- Haberler
- 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Öğretmenler Gününün arifesinde Milli Eğitim Bakanı Prof.Dr.
Öğretmenler Gününün arifesinde Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk tarafından yapılan açıklamalar dikkat çekiciydi. Selçuk, okullar arasındaki eşitsizliğin giderilmesi gerektiğini söylerken Öğretmenliğin de meslek olarak oturması gerektiğini vurguluyordu. Bu açıklamanın içeriğine bakılınca, öğretmenliğin henüz meslek olarak oturmamış olduğu sonucu çıkarılabilir.
Bakan, atanma bekleyen öğretmenlerle ilgili olarak da kadro talebinde bulunduklarını ve bu konudaki çalışmaların devam ettiğini kaydederek, milli eğitimde teknolojik açıdan hiç bir eksikliğin olmadığını iddia etti. “Bizim eksikliğimiz yapısal eksiklikler. Öğretmenlik meslek olarak oturtulmalı, okullar arasındaki eşitsizlik giderilmeli. Müfredatın daha kişiselleşmesi. Bunu mümkün oldukça kişiselleştirmeliyiz. Eğitim mahiyeti bozulursa teknoloji burada zarar verir” diyen Bakan sözlerine şöyle devam etmiş:
“Zerk etmek fiili bizim eğitim literatürümüzde çok kullanmadığımız bir kelime. Aşağıdan yukarıya paylaşılan bir hareketle olacak bir şey. Okulun bir hedefi olması gerek. Okullar hangi parametrelerde yüzde kaçlık birimdedir, hangi okulun ne ihtiyacı var ki biz bunu nasıl sağlarız? Okullarımız arasındaki farkı 5 yılda büyük ölçüde kapatacağımız zamana gidiyoruz. İmkân farklılıkları var. Okullarda ücretli öğretmen olmaması gerekiyor, kadrolu öğretmen olması gerekiyor. Yüzde 34 farklılık var başarı konusunda. Ama imkân farklılığı bundan daha fazla. Ders kitaplarının içeriğinin hepsinin yeniden organizasyonu konusunda bir süreç var. Bu çok rahatlıkla yapılabilecek bir şey. Türkiye buna hazır ve daha ilerisini istiyor. Bu toplumsal bir talep olduğu içinde kolay. Biz aşağıdan yukarıya doğru öğretmenlerimiz desteğiyle kendiliğinden oluşacak bir süreç” diyen Bakan “Toplumdaki cazibe iş garantisiyle artacak. Çocuğu iş başı eğitim ile çocuk ürettiği için para kazanacak. Ürettikçe satış olacak. Satış oldukça okullar pirim kazanacak. Fabrikaların makinelerini kullanacağız. Fabrika okuldur. Bir yıl içerisinde iş garantili okullar olduğunu göreceksiniz. Bütün bunlar lise mezununun iş bulmasını bir an önce üretmesini sağlayacağız. Askerlikle ilgili tedbirler alacağız. İş garantili okullar olacak” gibi önemli ve dikkatleri çekici iddialarda bulundu.
Öğretmenlik mesleğinde amaçladıkları değişimlere de vurgu yapan Bakan “Bizim bu topraklarda kendi kökünde bakacak yeşertecek bir köke ihtiyacımız var ve bizim kökümüz çok sağlam. Burada öğretmenlerimiz açısından eğitim hayatlarını daha anlamlı kılmak ve bir ilham hissetmek çok değerli. İl il dolaşıyoruz. İlçeleri dolaşıyorum. Birinci ağızdan benim mutfağı dinlemem lazım. Para, kadro sormuyorlar. Eğitimcilik hayatlarını daha tatmin edici kılmak önemli. 20 yıl da geçse öğretmenden aynı şeyi bekliyoruz. Yatırım yapmalıyız. Öğretmenlerin kariyer sisteminde yükselmelerini nasıl sağlarız, bunların hesaplarını yaptık” diye konuştu.
Atanamayan öğretmenler konusuna da vurgu yapan Bakan. “Türkiye'nin temelde insan kaynağı planlamasıyla ilgili sorunu var. Türkiye'nin çağ nüfusu belli. Bunların 2040 yılına kadar doğum eşiklerini de biliyoruz. 2040'a kadar kaç çocuk doğacak tahminlerimiz ortada. Bunlara kaç öğretmen gerekiyor bu da ortada. Analizini çıkardık. Baktığımızda her sene 40 binin biraz üzerinde öğretmen mezun oluyor. Bizim hangi branşta kaç öğretmene ihtiyacımız olduğu da belli. Çok fazla öğretmen mezun oluyor. Yüzbinlerce öğretmen formasyon almış ve atanmayı bekliyor. Biz ne yapacağız? Formasyon denilen ve doğrudan doğruya öğretmen adayı yapan kanalı kesiyoruz. Kim öğretmen olarak atandıysa formasyonu o alacak, başkası almayacak. Eğitim fakülteleri konusunda YÖK ile çalışmamız var. Ekonominin gidişatına göre bu yıl kaç kadro ilan edebiliriz, bunun hesabını Hazine ve Maliye Bakanlığı yapıyor. Öğretmen açığının en fazla olduğu bölge Marmara" dedi.
Evet, yine bir Öğretmenler Gününde Atatürk’ün adının anılmadığı en yetkili ağızdan, öğretmenlerle ilgili beyanatlar bunlar. Sayın Bakan, öğretmenlerin ekonomik durumlarından da hiç bahsetmiyor bile. Hani, İYİ Parti'nin verdiği bir araştırma önergesi vardı. "Polis, öğretmen, sağlık çalışanı ve din görevlilerine 3600 ek gösterge verilmesi” amacıyla verilen önerge tam da Öğretmenler Gününün arifesinde AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi…
Bakmadan Geçme





