AH BU YOBAZLAR OLMASA!

Dinimiz, gerçekten haktır ve son dindir. Biz Müslümanlar, dinimizi gerçek anlamda yaşasaydık, bugünkü tablo çok farklı olacaktı.  Dünyada, adını bile duymadığımız çok sayıda dinler vardır. Ancak, bunların en yaygın ve en bilinenlerinin İslamiyet, Hıristiyanlık ve Yahudilik olduğunu söyleyebiliriz. Ki, bu üç dinin mensuplarına

(EHL-İ KİTAP)

denilmektedir.

Hak ve son din olmasına karşılık, dünyada 1,7 milyar dolaylarında Müslüman bulunmakta.  Hıristiyanların sayılarının ise takribi 3 milyar olduğu tahmin ediliyor.  Tabii,

(KİTAP EHLİ)

olarak yorumlanan bu üç dinin yanında Budizm, Janizm, Sihizm, Hinduizm, Şintoizm, Nusayrilik, Dürzilik, Zerdüştilik, Sabilik, Yezidilik, Taoizm, Şamanizm gibi adını belki de hiç duymadığımız dinler bulunmaktadır. Bu dinlerin de çok sayıda mezheplerinin, tarikatlarının ve muhtelif görüşlerinin bulunduğunu hatırlatmakta yarar var.

Bu arada, hiçbir dine mensup olmayan ve Tanrıya inanmayanların da bulunduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Ataistler, Agnostistler, Panteizstler ve Satanistler bu cümledendir.

Burada, bizim açımızdan zihinleri kurcalayan asıl soru şudur. İslam dini, Hak din olduğuna göre, dünyadaki Hıristiyan sayası, neden Müslümanların iki katı! Evet, bu sorunun cevabını aramak ve bulmak durumundayız. Bu bir gerçektir ki, İslam dininin sayısal olarak ilk sıraya yerleşmemesinin tek nedeni,

YOBAZ

denilen takımdır. Dinimizin yayılmasını engelleyenler, dine aşırı bağlı olduklarını vehmeden iş bu

YOBAZLAR

TAİFESİDİR.

Günümüzde yaşananlara bakın! İslam adına hareket ettiğini öne süren

IŞİD (Irak,

Şam, İslam Devleti)

adlı bir örgüt, baş keserek katliamlar yapmakta ve üstelik yaptığı bu vahşeti internet sitelerinden servis ederek bütün dünyaya yaymaktaydı. Şimdi, kendimizi diğer din mensuplarının veya tanrıtanımazların yerlerine koyarak düşünelim. Böylesine vahşiyane bir örgüt İslam dini adına hareket ettiğini öne sürüyorsa, böyle bir dini hak din olarak görebilir misiniz! Bugün

IŞİD

varsa, geçmişte benzeri örgütler de hep olmuştu. İşte, İslam dininin yayılmasının önündeki en önemli engeller, IŞİD ve benzeri yapılanmalardır. Geçmiş dönemlerin

Hasan Sabahları, Haşhaşileri

de bu cümle içinde değerlendirilebilir. Yaşanan mezhep kavgalarının, İslam dininin yayılması üzerindeki olumsuz etkilerini unutmamak gerekir. Bazı cahil mezhep mensuplarının, kendi mezheplerini öne çıkarmak konusundaki taassuplarını görmezden gelemeyiz. Nice Müslümanlar, bu taassubun kurbanı olmuşlardır.

Sonuç olarak diyeceğimiz şudur. Sahabe-i kiram döneminden sonra mezheplere dayalı taassup ve bu taassubun unsurları olan yobazlar olmasaydı, İslam dini bugün için çok daha değişik bir konumda olacaktı.         Sözün özü

(AH BU YOBAZLAR

OLMASAYDI!!!)

deyimiyle yazımızı noktalıyoruz.

SEYİR PARASI

Hastalanan Siirtli, doktorun yazdığı iğneleri yapması için sağlık memuru olan arkadaşına ricada bulunmuş. Arkadaşı da:

-Elbette, memnuniyetle!

diyerek ve hiç aksatmadan iğnelerini yapmış. Samimi olmalarına ve arkadaşının para almayacağını kesinlikle bilmesine karşılık, hasta, yine de:

-Seni bunca zahmete soktum. Her gün geldin iğnemi yaptın. Allah razı olsun ama, borcumu ödemem lâzım. Ne emrediyorsan söyle vereyim!

demiş.

Sağlık memuru, arkadaşının bu teklifine muzipçe gülerek cevap vermiş:

-Aslında, benim sana para ödemem gerekiyor!

Hasta meraklanmış:

-Nedenmiş o?

diye soracak olmuş.

Sağlık memuru yine muzipçe gülerek cevap vermiş:

-Diyelim ki, her iğne için senden 1 Milyon TL (1 YTL) alacaktım. Sana iğne yaparken, affedersin ama … tünü seyrettim. Her seyir için 2 milyon TL (2 YTL) ödemem lâzım. Şimdi, sen misin alacaklı, ben miyim?

Bu espri üzerine karşılıklı gülüşmüşler. Hasta teşekkür etmiş, sağlık memuru arkadaşı da “geçmiş olsun” dileklerini iletmiş!

***

Bu anekdotun bir de şöyle anlatılanı var:

Hasta olan hanımının enjektörlerini yapması için, dostu olan bir sağlık memuruna ricada bulunan Siirtli, iğneler yapılıp, sağlık memurunun işi bitince şaka yollu söylemiş:

-Ücretimizi ver bakalım!

Sağlık Memuru biraz şaşırmış. Şakacı olduğunu bildiği için arkadaşına o da şaka yollu:

-İş yerinden kalkıp  bir haftadır her gün evine gelen, hanımına enjektör yapan yorulan benim. Şimdi sen mi para vereceksin, ben mi?

Arkadaşı muzipçe gülmüş:

-Geldin ama, her iğne yapışında benim hanımın kalçasını gördün. Sen, hanımının kalçasını göster, sana istediğin parayı vereyim!