Adaletin Kara Günleri!
Adalet tarihimizin kara günleri arasında 16 Eylül 1961'de 27 Mayıs 1960'ta askeri darbeyle devrilen DEMOKRAT PARTİ İKTİDARININ Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun, 17 Eylül günü de devrik Başbakan Adnan Menderes'in idam
Adalet tarihimizin kara günleri arasında 16 Eylül 1961’de 27 Mayıs 1960’ta askeri darbeyle devrilen DEMOKRAT PARTİ İKTİDARININ Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun, 17 Eylül günü de devrik Başbakan Adnan Menderes’in idam edilmeleri olayları var.
(İbret alınsa, tarih tekerrür etmezdi)
denilir amma, ibret alınmıyor ki tarih tekerrür ediyor. 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında dönemin iktidar mensuplarının ileri gelenleri yakalanmış ve YASSIADA’YA TIKILMIŞLARDI. Yassıada’da, sözde yargılamaları yürütecek (Yüksek Adalet Divanı) adı altında bir de olağanüstü mahkeme oluşturulmuştu. Mahkemenin Başkanı Salim Başol adında sözde bir hukukçuydu! Bugün, kimi siyasi hükümlüler hakkında verilen kararları duyunca, ister istemez aklımız bize Yassıada Mahkemesini, savcı ve hâkimlerini çağrıştırıyor.
Bu sözde (Yüksek Adalet Divanı!) Yassıada duruşmalarına 14 Ekim 1960’ta başlamış, tüm yargılamalar 11 ay sürmüştü. Adı yargılama bile olsa, aslında yapılan yargısız infazdı! Sanıklar sürekli aşağılanıyor, vatana ihanet suçuyla yaftalanıyorlardı. Kendilerini savunmalarına bile imkân verilmiyordu.
Mahkeme Başkanı Salim Başol’un “Sizi buraya tıkayan kuvvet böyle istiyor” vecizesi(!) Türk adaletine sürülen kapkara bir leke olarak kayıtlara geçmişti. Sanıklara, kendilerini savunmaları için çok kısa süre veriliyor, savunma hakları açık bir şekilde gaspediliyordu.
Bugün için de yargılamaların, evrensel yargılama standartlarına göre yapılmadığı ortada. Çünkü, Avrupa Birliği Adalet Divanı ya da kısaca Avrupa Adalet Divanı, AAD, Türk Mahkemeleri tarafından verilen
birçok cezaları haksız bulmakta, müebbet hapis cezalarına çarptırılanların bile tahliye edilmelerini isteyen kararlar alarak, kararlarına uyulmadığı takdirde yatırımlar uygulanacağını vurgulamakta.
YASSIADA’DA kurulan Yüksek Adalet Divanı(!) örneği “sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” gibi durumlara düşülürse, bugün Yassıada mahkemesini, savcı ve hâkimlerini yargılayanlar olduğu gibi, gelecek yıllarda bugünkü siyasi davalarda verilen kararlar için aynı durum yaşanabilir.
Yassıada Mahkemesinde Başsavcı Selim Başol’un, mahkeme seyrinde sarfettiği bir cümle hukuk literatüründe yerini almış gibi. Başol’un, kararlarına itiraz edenlere:
-Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor.
Dediğini anımsayanlar, bugün de değişen bir şey olmadığının farkında olsalar gerek.
İdam edilmelerinin yıldönümünde Menderes, Zorlu ve Polatkan’a rahmetler.
Bakmadan Geçme





