ASKERİ HİYERARŞİ!
Balyoz, Ergenekon, Oda TV ve benzeri davalardan sonra, şimdi de FETÖ davalarıyla askeri hiyerarşi büyük darbeler yedi.Artık, Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlığa bağlı sembolik bir makama dönüştü.
Balyoz, Ergenekon, Oda TV ve benzeri davalardan sonra, şimdi de FETÖ davalarıyla askeri hiyerarşi büyük darbeler yedi. Artık, Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlığa bağlı sembolik bir makama dönüştü. Kara, hava, deniz komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığına bağlanırken, Jandarma Genel Komutanlığı da İçişleri Bakanlığının bir genel müdürlüğü konumuna dönüştürüldü. Yüksek Askeri Şura üyelerinin 3'te ikisi, siyasi iradenin temsilcilerinden oluşuyor. Ancak 3'te biri askerlerden. Yani son YAŞ toplantısında da gözlemlendiği gibi yüksek rütbeli askerlerin terfi, tayin veya emekliye sevk edilmeleri tamamıyla sivil idarenin inisiyatifinde.
Oysa geçmişte askerlerin terfi ve tayinleri, hele-hele kritik bütün atamaları YAŞ üyelerinden askerlerin tespitleriyle gerçekleşirdi. Son YAŞ kararlarından hoşnutsuzluklar yaşandığı istifa haberlerinden anlaşılmaktadır. Mesela bir Zekai Aksakallı olayı yaşandı. Korgeneral Aksakallı'yı istifa etmeyi düşündüren durum, Askeri Hiyerarşinin önemine işaret etmektedir. Keza, Orgeneral rütbesinde biri varken, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bir Korgeneralin atanması. Elbette bütün bunlar askeri hiyerarşiyi alt-üst eden uygulamalardır.
Geçmiş yıllarda, askeri hiyerarşinin tıkır-tıkır işlediği dönemlerde 10 yıl sonra kimin Genelkurmay Başkanı olacağı bilinebiliyordu. Şimdi, YAŞ kararları açıklanmadan ve siyasi iradenin kararı olmadan, bir gün öncesinden bile kimin ne olacağı belli değil!
(Askerlikte kırgınlıklara yer yoktur) denilerek, bu işin geçiştirilmesi yanlıştır. Asker de, netice itibarıyla insandır. Hakkının teslim edilmediğine inandığı anda kırılır, üzülür ve istifa da eder.
YAŞ'ta çoğunluk sivil inisiyatife geçince, haliyle askeri hiyerarşiden bahsetmek zorlaşacaktır. FETÖCÜLER, nasıl general oldular ve bunun sonucu ne oldu, bunu iyi irdelemek lzım. Bir askerin terfiini, tayinini ve hakkettiği makamı, ancak onunla işbirliği halinde olan üst rütbedeki asker bilebilir. YAŞ üyesi olarak karar vermek hakkı elde eden, askerlikle uzaktan-yakından ilgisi olmayan ve belki de ilk defa YAŞ toplantılarına katılacak bir sivil, askerleri nasıl ve hangi kıstaslara göre değerlendirecektir!
Sivilleşme kavramı altında askeri hiyerarşiyi bozmak, Türk Silahlı Kuvvetlerine en büyük zararı vermek anlamına gelir. TSK'da general düzeyinde gerçekleşen istifalar bunun ispatı olsa gerek.
UYANIK KASABI FAKA BASTIRAN, UYANIK BAKAN!
Geçmiş yıllarda, uyanık bir kasap hemşerimiz, Şehrimize her Bakan ve sair devlet adamı geldiğinde, 10-20 kadar koyununu götürür, sanki o bakanın veya devlet büyüğünün şerefine kesiyormuş gibi yapar, böylece kendisini, mezbahaya para ödemek durumundan kurtarırmış.
Bir gün yine bir Bakan Siirt'e gelmiş. Uyanık kasap, 20 kadar koyunu, sözde bakanın önünde kurban etmek için götürmüş. Haklı olarak, hayvanların, kurban edilmek üzere getirildiklerini zanneden Bakan, önce kesilmemeleri konusunda ısrar etmiş, ancak, kasap:
-Olur mu efendim, zatı linizin önünde bu kadar kurban kesmeyeceğiz de kimin önünde keseceğiz!
diye iltifatta bulunmuş.
Bakan da, razı olmuş:
-Ama, bir şartla, kesilen kurbanların etlerinin tümü, cezaevine gönderilecek! Demiş.
Yanındakilere de talimat vermiş:
-Bakın, kurbanların etleri muhakkak cezaevine gidecek!
Durum böyle olunca, kesilen koyunların etleri de mecburen ceza evine gönderilmiş. Uyanık kasap, böylece, uyanık bakan tarafından faka bastırılmış. Bir daha da, böyle uyanıklıklar yapmaktan vazgeçmiş…