ASGARİ ÜCRET TESBİTİNDE, KOMİSYON KANDIRMACASI!

Asgari ücret komisyonu formalite toplantılarını sürdürürken, bazı cenahlardan da (asgari ücretin ne kadar olması gerektiği) konusunda rakamlar ve formüller öne sürülmektedir.Bilindiği gibi 15 kişilik komisyonda üç ekip var.

Asgari ücret komisyonu formalite toplantılarını sürdürürken, bazı cenahlardan da

(asgari ücretin ne kadar olması gerektiği)

konusunda rakamlar ve formüller öne sürülmektedir. Bilindiği gibi 15 kişilik komisyonda üç ekip var. Bunların 5'i devletin bürokratları. 5'i işveren sendikalarının ve 5'i de işçi sendikalarının temsilcileri konumunda.

Geçmiş yıllardaki pazarlıklardan biliyoruz ki sonuç itibarıyla çoğunluğu elinde tutan devlet ve işveren sendikalarının temsilcilerinin önerdiği rakamda karar kılınacaktır. Zaten, işçileri temsilen masaya oturan sözde işçi sendikası Türk-İş de hükümete yakınlığı ile bilinen SARI SENDİKA hükmündedir. Yani, Devletin ve işverenin kafasında hangi rakam varsa belirlenecek

ASGARİ ÜCRET

de o olacaktır. Sözün özü, asgari ücret komisyonu kandırmacadan ibarettir!

Asgari ücret konusunda muhtelif sendikaların ve siyaset erbabının tekliflerine bakıyoruz. Aralarında uçurumlar var. İşçiler adına masaya oturmuş bulunan Türk-İş hedef olarak 2 bin 578 TL'yi belirlediğini açıklamış bulunmakta. DİSK adına yapılan açıklamada asgari ücretin 3 bin 200 TL olması talep edilmekte.

Asgari ücret için telaffuz edilen en yüksek rakam ise Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu'ndan geldi. Karamollaoğlu'na göre asgari ücret 6 bin 500 lira olmalı!

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2020'de geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantısını yaparken, katıldığı bir programda asgari ücret konusuna dair değerlendirme yapan  Karamollaoğlu, şunları söyledi;

'Makul olan şu ki; çalışan bir insan hiç olmazsa yoksulluk sınırında bir ücret almalı. Şimdi bize diyecekler ki; el insaf! 2000 lira nerede, 6500 lira nerede? Kim öder bunu?

Halbuki şunu bilmeleri lazım. Ülkenin kalkınabilmesi ihtiyacımız olan her şeyin yeteri kadarının Türkiye'de üretilebilmesiyle mümkün. Hatta fazlası üretilmeli ki ihracat potansiyeli doğsun. Eğer siz bu üretimi arttırmak isterseniz bunun karşılığında bir talep olması lazım. Talep ne? Türkiye'de yaşayan ve alışveriş için sokağa çıkan insanlar. Yani asgari ücretliler. Bir insan 2 bin lira maaş alıyorsa diğer ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıkmaz'

Konuya ilişkin merhum Başbakan Erbakan'ın döneminden örnek veren Karamollaoğlu, '1996 yılında Erbakan Hoca iktidara geldi, ilk anda %50 zam yaptı. Bir de sene başına kadar toplam %132 zam yaptı. Şimdi bakın o zaman verilen bu zam ekonominin canlanmasına denk bütçenin yapılmasına vesile oldu. Burada söylemek istediğim husus şu. Aslında hedefin yoksulluk sınırı ve yoksulluk sınırının üstünde bir ücret olması icap eder. Çok açık ve kesin' dedi.

Karamollaoğlu, ayrıca 'Biz bu hususları dikkate almadan kendiliğimizden bir rakam söylemiyoruz, sadece hayal ederek bir rakam söylemiyoruz. Bunlar belli bir plan ve program içerisinde hükümetin gündemine alınırsa çözülebilecek problemler. Avrupa bunu çözmüş. Şu anda açlık sınırı Avrupa için bir sınır değil. Yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret alıyor Avrupa'da çalışan bir insan. Onu da harcıyor, harcadığı için de sanayinin, üretimin, kalkınmanın artmasına vesile oluyor' dedi.

Karamollaoğlu şöyle devam etti;

'Esas olan şudur. Bir memlekette hangi işte çalışırsa çalışsın bir insanın geçimini rahat sağlayacağı bir ücret alması gerekir. Bakın ne diyorum ben; geçimini rahat sağlayacağı bir ücret alması icap eder. Bugün ise tüm sendikaların toplu iş sözleşmesine ister devletle ister özel sektörle oturduğu zaman rakam açlık sınırıyla gündeme geliyor. Açlık sınırı şu an iki bin liranın biraz üzerinde.

Şimdi TÜRK-İŞ oturuyor. TÜRK-İŞ Genel Başkanı'nı severim. İster istemez bugünkü şartlarda 2450 lira ile açtılar. 2450 lira demek neticede iktidarla 2200-2300 arasında anlaşacağız demek.

Milli gelirin sağlam temellere oturması icap eder. Bu da üretimin artmasıyla mümkündür. Sadece hizmet sektöründeki artış ülkeyi zenginleştirmez. Hakiki manada güçlendirmez. Güçlü bir ülke haline getirmez. Üretim üretim üretim. Tarımda da sanayide de teknolojide de üretim. Bu bir numaralı mesele. Milli gelir üretime dayalı olarak artmalı.'

Evet, asgari ücret konusunda öne sürülen rakamlar çok farklı. Hele Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu'nun teklif ettiği rakam çok uçuk görünse bile, inanın ki, normal bir geçim standardı için ancak yeterli olabilir. Merhum Erbakan'ın işçi ve özellikle Bağ-Kur emeklilerine yaptığı yüzde yüzün üzerindeki zamlar elbette unutulmamıştır. O yıllarda işçilerin ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşlarına yapılan yüksek orandaki zamlara rağmen, hazine batmamış, işçi sayısında da düşüş yaşanmamıştı.

Asgari ücret zammını düşük düzeyde tutmak isteyenlerin bir iddiaları da, yüksek düzeyde bir artışın, işsizliğe yol açacağı şeklindedir. Biz de Sayın Karamollaoğlu gibi düşünenlerden ve tüm tabana yayılacak olan asgari ücretin gerçekten de 6 bin 500 lira olması gerektiğine inananlardanız.

Ancak, kim ne kadar isterse istesin, devletin ve işverenin kafasında olan rakamın 2300'ün üzerinde olacağına inanmıyoruz! Hem ne demişler, (Perşembe'nin gelişi, Çarşamba'dan bellidir!) Sözde işçi sendikası Türk-İş 2 bin 578 TL'yi telaffuz ettiğine göre, mevcut asgari ücret olan 2 bin 020 TL ile teklif edilen 2 bin 578 TL'nin ortası bulunacaktır. Ortalama rakam da 2 bin 300 TL'yi göstermektedir.

Göreceksiniz, asgari ücret 2 bin 300 TL olacaktır. Veya çok az altında veya üstünde olabilir. Bu rakamı unutmayın!

Bakmadan Geçme