BİR CEBİNDEN AL, ÖBÜR CEBİNE AKTAR, ADIN (HAYIRSEVER)E ÇIKSIN!!!

Koronavirüsle mücadele kapsamında hükümetin başlattığı yardım kampanyası muhalefetle iktidarı yine karşı karşıya getirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddiasına göre, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın koronavirüse karşı başlattığı Milli Dayanışma Kampanyasına şahıslar veya kurumlar tarafından yapılacak bağışların tamamı, hem de geriye dönük olarak vergiden düşürülebilecek. Böylece, fatura yine gariban vatandaşlara çıkacak!

Gelir vergisi ve kurumlar vergisi kanunlarına göre tamamı vergiden indirilebilecek bağış ve yardımlar vardır. Yüzde yüzü indirim konusu yapılabilecek bağışlar ve yardımlar arasında Gıda Bankacılığı Yapan Vakıf ve Derneklere Yapılacak Bağışlar bulunmaktadır. Gıda bankacılığı faaliyeti yürüten Vakıf ve derneklere yapılacak olan bağışlar mal olarak yapılan bağışlar olup, bağışa esas malların maliyet bedelinin tamamı vergi matrahından indirilebilmektedir.

Bu maddeye göre fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı gider olarak gösterilebilmektedir.

Tabii, burada sorgulanması gereken husus şudur. Cumhurbaşkanlığı tarafından başlatılan bağış kampanyası için gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan bir dernek veya vakıf kurulmuş mudur, veya zaten kurulu olan bir dernek veya vakıf adına mı bağışlar kabul edilmektedir!

Bizce yapılması gereken, Kılıçdaroğlu'nun bu iddiasına karşılık, açılan kampanyaya yapılacak yardımların, vergi matrahından indirilmeyeceğine ve bağışta bulunanların, bu hususu peşinen kabul etmiş olacaklarına ilişkin açıklama yapılması gerekir. Gerçekten de, Kılıçdaroğlu'nun dediği gibiyse ve yapılacak bağışların tamamı ilgili şahısların veya kurumların vergi matrahlarından düşülecekse, bunun adı bağış olmaz. Bir cepten alıp, diğer cebe koymak olur!  Hani, bundan kısa bir süre önce Kızılay da bir vakıftan aldığı şartlı bağışı, bir vakfa devretmişti de, Kızılay Genel Başkanı olacak zat-ı muhterem bu işi

'VERGİ KAÇIRMAK DEĞİL, VERGİDEN KAÇINMAK!'

olarak açıklamıştı ya!

Evet, Cumhurbaşkanlığı makamınca KORONAVİRÜSLE mücadele için açılan kampanyaya yapılacak bağışlar, Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği gibi, vergi matrahından düşülecekse, sevsinler böyle bağışı! Bir cebinden al, öbür cebine aktar!

Adın HAYIRSEVERE ÇIKSIN!

ANEKDOT

Zenginin biri, zekt vakti mal varlığını hesaplamış, vermesi gereken zekt parasını bir ceketinin iç cebine koymuş, sonra gerçekten fakir birini çağırarak:

-Al, bunu senin olsun!

demiş, fakir de teşekkür ederek almış. Ancak, aklı

hile-i şeriyede

olan zengin:

-İstiyorsan, bana sat!  d

emiş.

Ceketin iç cebinde para olduğunu bilmeyen zavallı fakir kendi kendisine

(Ben bu ceketi zaten giyinemem, böyle güzel bir ceketi sırtıma geçirirsem, zengin olduğum zannedilir, kimseler yardım etmez)

düşüncesiyle:

-Hacım, para versen elbet daha iyi olur!

deyince, zengin yine

(CEKET)

kelimesini kullanmadan:

-Sen şimdi bu elindekini bana kaça satarsın, söyle bakalım!

demiş, zavallı fakir de, sözde büyük bir rakam söylemiş:

-Yüz lira ver, yeter!

Oysa ceketin içinde zekt parası niyetine konulmuş 100 bin TL varmış…

Yüz lirayı alan fakir memnun, ALLAH'I KANDIRDIĞINI VE ZEKT BORCUNDAN KURTULDUĞUNU ZANNEDEN ZENGİN İSE BU ALIŞVERİŞTEN ÇOK ÇOK MEMNUN OLMUŞ!

Bu anekdotu, üstteki yorum yazımızla ilişkilendirerek nakledişimizin sebebi anlaşılmıştır, herhalde!

TAŞLAMALAR

BİR CEBİNDEN ALARAK

KOY ÖTEKİ CEBİNE

(HAYIRSEVER)E ÇIKSIN

ADIN SENİN YİNE DE

HEM CUMHURBAŞKANINA

YAKIN OLACAKSIN SEN

ÖDEDİĞİN PARAYI

DÜŞECEKSİN VERGİDEN

BU ZENGİNLER BÖYLEDİR

İŞLERİNİ BİLİRLER

DÖRT AYAK ÜZERİNE

DÜŞMEYİ BECERİRLER

FETVA VERMİŞ DİYANET

ZEKTI VERİN DİYOR

HEM ZEKT HEM DE VERGİ

ADI BAGIŞ OLUYOR