Ammo Rıfat Ya da Nası Diğer Reform Rıfat (1)

Siirt'in geçtiğimiz çağda yetiştirdiği en renkli simalardan biriside Rıfat Bakır'dır.Halk arasında bilinen adıyla Ammo Rıfat.

Siirt'in geçtiğimiz çağda yetiştirdiği en renkli simalardan biriside Rıfat Bakır'dır. Halk arasında bilinen adıyla Ammo Rıfat. Reform niteliğinde olan ülke veya il düzeyinde birçok yeniliğe imza attığı içinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Eski Başkanlarından Rahmetli Gazeteci Nail Gürelinin deyimiyle Reform Rıfat.

Rıfat Bakır, kesin olmamakla beraber tahminen 1900'lü yılların başında Siirt'te dünyaya gelmiş. Küçüklüğünden itibaren yeniliğe meraklı ve yerinde duramayan yapıya sahip bir insan. Hep yeniliklerin ve maceranın peşinde koşmuş. Küçük yaşlarda Kuran'ı Kerimi öğrenir. O dönemin okullarında da devam eder ve Siirt'te okuma-yazma öğrenen nadir insanlardan biri de odur.

14 Eylül 1916 yılında Kolordu Müfettişi olarak Siirt'i ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk'ü o dönemlerde Siirt'in giriş yeri olan Şeyh Ebul Vefa mevkiinde karşılayanların arasında 6-7 yaşlarında küçük bir çocuk olarak yer ini alır. Hatta bizzat kendisinden dinlemiştim. Sarışın olduğu için Atatürk'ün dikkatini çeker ve onun başını okşayarak hatırını sorar. Atatürk'ü karşılayan konvoyu konaklayacağı Ulus Mahallesindeki eve kadar takip eder.

Rıfat Bakır ilk gençlik yılları ve bir arayış içerisindedir. Siirt ona dar geliyor. 1920'li yıllarda kapağı İstanbul'a atar. İstanbul'da da gözü yeniliklerde. Anadolu'dan göç eden insanların yaptıkları gibi hamal veya pazarcı olmaz. Zamanını dolu-dolu değerlendirir. Bir yandan müzik eğitimi alır ve notaları öğrenir. Öte yandan Şehzade başındaki Moda Fotoğrafhanesinde fotoğrafçılığı öğrenir. Geceleri de boş durmaz. Yazlık bir sinemada makinist çırağı olur.Bir süre sonra hem müzik hem fotoğrafçılık ve sinema makinistliği alanlarında ustalaşır ve tekrar memleketinin yolunu yani Siirt'in yolunu tutar.

İlk iş olarak Hükümet Caddesi üzerinde bir dükkan tutarak AFİTAP adlı bir fotoğraf stüdyosu açar. AFİTAP, Siirt'in ilk fotoğrafhanesidir. Bu fotoğraf stüdyosu ile Rıfat Bakır daha sonraki yıllarda gerçekleştireceği yeniliklerin ilk adımını, ilk önemli halkasını atmış olur.

1921 yazında, Siirt heyecanlı ve olağanüstü bir gün yaşar. Askeri bir uçak gösteri yapacaktır. Bütün halk Doğan Mahallesindeki boş bir alana davet edilir. Şimdi askeri alan olarak kullanılan bu geniş meydanın adı o gösteriden sonra da Meydan Tayyara yani uçak meydanı olarak kalır.

Gösteri bu alanda gerçekleştirilir. Uçak buraya iniş yapar. Halk ilk defa gördükleri bu uçan makineye şaşkınlık ve hayranlıkla bakmaktadır. Her yaştan insan kendisine göre bir yorum yapmaktadır.

Bu kalabalığın arasında Rıfat Bakır'da vardır. Genç adam olarak bu yorumlara katılmaz. Sürekli olarak uçağın gösterilerini,inişini ve kalkışını çeker. Ardından hemen fotoğraf stüdyosunun yolunu tutar. Çektiği kareleri acele bir şekilde tap ederek tekrar, Meydan Tayyara'nın yolunu tutar. Yine o dönemlerde Türkçe bilen kişi sayısı çok az olduğu için kendinden emin bir şekilde, hemen uçakla gelen en üst rütbeli subayın yanına gider ve kendisine çektiği fotoğrafları takdim eder.

Komutan, o yılların Siirt'in de daha gösteri bitmeden fotoğrafların eline geçmiş olmasının şaşkınlığı ile Rıfat Bakır'a teşekkür ederek fotoğrafları alır ve yanındakilere kendisine fotoğrafların bedelini ödemeleri talimatını verir. Rıfat Bakır hemen itiraz eder ve bizzat kendisinden dinlediğim şekliyle 'Komutanım ben bu fotoğrafları para vermeniz için çekmedim. Ben size hayranlığımı belirtmek için çektim.' der.

Bakmadan Geçme