BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLARI PROTOKOLDE BAKAN STATÜSÜNE EŞİT OLMALI

Gerçekten de, büyükşehir belediye başkanlarının devlet protokolünde bakanlarla eşit statüde tutulmaları gerektiği kanaatindeyiz.Bunun için de protokol kurallarının değiştirilmesi gerektiğini özellikle vurguluyoruz.

Gerçekten de, büyükşehir belediye başkanlarının devlet protokolünde bakanlarla eşit statüde tutulmaları gerektiği kanaatindeyiz. Bunun için de protokol kurallarının değiştirilmesi gerektiğini özellikle vurguluyoruz.

Büyükşehir belediye başkanlıklarına aday gösterilenlere bakınız. Genelde bakanlık yapmış şahıslardan oluşuyor. Hatta İstanbul Belediye Başkanlığına aday gösterilen Sayın Binali Yıldırım, bakanlık düzeyinin ötesinde mevkilerde bulunmuş Başbakan ve TBMM Başkanlığı koltuğuna bile oturmuştur. Şimdi, Sayın Binali Yıldırım'ın İstanbul Belediye Başkanı seçildiğini varsayalım. Protokolde İstanbul Valisinden ve Garnizon Komutanından sonra yer almış olacaktı. Gerçekten, bu büyük bir ayıptır. Başbakanlık, Meclis Başkanlığı yapmış biri Devlet Protokolünde Validen ve Garnizon Komutanından sonra yer alırsa, hiç mi, hiç uygun düşmez!

Bunun için yapılması gereken bir düzenleme vardır. Devlet Protokolünün kuralları yeniden belirlenmeli ve Büyükşehir Belediye Başkanlarına Bakan statüsünde muamele yapılmalıdır. Büyükşehir belediye başkanlarına yer verilirken, temsil edildikleri ilin nüfusuna göre bir sıralamaya gidilebilir. Bu arada, büyükşehir nüfusunun 3 milyondan aşağı olmaması gerektiği kanaatimizi de belirtelim. Zaten, böyle olmazsa birkaç yıla kalmaz, Türkiye'deki 81 ilin yarısından fazlası büyükşehir statüsüne kavuşmuş olacaktır. O zaman da ayıklayın pirincin taşını!

Evet, büyükşehir belediye başkanlarının devlet protokolündeki yerleri yeniden belirlenmeli ve büyükşehir enflasyonunun önüne geçilmesi için de asgari 3 milyon nüfus aranması zorunlu hale getirilmelidir. Tabii, bugün için büyükşehir olanlar için böyle bir sorun olmamalı. Müktesep hak olarak statüleri muhafaza edilmeli.

Bizden, konuyla ilgili dikkatleri çekmek!

ANEKDOT

Osmanlı İmparatorluğu döneminde PAŞA unvanı alanlar, mecburen sakal bırakırlardı. Olur da Paşalık mertebesinden alınarak daha düşük bir statüye indirilecek olsalar, sakallarını kesmek mecburiyetinde bırakılırlardı. Bu da Osmanlı İmparatorluğunun bir kuralıydı.

Bakmadan Geçme