BAĞLARIN KORUNMASI SORUNU
Bugünkü konumuz daha önce birkaç kez değindiğimiz bir konu ancak, sorun aynen devam ettiği için tekrar-tekrar yazmak zorunda kalıyoruz.Öncelikle bir düzeltme ve bir saptama yapmak gerekiyor.
Bugünkü konumuz daha önce birkaç kez değindiğimiz bir konu ancak, sorun aynen devam ettiği için tekrar-tekrar yazmak zorunda kalıyoruz. Öncelikle bir düzeltme ve bir saptama yapmak gerekiyor. Düzeltme şu; bağlar dediğimiz Siirt'in etrafını çevreleyen ve artık bağ olmaktan çıkıp, büyük ölçüde fıstıklık alan haline gelmiş olan yerlerdir. Saptamada şu; bunların çok büyük bir bölümü, atadan babadan kalma birden çok kişinin mülkiyetinde olan alanlardır. Bu nedenle çoğu küçük ölçekli ve profesyonel tarım açısından yetersiz yerlerdir. Mülkiyet tek kişide toplanmadığından dolayı çoğu için yeteri bakım söz konusu değildir. Hem bundan ve hem de alanın küçüklüğünden dolayı verimin korunması konusunda da sahipleri tarafından bir şey yapılamıyor.
Bunlar olayın olumsuz ve işi çıkmaza sokan tarafı. Ancak madalyonun birde öbür tarafı var. Bir çok kişide fıstıklığına gözü gibi bakmakta ancak yukarıda da belirttiğim gibi optimum bir büyüklüğe sahip olmadığı için kendi bekçisini tutamıyor. Bu nedenle, bu iş kanunla kurulmuş olan bir birliğe kalıyor; Çiftçi Mallarını Koruma Birliği Başkanlığına. Fakat bu birliğinde gücü yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı çok sınırlı. Aidatlarını toplayamıyor, tuttuğu bekçilerin maaşlarını ödeyemiyor, sigorta primlerini yatıramıyor.
Bütün bu olumsuz tabloya rağmen bu alanların korunması için bir şeylerin yapılması gerekiyor.Çünkü yeteri kadar korunamayan bu alanlardaki ürünler maalesef çalınıyor.Çalınırken de en az çalınan o yılın ürünü kadar da ağaçlara zarar veriliyor. Dallar kırılıyor. Burada bir bilgiyi daha aktarmak gerekiyor .Fıstıkta bir sonraki yılın verimi bir önceki yılın verimi toplanmadan önce belli oluyor. Yani ağustos ayının sonlarında başlayan ürün toplama mevsiminde bir sonraki yılın verimi dallarda görülüyor. Rastgele özen göstermeden ve acele bir şekilde ürün toplandığı zamanda bu üründe zarar görüyor. Dolayısıyla hırsızlar yalnız bir yılın verimini, sahibinin bir yıllık emeğini çalmıyor. Bir sonraki yılın ürününe de zarar veriyor. Bu da şahısların gelirinden öte, milli gelirde meydana gelen bir kayıptır.
Bunun yanı sıra güvenliğin sağlanamaması nedeniyle kötü niyetli bazı kişiler motorlu testerelerle bağlara gidip yetişkin ağaçları yakmak veya o alanların sahiplerine zarar vermek amacıyla kesebiliyorlar. Her yıl böyle bir vaka görülüyor.
Özetlemek gerekirse Siirt civarında 7 tane bağ alanında sanırım üç bin civarında on binlerce dönümlük alanlar fıstıklık haline gelmiş durumdadır. Bu fıstıklıklardaki verimin korunması konusunda yapılabilecek bir şeyler mutlaka vardır. Çünkü bu konu bağ sahiplerinin yanı sıra Siirt'in de önemli bir sorunudur.