- Haberler
- Siirt Haber
- 21 Mart Günü Tillo'da İzlenecek Olan Işık Hadisesi, Dini Bir Motif Değil, Görsel Bir Şölendir
21 Mart Günü Tillo'da İzlenecek Olan Işık Hadisesi, Dini Bir Motif Değil, Görsel Bir Şölendir
İbrahim Hakkı Hazretlerinin kurduğu IŞIK OLAYINI izlemek için sadece Siirt'ten değil, Türkiye'nin bir çok yörelerinden meraklıların Tillo'ya gelmeleri beklenmekte.İbrahim Hakkı Hazretlerinin, Mürşidi İsmail Fakirullah Hazretlerinin ebedi âleme göç etmesi
İbrahim Hakkı Hazretlerinin kurduğu
IŞIK OLAYINI
izlemek için sadece Siirt’ten değil, Türkiye’nin bir çok yörelerinden meraklıların Tillo’ya gelmeleri beklenmekte. İbrahim Hakkı Hazretlerinin, Mürşidi İsmail Fakirullah Hazretlerinin ebedi âleme göç etmesi üzerine kendisinin mimarlığını yaptığı Türbesinin başucuna yılın ilk güneşinin düşmesi için hendese, astronomi, fizik ve daha birçok bilim dallarından yola çıkarak gecenin ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde günün ilk ışığının Hazreti Fakirullah’ın mezarının başucuna düşmesini sağlayan bir düzenek kurmuştu. Böyle bir düzeneğin kurulması için, gerçekten birçok bilim dalında maharetli olmak gerekirdi. Bu maharet, İbrahim Hakkı Hazretlerinde vardı. Yani, çok sayıda bilim alanında bilgisi olmayan birinin, hele o günün şartlarında böyle bir düzenek kurması imkânsızdı.
Bilindiği gibi,
IŞIK DÜZENEĞİ
1961 yılında Türbenin restorasyonu sırasında bozulmuş ve yeniden kurulması için yapılan çalışmalara rağmen 2011 yılına kadar bozuk kalmıştı. Neyse ki, 2010’lu yıllarda Sayın Valilerimizden Musa Çolak’ın himmet ve gayretiyle Siirt’e davet edilen CENGİZ IŞIK başkanlığındaki bir bilim heyeti,
KALET-ÜL ÜSTAT ve
KULET_ÜL ÜSTAD
arasındaki ışık düzeneğine yeniden işlerlik kazandırdı.
Işık sistemini izlemek için 21 Mart veya 21 Eylül günleri Tillo’ya giden dini bütün saf kardeşlerimiz, güneşin ilk ışınlarının Türbedeki Hazret-i Fakirullah’ın Türbesinin başucuna düştüğünü gördüklerinde heyecanlanarak
TEKBİR GETİRDİKLERİ, SALAVAT-I ŞERİFELER OKUDUKLARI görülmekte.
İşin gerçeğini söylemek gerekirse,
IŞIK HADİSESİ,
dini bir motif değildir. Bilgiye dayalı geliştirilmiş bir sistemdir. Dini açıdan sevap kazanmak adına izleyenler varsa, onlara bunun sevapla, günahla bir alakasının olmadığını belirtelim. İslam dininde, öyle bir uygulama da yoktur. Günün ilk ışınları Türbenin başucuna düştü diye, ne bu sistemi kuran İbrahim Hakkı Hazretleri’nin, ne de IŞIK SİSTEMİNİN kurulmasının müsebbibi olan Hazret-i İsmail Fakirullah’ın mânevi bir kazançları olmadığı gibi, bu olayı izleyenlerin de mânevi açıdan bir sevapları olduğu inancında değiliz.
IŞIK olayı,
sadece bilimsel olarak oluşturulmuş bir sistemdir. Hazret-i İbrahim Hakkı’nın
“Yılın ilk ışınları Hocamın başucunda doğmazsa ben o güneşi neylerim”
buyurması da, hocasına olan muhabbetini dillendirmesinden ibarettir. 1961-2011 yılları arasında sisem bozuk iken, güneş yine kendi seyrinde doğmaya devam etmiştir. Kıyamete kadar da gününde ve saatinde doğmaya devam edecektir.
Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed (O’na al ve ashabına salt ve selam olsun) ciğerparesi oğlu Hazret-i Kasım’ın vefatı sırasında GÜNEŞ tutulması yaşanınca ashab-ı kiram, bunu bu vefat ile ilgili olarak yorumlamaya kalkıştıklarında, şöyle buyurmuşlardı:
“Güneş ve Ay Allâh’ın âyetlerinden iki âyettir. Bunlar hiç kimsenin ne ölümünden ne de hayâtından dolayı tutulur. Ay ve Güneş tutulması görünce Allâh’ı zikre koyulun ve namaz kılın!”
Diyeceğimiz şu ki,
IŞIK HADİSESİ,
tamamiyle bilimsel bir olaydır. Dini bir motif değildir. Asıl düşünülmesi gereken, elin gâvuru ay’a çıkarken, biz neden hâlâ yayayız. Hem, yılın ilk ışığı türbenin başucuna düştü diye salavat ve tekbir getiriliyorsa, Ay’a füze fırlatılırken,
HATM-İ ŞERİF
okunması gerekecekti. Yanlış anlaşılmasın, biz
haşa ne TEKBİR GETİRİLLMESİNE, ne de SALAVAT-I ŞERİFE okunmasına karşı değiliz.
Ama bunları bilinçli olarak ve ne için yaptığımızı bilerek gerçekleştirmeliyiz.
Evet, 21 Mart günü Tillo’da GÖRSEL BİR ŞÖLEN VAR. Dileriz ki, hava güzel olur ve güneşin ilk ışınlarının Türbenin baucuna yansıması gözlemlenir.
Bakmadan Geçme





