ADLİ YIL VE ALTERNATİF KUTLAMA!

FETÖ'nün en önemli hedefleri arasında adliye teşkilâtını ele geçirmek vardı.Nitekim, bu isteğini büyük ölçüde gerçekleştirmişti, de! FETÖCÜLER tarafından Türkiye Cumhuriyetini ele geçirmek için üç hedef belirlenmişti.

FETÖ'nün en önemli hedefleri arasında  adliye teşkiltını ele geçirmek vardı. Nitekim, bu isteğini büyük ölçüde gerçekleştirmişti, de! FETÖCÜLER tarafından Türkiye Cumhuriyetini ele geçirmek için üç hedef belirlenmişti. Adliyeyi, Askeriyeyi ve Mülkiyeyi FETÖLEŞTİRMEK!

FETÖ ile mücadele kapsamında tutuklananlar arasında çok sayıda hkimler, savcılar, askerler, valiler olduğuna göre, kurduğu kumpaslar tıkır-tıkır işlemişti.

Bugün adli yılın açılış töreni vardı. Yapılan konuşmalarda

FETÖ'NÜN

adliyeyi nasıl ele geçirdiği konusuna geniş yer verildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda ilerlemesinde yargı kurumlarının da hkimleri, savcıları, avukatları ve diğer çalışanlarıyla hayati bir önem taşıdığına işaret ederek güvenilir ve hızlı bir şekilde tecelli eden adaletin, toplumsal barış, huzur ve kardeşliğin en güçlü teminatı olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, hukuk devletinin yaşatılabilmesi için yargının her türlü taassuptan, gruplaşmadan, siyasi ve ideolojik kamplaşmadan uzak kalmasının,  tarafsızlığını korumasının şart olduğuna dikkati çekerek, şu ifadelere yer verdi:

'15 Temmuz darbe girişimiyle hain planları ortaya çıkan ihanet çetesinin en çok hedef aldığı kurumların başında yargı gelmektedir. Bu ihanet çetesine karşı verilen mücadele sırasında karşılaştığımız hadiseler, yargıyı teslim almaya çalışan gruplara karşı müteyakkız olmamız ve sorunların üzerine cesaretle gitmemiz gerektiğini bir kez daha göstermiştir.

Başta hkim ve savcılarımız olmak üzere tüm yargı mensuplarının bu konuda ortaya koyacakları öncülük büyük önem taşımaktadır. Ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşımaya yönelik çalışmalarda, adalet sistemimizin kusursuz işleyişi, hukukun eksiksiz tecellisi ve yargıya güvenin pekiştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen reformların kesintisiz şekilde sürmesi büyük önem taşımaktadır. Adalet sistemimizin şeffaflaştırılması, hesap verebilirliğinin temini, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının daha da güçlendirilmesi için herkes üzerine düşen görevleri layıkıyla yerine getirmelidir.'

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ise yaptığı konuşmada 'Toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanamayacağına' dikkatleri çekerek

FETÖCÜ

hkimler ve savcılar yüzünden adalete duyulan güvenin büyük ölçüde sarsıldığına dikkatleri çekerek şunları söyledi:

'Terör örgütüne üye olan hkim ve savcıların meslekten uzaklaştırılmaları son derece önemli bir başarı olmasına karşın tamamen bir güven mesleği olan hkimlik ve savcılık mesleğini icra edenlerin yaklaşık üçte birinin terörist faaliyetlerinin odağında yer alması, halkın gözünde yargıya olan güveni elbette sarsacak bir durumdur. Toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz.'

Adli yılın açılışında Türkiye Barolar Birliğinin temsil edilmeyişi ve alternatif kutlama düzenlemesi ise yargının gerçekten rayına girip girmediği konusunda kuşkular uyandırdı. Haklı olarak zihinlerde oluşan istifham şuydu. Türkiye Barolar Birliği Başkanının konuşturulmadığı ve bunun için alternatif kutlama düzenlenen ülkemizde Adalet konusunda işler gerçekten de rayına girmiş denilebilir mi…

'KARIN SENDEN HAYASIZMIŞ!'

Siirt'te, eskiden kimin hangi partiden olduğu kesin belliydi. Hatta, kişi olarak değil her aile kendi aile büyüğünün tuttuğu partiyi desteklerdi. Bunun için seçim zamanlarında, şimdi olduğu gibi, her partiye girip çıkan ve her partiden görünen kimseler de yoktu. Bir kardeş bir partide, diğeri öbüründe bu hiç olmazdı. Tabii, parti içi gruplaşmalar ve hizipleşmeler HER ZAMAN VARDI. ama, sonunda bütün taraflar, kerhen de olsa yine kendi partilerinin adaylarını desteklerlerdi.

Bir seçim zamanında, adaylarından birinin yazıhanesinde toplanan taraftarları seçimle ilgili stratejilerini belirlerken, söz dönmüş dolaşmış yemek konusuna gelmiş. Partililerden biri:

-Valla bugün bizim evde cokat (bumbar=sucuk) yapmışlar. Ben gidip karnımı güzelce bir doyuracağım!

diyerek, diğerlerine nispet yapmış.

Aralarında teklif olmadığı için Aday olan Avukat:

-Bizim hanım cokatları (bumbar=sucuk) çok seviyor. Zavallı yabancı (Siirtli değil anlamında) yapmasını bilmiyor. Bize bir kap gönderin de, yesin, demiş!

Bunun üzerine, 'yemeğimiz cokat' diyen partili:

-Dur, hele eve bir telefon edeyim, duruma bakayım!

diyerek Avukatın yazıhanesinden, kendi evine telefon açmış. Karısına söylemiş:

-Bizim Avukat beyin hanımı cokatlara aşarıyormuş. Bir kaba koy da çocukla evlerine gönder!

demiş. Karşıdan ne cevap verildiğini duymamışlar amma, telefonda konuşan partili, kahkahalarla gülerek Avukata söylemiş:

-Bizim hanım diyor ki, 'Avukat beye sor, hanımı kalın sucuklardan mı hoşlanır!İnce sucuklardan mı!'

Bu soru üzerine, Avukat dahil, yazıhanede bulunanların hepsi kahkahalarla gülmüşler. Avukat, yine gülerek:

-Ulan! senin karın, senden de hayasızmış! demiş…

Bakmadan Geçme