BİR MIH BİR NALI, BİR NAL BİR ATI, BİR AT BİR ORDUYU, BİR ORDU BİR ÜLKEYİ, BİR MÜZE DE BİR İLİ KURTARIR (1)
Meşhur darbımeseldir bir mıh, bir nalı, bir nalı, bir atı, bir at, bir orduyu, bir ordu da bir ülkeyi kurtarır diye.Geçen hafta Mardin'de düzenlenen 'Yukarı Dicle Vadisi Somut Olmayan Kültürel Mirasını Koruma ve Farkındalık Yaratma Projesi' kapsamında Ma
Meşhur darbımeseldir; bir mıh, bir nalı, bir nalı, bir atı, bir at, bir orduyu, bir ordu da bir ülkeyi kurtarır diye. Geçen hafta Mardin'de düzenlenen 'Yukarı Dicle Vadisi Somut Olmayan Kültürel Mirasını Koruma ve Farkındalık Yaratma Projesi' kapsamında Mardin Müzesini gezdik.
Bu gezinin ardından Mardin Kültürünü yaşatma adına müzenin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi aldık ve yine müzenin bir çalışması sonucu olan Şanlıurfa'da ki sıra gecelerinin bir başka versiyonu olan 'Leyli ' gecesine katıldık. Bu izlenimlerim bana yukarıdaki darbı meseli hatırlattı. Birçok insan tarafından müze tarihi eserlerin sıkı bir şekilde korunduğu bir yer olarak algılanır. Mardin Müzesi bu algıyı yerle bir etmiş durumda. Müze olmanın yanında tam bir eğitim kurumu. Hem de, her yaştan insanın yararlanabildiği, bilgisine bilgi katabildiği bir eğitim kurumu.
Bu durumu daha müzenin girişinde anlıyorsunuz çünkü, öncelikle çocuklar için ayrılan oyun alanı eğitimi başlıyor. Bu alanda çocukların eğlenebileceği oyun yerlerinin yanı sıra başka alanlarda ayrılmış. İşin ilginç yanı bu alanda toprak zeminli bir yere müzede üretilen çanak çömlek ve diğer bazı objeler saklanmış. Çocuklara arkeologların kullandığı minik mala, kazma ve benzeri aletler verilerek o buluntuları bulmaları isteniyor. Büyük bir heyecanla toprağı kazan çocuklar, belirli bir süre sonra o buluntulara ulaşıyorlar. Ardından da normal bir buluntunun geçirdiği evreler başlıyor. Çocuklar buldukları o buluntu üzerinde rehberlerin nezaretinde gerekli temizlik ve restorasyonu yaptıktan sonra etiketleme çalışmasını yaparak teşhir edilmek üzere bir vitrine konuluyor.
Çocuklar bunlarla zamanlarını değerlendirerek ilk tarih bilincini kazanırken büyükleri de çeşitli sürprizler bekliyor. Lidyalılarından kalma para basımını yapabiliyorsunuz. Üç çeşit tarihi paranın kalıbı yapılmış ve bunlardan birini seçerek kendiniz paranızı basıyorsunuz. Paranızla birlikte bir de o paraya ait bilgileri ve sertifikanızı da alabiliyorsunuz.
Hemen yanında üzerinde şahmeran veya çiçek desenli tahta kalıbı alarak bez çantanızın üzerinde istediğiniz deseni basabiliyorsunuz. Uygun bir yerinde Mardin ya da Mardin Müzesi diye de aynı yöntemle yazı yazabiliyorsunuz. Bir başka köşede Ebru çalışmasını izleyebiliyor ve arzu ederseniz katılabiliyorsunuz. Böylece kumaş, ebru ve para basma yöntemlerini deneyimlerken, yeteneğinizi yansıtan üç güzel objeniz oluyor.
Daha sonra müzeyi rehber eşliğinde geziyorsunuz ve müzenin klasik kalıpların ötesine çıkması için birçok şey gerçekleştiriliyor. Örneklere devam edelim; Müzenin bir galerisi çok ilginç bir konu için ayrılmış.Bu galeride Anadolu'nun çeşitli yörelerinde ele geçirilen sahte buluntular sergilenerek müzeyi gezen ziyaretçilerin defineciler ve özellikle bu konuyu istismar edenler hakkında bir fikir sahibi olmaları hedefleniyor. Yine bir başka galeride objeler belirli aralıklarla değiştirilerek bir anlamda müzenin canlı tutulması sağlanıyor.
Müzeyi ve müzenin çalışmalarını anlatmaya yarınki yazımızda da devam edeceğiz.