BİRKAÇ ANEKDOT

Zor hayat şartları altında bunalan ve gülmeyi unutmuş olan okuyucularımızı bir nebze olsun tebessüm ettirebilmek için bugünkü yazımızı, anekdotlara tahsis edelim dedik.İşte anekdotlar.

Zor hayat şartları altında bunalan ve gülmeyi unutmuş olan okuyucularımızı bir nebze olsun tebessüm ettirebilmek için bugünkü yazımızı, anekdotlara tahsis edelim dedik. İşte anekdotlar. Bakalım beğenecek misiniz:

***

Çok eski yıllarda savaşa giden iki Siirtliden yıllarca haber alınamayınca, şehit olduklarına kanaat getirilmiş. Cepheden geri dönmeyen ve kendilerinden haber alınamayan bu iki asker, evli ve birer erkek çocuk sahibi aynı zamanda akrabaymışlar.

Dul kalan ve yıllarca bekledikleri eşleri geri dönmeyen iki akraba kadının çocukları da bu arada büyümüş, birer delikanlı olmuşlar. Kadınlar, kendi aralarında anlaşarak, birbirlerinin çocuklarıyla evlenmişler, aynı evde yaşamağa başlamışlar. Bu arada, her iki kadının da birer çocuğu olmuş.

Bir gün, kadınlardan biri pencerede oturup, dışarıyı seyrederken, karşıdan gelen iki adam görmüş. Dikkatlice bakınca, bu iki adamın, kendi kocasıyla, oğlunu evlendirdiği kadının kocası olduğunu anlamış. Büyük bir telaşla bağırmış:

-Eyvah, eyvah! Karşıdan gelen 2 kişi var. Bunlar kocalarımızın babaları ve çocuklarımızın dedeleri. Şimdi ne yapacağız!

Meğer Rusya'da 20 yıl kadar esir kalan iki arkadaş, bir yolunu bulup, kaçarak Türkiye'ye ve dolayısıyla Siirt'e dönmemişler mi!

***

Köy ağası, kendisine pezevenklik eden adamına talimat vererek, dostluk kurduğu evli bir kadını getirmesi için görevlendirmiş. Kadını almaya giden adam, az sonra geri dönmüş ve Ağanın bazı marabalarıyla oturduğu divana girmiş. Ağa, pezevenge  işaretle ve başını sallayarak ne yaptığı anlamında işaret vermiş. İşareti alan pezevenk üstü kapalı şöyle bir mesaj vermiş:

-Gittim idi almaya, kalktı idi gelmeye, gelmezse gelecekti. Geldiği için, gelemedi.

Meğer ağanın pezevengi, almak için kadının evine gitmiş, kadın da ağaya gitmek üzere tam hazırlanmış ki, kocası eve geldiği için, gidişini iptal etmek zorunda kalmış.

***

Ayyaş adam, sarhoş kafayla Şehrin meydanında bağırmağa başlamış:

-Hırsızlar, namussuzlar, şerefsizler!!!

Yoldan gelip geçenler de durup kendisine bakmaya başlayınca, söylenmiş:

-Yahu ne kadar hırsız, namusuz, şerefsiz varmış…

***

Bektaşi, arkasında adamları, cakalı bir şekilde yoldan geçen ve heybetle yürüyen birini görünce, dayanamayarak yanındaki birine sormuş:

-Kim bu adam?

Beriki cevap vermiş:

-Padişah efendimizin emir kullarından biri!

Bektaşi, yüzünü göğe kaldırarak söylenmiş:

-Bir padişahın kuluna bak, bir de senin kulun olan bana. Padişah kadar da olamadın!

Bakmadan Geçme