'BU HAMUR, DAHA ÇOK SU KALDIRIR!'
27 Kasım 2017 günü ABD'de görülen davada Rıza Sarraf ortalıkta görülmedi.Bundan da anlaşıldı ki itirafçı olmuş ve sanık sandalyesinden, tanık sandalyesine geçmiştir.
27 Kasım 2017 günü ABD'de görülen davada Rıza Sarraf ortalıkta görülmedi. Bundan da anlaşıldı ki itirafçı olmuş ve sanık sandalyesinden, tanık sandalyesine geçmiştir.
Bu yüzden jüri seçimi yapılan oturuma sadece Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla ve avukatları katılmıştı. Sarraf duruşmada yoktu.
Mahkemenin
Yargıcı Richard Berman, jüri adaylarına dava ile ilgili bilgi verirken;
'Sizin jürilik yapacağınız davada bir tek Mehmet Hakan Atilla yargılanacaktır'
demiş, davada sanık ve tanık olarak dinlenecek kişilerin listesini vererek, jüri üyelerine bunlar arasında tanıdıkları, dostları veya hasımları olup olmadığını da sormuş, böyle bir durumun, Jüri üyesi olmalarına engel olacağını belirterek: 'Sizler mahkemede sunulan delillere bakarak neyin gerçek olduğuna karar vereceksiniz, biz ise yasalara bakacağız. Bunu yapamayacak olan varsa şimdiden söylesin' çağrısı yapmıştı. Yargıç, davanın ABD bankacılık sistemini dolandırmak, kara para aklamak, İran ambargosunu delmek gibi suçları kapsadığına da vurgulamıştı.
Jüri üyeliği için başvuran 82 adaya 175 kişi ve 119 firmanın adının verildiği listede adı geçen isimler arasında Türkiye'den Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birçok siyaset erbabının adlarının bulunduğu, en çok dikkati çeken isimler arasında FETÖ örgütünün hain lideri Fethullah Gülen ile eski Bakanlar Ali Babacan ve Efkan Ala'nın olduğu belirtilmekte. Egemen Bağış, Bilal Erdoğan, Muammer Güler, Barış Güler, Ebru Gündeş, Mehmet Şimşek de listede adı geçenler arasında.
Listede İranlı ve ABD'li bazı siyasilerle işadamlarının isimler de yer alıyor. Kurumlar listesinde ise başta Halkbank olmak üzere bazı bankaların ve şirketlerin isimlerinin bulunduğu belirtilmekte. Listede 17 Aralık soruşturmasını yürüten savcılar ve eski polislerin isimleri de yer almakta. Bazı İran ve ABD Bankaları da işin içine dahil edilmiş.
Adı sanık olmaktan çıkarılan Sarraf'ın itirafçı olduğu, bunun için mahkemeye çıkarılmayacağı, yargıç tarafından ifadesinin özel olarak alınmış olmasından anlaşılıyor.
ABD'de bunlar olurken, Türkiye'den de bir karşı hamle geldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün 17/25 Aralık yargısal darbe teşebbüsüne ilişkin soruşturma kapsamında, ABD'de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hakkında devam eden yargılamada tanık listesinde isimleri bulunan
'FETÖ üyesi olmak'
suçundan firari olarak aranan Osman Zeki Canıtez ile eski CHP milletvekili Aykan Erdemir hakkında
'devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme amacı dışında kullanma, hile ile alma
çalma'
suçundan yakalama kararı çıkarıldı.
Türkiye'de siyasette önemli makamlara gelmiş kişilerle, üst düzey bürokratların ister tanık, ister sanık sıfatıyla olsun, ABD'de görülen bir davada adlarının geçmesi elbette esef vericidir. Öyle anlaşılıyor ki, Rıza Sarraf davası,
(bu hamur, daha çok su kaldırır)
deyiminde olduğu gibi, Türkiye'nin başının bir hayli ağrımasına yol açacaktır.
SENDEN GÜÇLÜ İLE ORTAK OLMA!
Bacanak olan iki Siirtli, ortak olmuşlar, koyun besiciliği yapıyor, alıp satıyorlarmış. Ortaklardan biri hoyrat, kavgacı mizaçlı, haksızlık yapmaktan çekinmeyen bir tipmiş. Diğeri gayet yumuşak huylu, kendi gölgesinden bile korkan bir yapıya sahipmiş.
Bir gün hoyrat olan ortak, yumuşak huylu ortağının yanına gitmiş:
-Artık ayrılalım!
demiş.
Halim selim ortak:
-Nasıl istiyorsan öyle olsun!
diye cevap vermiş.
Bunun üzerine koyunların bulunduğu ahıra gitmişler. Ahırda, ortak malı 200 koyun varmış. Hoyrat ortak, en iyi yüz koyunu bir yana ayırmış, en kötü olanları da bir yana bırakmış. Sonra ortağına dönmüş:
-Hangilerini istiyorsan al!
demiş.
Halim selim ortak bakmış ki ortada bir oyun var. Sıska, zayıf koyunların bulundukları tarafı seçmek işine gelmiyor, iyi koyunları da almağa cesaret edemiyormuş. Ortağına:
-Böyle olmaz, ben böleyim, sen istediğini al!
demeye de çekiniyormuş.
Kurtuluş olarak:
-Hele, kayınbiradere de gideyim, ona da bir danışayım
demiş.
Beriki:
-Kayınbiraderi karıştırmağa ne gerek var?
demişse de, taksimatın şeklinden rahatsız olan halim selim ortak, adeta kaçarcasına çıkmış ve müşterek kayınbiraderlerinin yanına gitmiş. Durumu anlatarak, yapılan haksızlığa karşı tavır koymasını istemiş ve:
-Koyunların en iyisini bir yana ayırıyor, en kötülerini bir yana bırakıyor. Sonra bana 'hadi, istediğini seç!' diyor!
demiş bunun üzerine kayınbiraderleri:
-Sen de koyunların iyilerini seç, kötülerini ona bırak!
diyecek olmuş.
Cevap vermiş:
-Hiç kabul eder mi!
deyince gayet akıllı ve tavrını hep haklıdan yana koymakla ünlenmiş biri olan kayınbiraderi cevap vermiş:
-Sen git, benim dediğimi yap. Eğer kabul etmezse, o zaman müdahale etmek hakkım olur. Şimdi ona desem ki 'En iyi koyunları bir tarafa seçmişsin, en kötü koyunları bir tarafa. Böyle taksim olur mu?' O zaman bana: Madem öyle, en iyilerini alsaydı!' demeyecek mi! Haksızlık yaptığını ispat etmek için, önce iyi koyunlara sahip çıkacaksın, haliyle o kabul etmeyecek. Benim de bu durumda müdahale etme hakkım doğacak!
demiş ve ilave etmiş:
-Ortak olacağınız zaman bana danıştığında ben sana 'Onunla ortak olma, kendisinden güçlü insanlarla ortak olan, daima zarar eder' dememiş miydim!