10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ VE GAZETECİLERİN DURUMU!
Gazeteler ve gazeteciler için ihdas edilmiş çok sayıda günler vardır.10 Ocak tarihi (Çalışan Gazeteciler Günü) olarak kutlanır.
Gazeteler ve gazeteciler için ihdas edilmiş çok sayıda günler vardır. 10 Ocak tarihi (Çalışan Gazeteciler Günü) olarak kutlanır. 6 Nisan (öldürülen gazeteciler günüdür.) 23 Temmuz (Basın Bayramı), 3 Mayıs ve 21 Ekim günleri ise (Dünya gazeteciler günü) olarak kutlanır.
Yarın 10 Ocak, yani (Çalışan Gazeteciler Günü!) Bu gün dolayısıyla istedik ki, MEDYAMIZIN HAL-İ PÜRMELALİNİ DİLE GETİREN BİR YAZI YAZALIM.
Türk medyası iki sınıftır. İlk temelde
(Anadolu
basını)
ve
(Yaygın medya)
olarak ayrılır. Şimdi bunlara bir de
(internet medyası)
eklendi. Öncelikle belirtelim ki,
(Yaygın medya)
için
(ULUSAL MEDYA)
deyimi kullanılsa da bu yanlış bir nitelendirmedir. Çünkü yaygın medyaya
(ULUSAL MEDYA)
deniliği zaman, sanki
(YEREL MEDYA)NIN
ULUSALLIĞI
YOK
gibi bir anlam ortaya çıkar. Oysa
YEREL MEDYA (ANADOLU BASINI)
ULUSAL KONULARDA
, yaygın medyadan çok daha hassastır.
(ULUSAL MEDYA)
deyiminden amaç, Türkiye genelinde takip edilen medya ise, bunun adı
(ULUSAL MEDYA)
değil,
(YAYGIN MEDYA)
olmalıdır. Yaygın medyaya
(ULUSAL MEDYA)
derseniz,
bu YEREL MEDYAYA (ANADOLU BASINI)
haksızlık olur.
Bunun için yazılarımda hiçbir zaman
(ULUSAL MEDYA)
deyimini kullanmadım ve kullanmam. Çünkü kullandığım takdirde, bir
YEREL MEDYA MENSUBU OLARAK KENDİ KENDİMİ KÜÇÜK DURUMA DÜŞÜRMÜŞ OLURUM!
Hem artık, yerel medyanın sesi de, internet sayesinde giderek gürleşiyor, öyle ki yerel medyanın sesi sadece Türkiye'de değil, sınırlar ötesini aşıyor. Yani, yaygın medyanın sınırlarını zorluyor!
Bilinen bir gerçeği açıklamakta beis olmasa gerek. Medya, gerçek anlamda yayın ahlakı açısından hep ikiye ayrılmıştır. Bunlar
(yandaş medya)
ve (
bağımsız medya)
olarak tanımlanabilirler. Yandaş medya, günümüze özgü de değildir. Her devrinde vardır ve varlığını ısrarla sürdürmektedir. İktidarda hangi parti varsa, o partinin liderini, icraatlarını alkışlar, vatandaşların sorunlarını görmezden gelirler. Yani
(Padişahım, çok yaşa!)
zihniyetinin temsilcisidir. Gazeteleri ve televizyonları takip ederseniz, hangilerinin
(YANDAŞ)
hangilerinin
(BAĞIMSIZ)
hareket ettikleri kolaylıkla anlaşılacaktır. Zaten, uyanık halkımız da bu durumu gayet yakından bildiği için olacak (yandaş medya)nın tirajı ve izlenmesi hep düşük, (Bağımsız medya)nın ise tirajı ve izlenme oranı hep yüksek olur.
Yarın,
(Çalışan Gazeteciler Günü)
ama Türkiye genelinde 150 kadar gazeteci tutuklu. Birçok TV kanalı, radyo, ajans, gazete, dergi kapatılmış, 2 bine yakın gazeteci işsiz bırakılmış durumda! Yani anlayacağınız,
GAZETECİLİK ARTIK EN ZOR VE EN TEHLİKELİ ZANAATLER SINIFINDA!
İşin acı tarafı, tutuklanan gazetecilerin büyük çoğunluğu terör örgütü üyesi olmak, terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak, terör örgütlerini övmek gibi çok ağır ithamlarla suçlanmaktadırlar. Haklarında müebbet hapis cezası istenen
GAZETECİLER
bile var!
İyisi mi, lafı fazla uzatmadan bir anekdotla yazımızı noktalayalım.
Sultan 4. Murat, müptelası olduğu halde sigara ve içki içenlere karşı amansızdı. Sigara ve içki içilen, gizli meyhaneleri tespit ediyor, tebdili kıyafetlerle veya ani baskınlarla girdiği meyhanelerde sigara ve içki içenleri toplayarak ölüm fermanlarını veriyordu.
İşte, bu Sultan Murat, bir gün yine genelde Bektaşilerin oturdukları bir meyhaneye gitmişti. Neşesi üzerinde olan Padişah asmak, kesmek için değil, sohbet için girdiği meyhanede, gözüne kestirdiği bir Bektaşi'nin yanına giderek oturmuş ve Bektaşi ağzıyla sormuş:
-Baba erenler, canlardan ne haber!
Korkudan tir-tir titreyen Bektaşi cevap vermiş:
-Aman Padişahım, sayenizde kimde can kaldı ki!
***
Biz de, bu anekdottan yola çıkarak, Çalışan Gazeteciler Gününü kutlamak nezaketini gösteren yetkililere söylüyoruz:
-Sayenizde, günü kutlanacak doğru dürüst gazeteci mi kaldı!
VE YANDAŞ MEDYAYLA İLGİLİ BİR ANEKDOT
Yandaş medyaya ait bir gazetenin Patronu, yazılarında zaman-zaman iktidarı eleştiren yazarını çağırmış ve söylenmiş:
-Bak kardeşim, biz buradan ekmek yiyoruz. Ya gazetenin politikasına uyumlu yazılar yazarsın, ya da bizden ayrılırsın! Ha, bir de şu var. İstersen hiç yazı yazma, maaşına yüzde 50 zamla işine devam et!