- Haberler
- Siirt Haber
- Ahmet Arıtürk'ün TRT GAP Radyosunda Siirt İle İlgili Söyleşisi
Ahmet Arıtürk'ün TRT GAP Radyosunda Siirt İle İlgili Söyleşisi
Öncelikle, TRT GAP RADYOSUNUN bütün dinleyicilerine sevgi, selam ve muhabbetlerimi sunarak konuşmama Siirt'i tanıtan bir şiirle başlamak istiyorum.Yıllar önce (Siirt Petrol Gecesi) adı altında düzenlenen gecede okunan bu şiirin aklımda kalan dizeleri şöyl
Öncelikle, TRT GAP RADYOSUNUN bütün dinleyicilerine sevgi, selam ve muhabbetlerimi sunarak konuşmama Siirt’i tanıtan bir şiirle başlamak istiyorum.
Yıllar önce (Siirt Petrol Gecesi) adı altında düzenlenen gecede okunan bu şiirin aklımda kalan dizeleri şöyle:
SİİRT PETROL GECESİ
BİTMEYECEK NEŞE, SAZ
ANLATAYIM SİİRT’İ
MÜSADENİZLE BİRAZ
SİİRT BEYAZ BİR GELİN
GEL GÜZEL UZAT ELİN
SİİRTLİYİZ EZELDEN
HER GÜZEL BİZE GELİN
SİİRT ETRAFI TEPE
AĞAÇLAR SERESERPE
YEŞİLDUVAK ALTINDA
YAR HEM GÜZEL, HEM KÖRPE
BİZ İÇERİZ BOTAN’I
CANLARA CAN KATANI
KİMBİLİR BENDEN BAŞKA
GÖNLÜMDEKİ YATANI
SİİRT PETROL YATAĞI
BURDA KURDUK OTAĞI
GEL DİLBER GİR GÖNLÜME
GÖNLÜM DİLBER YATAĞI
Dedikten sonra, 12 BİN YILLIK KÖKLÜ BİR GEÇMİŞE SAHİP OLAN İlimizin gelişim tarihini özet olarak tanıtmağa çalışalım. SİİRT, Mezopotamya ve Anadolu uygarlıklarının kesiştikleri alanda kurulmuştur. Şehrimiz, GEÇMİŞ YILLARDA (İPEK YOLU) olarak tanımlanan, ticaret kervanlarının durak edindikleri ve gelip geçtikleri tarihi yol üzerindedir.
Siirt’in adının nerden geldiği konusunda değişik yorumlar vardır. Kimi tarihçilere göre Sami dilinden gelir. Kimi kaynaklara göre Keldani dilinden türemedir. Kent ANLAMINA GELEN (KEERT) adının zaman içinde (SİİRT)E evrildiği öne sürülür. Başka bir kaynağa göre (SEERT) anlamında (ÜÇ YER) manasına geldiği söylenir.
Bize göre SİİRT’İ TANIMLAYAN DÖRT DEYİM VARDIR. BUNLAR ((EVLİYALAR DİYARI SİİRT), (AZİZLER KENTİ SİİRT), (ÜÇ DİLLİ ŞEHİR) VE (BEYAZ KENT)TİR.
SİİRT’TE YAPILAN YÜZEY ARAŞTIRMALARINDA NEOLİTİK, KALKOLİTİK, TUNÇ VE HELENİSTİK, ROMA, BİZANS–İSLAM VE YAKINÇAĞ’I KAPSAYAN DÖNEMLERE AİT BULUNTULAR ORTAYA ÇIKARILMIŞTIR.
Günümüzdeki kültürel yapı Türk – İslam Kültürü’nün etkisiyle biçimlenmiştir.
Geçmiş yılların Siirt’inde yayla kültürü özellikleri görülmekteydi. M.Ö. 3000’lerde yöreye egemen olan
HURRİ’LERDEN SONRA SIRASIYLA HİTİT, URARTU, ASUR, MED VE PERS’LER DE SİİRT’TE HAKİMİYET KURMUŞLARDI.
Siirt’in içinde bulunduğu bölge, göçler nedeniyle etnik ve dinsel inanışlar yönünden çeşitlilik göstermektedir.
Urartular, İskitler, Medler ve Persler, egemenlik dönemlerinde dinsel inanışlarını da buralara yaymışlardı.
Siirt’in, İslam dini ile tanışması 639’lu yıllara gider.
ELCEZİRE’NİN fethi için görevlendirilen İLYAS BİN GANEM, Diyarbakır yöresini İslam mücahitlerine açtığı zaman Siirt de İslamiyet ile tanışmıştır.
Diyarbakır’ın fethinde mühim hizmetleri bulunan
Halid Bin Velid,
Hasankeyf Savaşı’nda muzaffer olduktan sonra Siirt’e yürümüş, şehrin o zamanki hakimi
HERSOLU
itaatini arz ederek, şehri teslim etmiştir. Bundan sonra Siirt Hakimliği’ne, sahabeden olan
Hişşam oğlu Hakem tayin olunmuştur.
661 yılında kurulan Emevi Hilafeti bölge ile birlikte Siirt’i de hakimiyeti altına almıştır. Emevi’lerden sonra hilafet makamını ele geçiren Abbasiler, Diyarbakır, Silvan ve Siirt’i de ele geçirmişlerdir.
Malazgirt Savaşı’ndan sonra Türkler Anadolu’ya yerleşmeye başlamış ve Büyük Selçuklu Devleti’nin isteği dışında küçük Türk devletçikleri kurulmuştur. Siirt Yöresi, Hasankeyf Artuklular’ın yönetimindeydi. Artuklular’a bağlı göçebe Türkmenler yöreye yerleşmiş, Artuklu beyleri ve askerleri, kentlerde Türkleşmenin çekirdeğini oluşturmuşlardır. Artuklular’dan sonra Siirt’e Akkoyunlular ve Safeviler egemen olmuştur. Akkoyunlular yöreye Türkmenleri yerleştirmiştir. Safeviler Dönemi’nde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Şiî’lik yaygınlaşmıştır. Anadolu’da Şiîliğin etkisini kırmak isteyen Yavuz Sultan Selim, Malatya ve Diyarbakır’a kadar uzanan bölgeyi Osmanlı Devleti’ne bağlamak istemiştir. Bunun için Kürt kökenli ünlü bilgin
İDRİS-İ BİTLİSİ’NİN
yardımıyla Siirt Osmanlı yönetimine geçmiştir. Bu dönemde Siirt yarı, özerk beylerin yönetiminde, aşiret kültürünün egemen olduğu bir yerdi.
Osmanlı yönetimine geçen Siirt, Tanzimat’tan sonra 1864 Vilayet Nizamnamesi ile kaza haline getirilerek İstanbul’dan gönderilen kaymakamlarla yönetilmeye başlanmıştır.
19.yüzyılda Siirt’te meydana gelen tek siyasal olay 1894 tarihinde Sason’da meydana gelen Ermeni ayaklanmasıdır. Rusya ve İran’daki Ermeni Komitelerinin de kışkırtması ile büyük bir isyan çıkmıştı. 8 Ağustos 1884’te Sason’un Şenlik Köyü’nde, Kürtlerin birkaç koyunu gasbetmesiyle başlayan olaylar, Ermenilerin Türk Köylerinde katliama girişmesi ile genişlemişti. Ermenilerin vergi vermemek ve hükümet memurlarına pasif direnişte bulunmak üzere daha önceden anlaşmaları da olayların genişlemesinde etkili olmuştur.
Ermenilerin başlattığı bu ayaklanmayı II. Abdülhamid’in görevlendirdiği VI. Ordu bastırmıştır. 1831’de yapılan Osmanlı nüfus sayımı kayıtlarında, 19.yüzyılda Siirt Yöresinde Hazzo (Kozluk)’un Diyarbakır Eyaleti’ne bağlı bir hükümet olduğu belirlenmiştir. Bugün Siirt’in kazalarından biri olan Şirvan (Şirve) ise liva olarak Van Eyaleti içinde yer almaktaydı. 1867 Vilayet Nizamnamesi, Siirt Livası’nın Diyarbekir Vilayeti’ne bağlı olduğunu göstermektedir. Siirt Livası’nın, Merkez kaza, Pevvan (Bervade) bugünkü adıyla PERVARİ ve Garzan (Kurtalan’ın eski yerleşme yeri, şimdiki Yanarsu Bucağı) olmak üzere toplam 3 kazası vardı.
1877’de Merkez Kaza, Eruh, Şirvan, Rızyan ve Sason’dan oluşan Siirt Sancağı, Diyarbekir Vilayeti’ne bağlıydı. Siirt, bu yönetsel durumunu 1880’lere kadar korudu.1892 Devlet Salnamesi ile Siirt Sancağı, Diyarbekir Vilayeti’nden ayrılarak, Bitlis Vilayeti’ne bağlandı.
Bakmadan Geçme





