AYDINCA MUHABBET
Taşına, toprağına, bayrağına kurban olduğum memleketimin üç dilli kardeş şehrimin güzel insanlarına selam ve saygılarımla… Bendeniz Aydın Sevinç, sevgili okurum bundan sonra belirli aralıklarla yazacağım makalelerle karşınızda olacağım inşallah.Bazen meml
Taşına, toprağına, bayrağına kurban olduğum memleketimin üç dilli kardeş şehrimin güzel insanlarına selam ve saygılarımla…
Bendeniz Aydın Sevinç, sevgili okurum bundan sonra belirli aralıklarla yazacağım makalelerle karşınızda olacağım inşallah. Bazen memleket sevdasını, bazen o güzelim hemşerilik duygusunu konuşacağız. Bazen de yaşadığımız sorunları konuşacak ve hep birlikte çözüm yollarını araştırmaya ve bulmaya çalışacağız.
Ama hepsinde temel hareket noktamız insanlar ve özellikle insanımız ile memleketimiz olacaktır. Dilerseniz malum coronavirüs salgını varken gelin bir insanı tanıyalım. İnsan daha doğrusu günümüz insanı kimdir? Onun ağzından öğrenelim. 'Beni tanımanız için geçmişimi anlatmak ve kim olduğumu öğrenmeniz gerekir diye düşündüğümden bütün gerçekliğiyle itiraf ediyorum ki en suçlu, günahkr, kendisinden başka kimseyi düşünmeyen canlı bir mahlûkum. Öyle ki, yıllar boyu hep yedim, fare yedim, böcek yedim, yılan yedim, maymun yedim, köpek yedim velhasıl aklınıza ne geldiyse yedim. Yarasayı çorbayı yaptım içtim ki, hiç tavsiye etmem. Çorbası hiç güzel olmuyor. Çok su içiyorlar diye develerin hepsini öldürdüm. Gerçi sonra çok yağmur yağdı ve ben sele boğuldum ama Hud süresinin 64. ayetini unuttum. Olan oldu bir kere doğanın dengesini bozdum. Avcılık adı altında spor mahiyetine daha anasının karnında olan tavşanları, geyikleri ve bilumum hayvanları öldürdüm.
Denizlerdeki ve nehirlerdeki bütün balıkları trolle dinamitle öldürdüm, yiyebildiğimi yedim arta kalanı ise difirize koydum. Benim evde 2 adet difirizim var; balıkları ayrı, tavukları ayrı ve etleri ayrı-ayrı yerleştirdim. Çünkü benim gözüm doymuyor; ben hep açım ve saldırganım. Bir ara aklıma geldi niye aslanlar, kaplanlar ve bilumum vahşi hayvanlar difiriz kullanmıyor diye, sonra anladım ki onlar sadece aç olunca karınlarını doyuruyorlar. Yemek saklama huyları yok benim gibi, aç gözlü değiller. Ha birde onların kürklerini kendime kıyafet yapmak için önüme geleni öldürdüm ve bir ev aldım barınmak için yetmedi, bir tane daha aldım arkasından. Senede 10 gün kalmak için bir yazlık aldım. Kayak yapmak için orman içinde ağaçları keserek kendime barınak yaptım. Yetmedi ekili arazileri bozarak binalar, rezidanslar ve AVM'ler yaptım. Tabii binaları yapabilmek adına çok yalan söyledim, doğayı tahrip ettim; borcumu ödemedim, iftira attım. Sürekli toplumun iyi niyetini suiistimal ettim. Kargaşa yaratmak adına kardeşi kardeşe kırdırdım ve hepsine de perde arkasından sen haklısın dedim. Birini a partisi birini b. birini de c partisi olarak ayırdım. Hizmet dedim, kutsal değerler dedim ve çok çeşitli vaatler ettim.
Taa ki bugüne gelene kadar, bugün geldiğimiz noktada küçücük bir virüs yüzünden evden dışarı çıkamıyorum. Param var, harcayamıyorum. Hepsinden önemlisi ne zaman öleceğim diye ateşler içerisindeyim. Acaba sizlerden af dilesem beni affeder misiniz? Eğer sizler affederseniz söz veriyorum iyi bir insan olmaya çalışacağım. Sizler affederseniz eminim ki Allah'ta affedecektir. Rabbim buyuruyor ki, benim karşıma neyle gelirsen gel ama sakın kul hakkıyla gelme. Sizlere yalvarıyorum sevgili okurlarım bu günahkar kardeşiniz gibi olmayın.
Biliyorum, sizler benim gibi bir insan değilsiniz.. Allah benim gibi olan insanları affetsin selam ve dua ile…