuş. Sözü döndürmüş, dolaştırmış, yine şemsiyeye getirerek belki otuzuncu defa:
-O gün sana şemsiyeyi vermeseydim, sucuk gibi ıslanacaktın ha!
demiş.
Kafasının tası atan şahıs, elbiseleriyle parkın havuzuna atlamış ve sırılsıklam bir şekilde havuzdan çıktıktan sonra,
ŞEMSİYE SAHİBİNE
söylemiş:
-Allah aşkına, yeter artık bu ŞEMSİYE MUHABBETİ! O gün, ne kadar ıslansam bu kadar ıslanır mıydım!
Siz, siz olun da, yaptığınız büyük, küçük hiçbir iyiliği başa kakmayın. Aksi takdirde
ŞEMSİYEYİ ALAN ŞAHIS GİBİ muhatabınızın canına tak eder, cevabınızı da alırsınız!
Bakmadan Geçme





