27 MAYIS 1960 VEYA TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE DARBELERİN MİLADI!

27 Mayıs 1960 tarihi, Türkiye'de askeri darbelerin postmodern müdahalelerin başlangıcı bir başka deyimle miladı olmak açısından önemlidir.14 Mayıs 1950 seçimlerinde iktidara gelen Demokrat Partinin sonunu getiren bu ilk darbeyi birebir yaşamış biri olarak

27 Mayıs 1960 tarihi, Türkiye'de askeri darbelerin postmodern müdahalelerin başlangıcı bir başka deyimle miladı olmak açısından önemlidir. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde iktidara gelen Demokrat Partinin sonunu getiren bu ilk darbeyi birebir yaşamış biri olarak dün gibi anımsıyorum. 18 yaşlarındaydım ve o zaman da gazetecilik yapıyordum. O yıllarda televizyon yoktu. Olup bitenleri radyolardan öğreniyorduk. Radyolar da Devletin tekelindeydi. Sadece Ankara ve İstanbul'dan yayın yapılıyordu. 1960 yılının 27 Mayıs günü saat 04:36'da Ankara Radyosu'ndan yapılan bir anonsla ordunun yönetime el koyduğu bildirildi. Anonsu yapan darbeyi gerçekleştiren subaylardan Albay Alparslan Türkeş'ti. Cumhurbaşkanı

Celal Bayar

ile Başbakan Adnan Menderes gözaltına alınmışlardı. Darbeciler, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel'i İzmir'deki evinden pijamayla Ankara'ya getirterek, ihtilalin lideri  iln ettiler. Gürsel radyoda bir açıklama yaparak ihtilal süresince meclis yerine yasama organı şeklinde çalışması için kurulan Milli Birlik Komitesi'nin üyelerini açıkladı. Yeni bir anayasanın hazırlanması çalışmalarına başlanacağını söyledi.

28 Mayıs

'ta Milli Birlik Hükümeti kuruldu.

Demokrat Partinin tutuklanan üst düzey yöneticileri YASSIADA'DA kurulan göstermelik mahkemede yargılandılar. Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildiler. İçişleri Bakanı Namık Gedik darbenin yapıldığı gün intihar etmişti.

Aradan yıllar geçti, demokrasi rayına girdi derken,  12 Mart 1971 Muhtırası yaşandı. Süleyman Demirel'in üçüncü Başbakanlığı dönemiydi. Dönemin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Güler, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eyicioğlu, Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanına bir muhtıra vererek, hükümetin istifasını ve yeni bir hükümet kurulmasını istediler. Başbakan Süleyman Demirel de bu muhtıra sonrası istifa etti. Emir komuta zinciri içerisinde kansız bir şekilde gerçekleştirilen bu darbe bir ilk olma özelliği taşımaktaydı. Diğer ihtilallerin aksine partiler ve meclis kapatılmadı. Nihat Erim Hükümeti kurularak parlamenter sisteme devam edildi. Bu arada Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmak için istifa eden dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler meclis tarafından ekarte edilerek, Cumhuriyet Senatosuna Cumhurbaşkanı kontenjanından atanmış olan Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Fahri Korutürk Cumhurbaşkanı seçildi.

Emir komuta zinciri içerisinde gerçekleşen bir diğer darbe de 12 Eylül 1980'de gerçekleşmiştir. Yine bir Süleyman Demirel hükümetine karşı girişilen bu askeri darbe, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve kuvvet komutanları tarafından yapılmıştır.

Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen darbelerden biri de

(POST-MODERN

DARBE)

olarak nitelendirilen ve 28 Şubat 1997 yılında yaşanan darbedir. Bu darbe Necmettin Erbakan'ın Başkanlığındaki REFAHYOL hükümetine karşı yapılmıştır. Erbakan, Başbakanlıktan istifa ettirilirken, yerine geçmesi önerilen Tansu Çillerin Başbakanlığına geçit verilmemiş, Mesut Yılmaz hükümeti kurulmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bugüne kadar yaşanan en kanlı darbe girişimi ise 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen FETÖ kalkışmasıdır. Bu darbe halkın ve özellikle Türk Silahlı kuvvetleri içindeki ATATÜRKÇÜ generallerin, subayların karşı koymaları karşısında muvaffak olunamamış, ancak, tarihimize kara bir leke olarak düşmüştür.

Bir 27 Mayıs arifesinde böyle bir yorum yaptık ki, milletimizin darbelerden neler çektiği daha iyi anlaşılsın, hiç kimseler, hiçbir dahili ve harici güç, cennet vatanımızda bir daha darbe girişiminde bulunmaya cesaret etmesin.

Yorumumuzu bir cümleyle noktalayalım. Cumhuriyet tarihimizde yaşanan darbelerden, muhtıralardan gerçekleştikleri dönemin siyasilerinin kusurları ve ihmalleri olduğunu da asla göz ardı etmeyelim. Darbesiz, muhtırasız, demokrasinin taçlandığı bir Türkiye'de yaşamak dileklerimizle...

TAŞLAMALAR

HER YIL SEÇİM OLSA DA

MİLLET KIYMETE BİNSE

MİLLETİNİ HOR, HAKİR

GÖRMEZ OLURDU KİMSE

BİL SEÇİMDEN SEÇİME

KIYMET BULUR VATANDAŞ

SEÇİM GELDİ, GEÇ Tİ Mİ

VATANDAŞIN İŞİ YAŞ

BU RAMAZAN'DA TAVAN

YAPTI, YAPMAKTA RİYA

SEÇİM YILI BU GÜNLER

RAMAZAN BAYRAMIYLA

BU DÖVİZ YÜKSELMEZSE

NE İYİ OLURDU İŞ

MASKELERİ DÜŞÜRDÜ

DÖVİZDEKİ YÜKSELİŞ

Bakmadan Geçme