AİLE İÇİ ŞİDDET
Bir haber izliyorum, kanım donmuş gibi kasılıyorum ve öfkeleniyorum..
Bir haber izliyorum, kanım donmuş gibi kasılıyorum ve öfkeleniyorum.. Kendimi toparlaman bayağı bir zaman alıyor, nafile.. Yine başka bir yerde bu ve bunun gibi vahşet haberleri.. Peki bunlarla yaşamak zorunda mıyız, yoksa çaresi var mı? bu açıklamadan sonra benim ve toplumun birçok kesimini rahatsız eden haberden bahsetmeye geçecek olursam, mesele şu; aile içi şiddet.. Biz insan evladı olarak bize emanet edilmiş aile ve onların üzerimizdeki hakları.. Peki böyle bir zorunluluk ve hak varken, neden şiddetle hareket ediyoruz, acaba bunda erkek egemen bir toplum olmamızın ve bu düşüncenin yanlış algılandığının bilincine varıyorum.. Bizleri doğurup büyüten ana babalarımızın erkek evlada ayrı bir tolerans tanıdığını ve çocukluktan itibaren erkeksin sen diye empoze etmeye çalıştığımız, aslında bizim sonra olabilecekleri kestiremeden yanılgıya düştüğümüz büyüme sürecindeki bir çocuğa yüklemeye çalıştığımız, sen erkeksin vurgusu.. Peki böyle bir yanlış bilgi ile büyüyen bir erkek çocuğunun annesi tarafından sürekli pohpohlanarak yaparsın, edersin diye büyütülüp sonra da bu çocuklar büyüyüp evlendikten sonra karısına şiddet uygulamasında acaba onları büyüten anne ve babaların ihmali var mıdır? elbette vardır, öncelikle bunun muhasebesini yapıp kendimizi sorguluyor muyuz? çocukluktan itibaren kendisinin bile anlayamadığı bu sorumluluğu yüklemek niye.. Kız evlatlarınızı neden her şeyi kabullenen bir bireymiş gibi yetiştiriyoruz, eksik etek ve saçı uzun söylemleri bu çocukların gelişimine ne katkı sağlar? Öyle ki büyüyüp bu travmaları yaşamalarına katkı sağlar mı? elbette sağlar.. Sevgili okurlarım ve bizleri doğurup büyüten sevgili annelerimiz; biz erkek çocuklarının yetişmesindeki ilk öğretmenlerimiz sizlersiniz, sizin anlatımlarınız ve de yaptırımlarınızın bizlere yol haritası olarak geri döneceğini unutmayıp, erkek çocuklarınızın gereğinden fazla hırçın olmamasını ve özellikle kız kardeşlerinin de olduğunu ve bu tür hareketlerden uzak insan olmanın cinsiyetle bir alakası olmadığını anlatmalıyız.. Özellikle kız çocuklarımızın özgürce yetişmesi için ne yapıp edip okutup kollarına bir altın bilezik takmamız lazım.. Unutmayalım ki cennet annelerin ayakları altındadır denilmiş ve yüce dinimiz İslam bunu emreder, hal böyleyken ağaç yaşken eğilir misali bu kötü görüntülerin bitmesi için annelere büyük görevler düşmektedir.. Lütfen bu bilinç içerisinde olup, çocuklarımızı cinsiyet kavramına göre değil, insan olmanın yaratılmış en değerli varlık diye değerlendirelim.. Bir anne dünyanın geleceğini değiştirecek evlatlar doğurabilir, bunun başka bir çaresi de yok zaten.. siz olmazsanız biz olamayacağız.. Allah'a emanet olun…