SOYLU'NUN İSTİFASI, SARAYDAN NEDEN DÖNDÜ!

10 Nisan Cuma günü gece saat 22:00'ye yakın televizyonda haberleri izlerken,

(son

dakika)

olarak verilen bir haber önce alt yazıyla geçti, daha sonra spiker tarafından cehren sunuldu. Haberde İçişleri Bakanlığı tarafından

'30 Büyükşehir ve Zonguldak il sınırları içinde bulunan tüm vatandaşlarımızın sokağa çıkmaları

yasaklanmıştır'

açıklamasına yer verilmekteydi. Sokağa çıkma yasağına ilişkin karar ilgili valiliklere yazılı olarak da tebliğ edilmişti.

Genelgede

'Büyükşehirler Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van ile Zonguldak il sınırları içinde 12 Nisan saat 24.00'e kadar vatandaşlar sokağa çıkamayacak. Sokağa çıkma yasağına uymayanlar hakkında adli ve idari işlem yapılacak'

denilmekteydi.

Sokağa çıkma yasağının Koronavirüs salgınının Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun önerileri ve Cumhurbaşkanının talimatları doğrultusunda salgının/bulaşın toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, sosyal mesafeyi koruma ve yayılım hızını kontrol altında tutma adına hayata geçirildiği belirtilmekteydi.

Açıklamada 31 ilde uygulanacak sokağa çıkma yasağının 10.04.2020 tarihi saat 24:00'den 12.04.2020 tarihi saat 24:00 arasında uygulanacağına vurgu yapılmaktaydı. Bu haberi dinler dinlemez, belki haberleri olmamıştır diyerek yaptığım ilk iş, yasak kapsamındaki iller arasında olan Mersin'deki akrabalarıma telefon ederek uyarmak oldu.

Yasakla ilgili haberleri izlemeğe devam ederken, bu arada bazı televizyon kanalları tarafından yapılan canlı yayınlar ekrana aksetmeğe başladı. Yasakların uygulanacağı illerde caddeler, sokaklar tıklım-tıklım dolmuş, marketlerin önlerinde sosyal izolasyon mesafesini uygulamak şöyle dursun, insanlar iki günlük zaruri ihtiyaçlarını temin edebilmek için adeta iç-içe girmiş, itişip kakışmağa başlamışlardı. Güvenlik güçlerinin bütün çabalarına rağmen, bu duruma engel olmalarının imknı yoktu.

31 ilde 2 saatlik bir süre için de olsa yasak sonucu yaşanan durumun televizyon ekranlarına yansıması sonucu, amacın tersine bir durumun yaşandığı gerçeğiyle karşılaşıldığı anlaşılmaktaydı. 31 ilde uygulanacak sokağa çıkma yasağı kararından Sağlık Bakanının ve Bilim Kurulunun haberi olmadığı belliydi. Bu kararı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilen talimat doğrultusunda uygulamağa koyduğu anlaşılmaktaydı.

Yasağın, uygulamaya 2 saat gibi kısa bir süre kala açıklanması sonucu yaşanan arbede, insanların hiç olmadığı kadar sosyal izolasyonu önemsemeden adeta sarmaş-dolaş bir duruma gelmeleri ülke genelinde büyük tepkilere yol açarken, 2 saatlik süre zarfında yaşanan durumun, enfeksiyonun yayılması açısından o güne kadar alınan bütün tedbirlerin sıfırlanması sonucunu doğurduğu dillendirilmeğe başlandı. Yaşanan olumsuz tablolarla ilgili olarak medyada geniş haberlere yer verilerken, özellikle muhalefet partilerinin sözcüleri tarafından İçişleri Bakanı Soylu'nun istifası gerektiğini belirten açıklamalar yapılmağa başlandı. Bu baskılar altında kalan Bakan Soylu da, bütün sorumluluğu üstüne alarak Cumhurbaşkanlığına istifasını sundu.

Soylu'nun istifasının Cumhurbaşkanı tarafından reddedilmesinden önce konuyu değerlendiren liderlerden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'Süleyman Soylu'nun istifasının tek başına alınmış bir karar olduğunu düşünmüyorum. Tıpkı Ulaştırma Bakanının da tek başına karar alamadığı gibi… Erdoğan'ı kurtarmak için Süleyman Soylu'nun istifa etmesini anlayışla karşılıyorum' ifadelerini kullanırken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener tarafından da 'Sayın Süleyman Soylu'ya göstermiş olduğu olgun davranış nedeniyle teşekkür ediyorum' açıklaması yapıldı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise Soylu'nun Türkiye'nin en hassas döneminde üstlendiği bakanlık görevini başarıyla yerine getirdiğini kaydederek 'Böylesi kırılgan bir dönemde İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'nun istifa niyeti sürdürülen mücadele ruhunu sekteye uğratma riski taşımaktadır' diyerek tavrını Soylu'dan yana koydu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya bir destek de Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'ten geldi. 'İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu'nun görevine devam etmesi ülkemizin güvenliği için çok yerinde bir karardır.

Koronavirüse karşı halk sağlığı için mücadelede ve PKK, FETÖ terörünü bitirmek için aynı gemideyiz. Zafer Türkiye Cumhuriyeti'nin olacaktır' diye tweet attı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya vatandaşlardan gelen yoğun destek sonrası Cumhurbaşkanlığından 'istifanın' kabul edilmediğine dair açıklama yapıldı.

İçişleri Bakanı Soylu'nun sokağa çıkma yasağının duyurulması sonrası ortaya çıkan görüntülere ilişkin bedel ödemek adına istifa etmek istemesi ve bu konuda Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmede yapılan konuşmalar da bilahare ortaya çıktı.

'Sizin elinizi rahatlatmak için istifa ediyorum' diyen Soylu'ya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Gerek yok' diyerek istifasını kabul etmediği Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın konuyla ilgili açıklamasıyla ortaya çıktı. Kalın, 'Cumhurbaşkanımız, İçişleri Bakanımızın istifası kabul etmemiştir, kendisi görevine devam edecektir. Birlik ve beraberliğimize kimse balta vuramayacaktır' ifadelerini kullandı. Kalın, açıklamasında:

'İçişleri Bakanımızın istifası kabul edilmemiştir, kendisi görevine devam edecektir. Sayın Bakanımız istifa talebini Sayın Cumhurbaşkanımıza sunmuş, Cumhurbaşkanımız bu talebi uygun bulmadığını kendisine ifade etmiştir. Bir makam sahibinin istifasını sunması kendi takdiridir, fakat nihai karar Sayın Cumhurbaşkanımıza aittir' dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmemesinin ardından binlerce vatandaş kararı balkonlarından alkışlayarak kutladı.

Evet, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifası Saraydan geri dönmüştü. Sarayın, Soylu'nun istifasını kabul etmemesinin önemli sebepleri vardı. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

*Soylu, İçişleri Bakanı olarak, terörle mücadelede önemli mesafeler katetmiş, bunun için kamuoyunda takdir toplayan Bakan olmuştur.

*Soylu'nun istifasının kabul edilmesi durumunda, Sarayın, gerektiğinde en yakın çevrelerini harcamaktan çekinmediği gibi bir istifhamın doğmasına sebep olunacaktı. Yani, zararı Cumhurbaşkanlığı makamına rücu edecekti.

*AKP'nin politikalarına uygun olarak özellikle HDP'li birçok belediyelere kayyumlar atayarak, şimşekleri üzerine çekmekten çekinmeyen Soylu'nun istifasının kabul edilmesi bu açıdan da çok olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına ve sorgulanmasına yol açabilecekti.

*Muhalefetin bir numaralı hedefi olan İçişleri Bakanının harcanması, AKP açısından muhalefete boyun eğmek anlamında algılanacaktı.

*Soylu'nun istifasının kabulü, aynı zamanda AKP açısından bugüne kadar yaptığı bütün icraatların inkrı anlamına gelecekti.

*En önemlisi, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın,  sorumluluğunu İçişleri Bakanı Soylu'ya yükleyerek, kendisini kamuoyunda aklamak istemesi olarak algılanacaktı.

İşte bütün bu sebeplerden dolayı, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'nun istifası

SARAY TARAFINDAN REDDEDİLDİ.

TAŞLAMALAR

MUSALAR, FİRAVUNLAR

HER DEVİRDE OLMUŞTUR

HARUNLAR VE KARUNLAR

TOPLUMDA BULUNMUŞTUR

MUSALAR, ADALETİN;

FİRAVUNLARSA ZULMÜN

TEMSİLCİLERİ ELBET

BU HERKESÇE BİLİNSİN

MUSA GİBİ GELİP DE

FİRAVUN KESİLENLER

HARUN GİBİ GELİREK

KARUN KESİLEN KİMLER

ETRAFINA GÖZ AT BAK

GÖRECEKSİN ELBETTE

FİRAVUN KESİLEN KİM

MUSA GİBİ GELİP DE