'DAHA ÇOK DEMOKRASİ' DERKEN

Öz olarak 'Halkın egemenliği' anlamını içeren demokrasi anlayışında yasal eşitlik, özgürlük ve hukukun üstünlüğü en önemli unsurlardır ve demokrasilerle yönetilen ülkeler içinde bu unsurlara sahip çıkanlar, daha ileri demokrasi hedefini yakalayabilmişler

Öz olarak 'Halkın egemenliği' anlamını içeren demokrasi anlayışında; yasal eşitlik, özgürlük ve hukukun üstünlüğü en önemli unsurlardır ve demokrasilerle yönetilen ülkeler içinde bu unsurlara sahip çıkanlar, daha ileri demokrasi hedefini yakalayabilmişlerdir kanımca da…

Halkın desteğini arkasına alarak silah arkadaşları ile birlikte İstiklal Savaşımızı başlatan önder Atatürk 1920 yılında TBMM'ye vücut buldurmuş, halkın hür iradesini ön plana çıkarmış ve halkın egemenliğini ön gören demokrasinin ilk adımını atmıştı böylelikle… 1930 yılında kadınlara oy hakkı tanınması, 1946'da çok partili döneme girme imkanı verilmesi, demokrasi bağlamındaki en önemli gelişmeler olduysa da, daha sonraki dönemlerde, 'Daha çok demokrasi' hedeflenmediğinden, gerçekleştirilen seçimlerde hür iradesini sandıklara demokrasinin ruhuna uygun şekilde yansıtma şansı bulmadı halkımız… Daha önceleri  yaygın olan ön seçimlerde tüm parti üyelerine oy kullandırılmadığından 'Bir avuç delegenin iradesi' diye ifade edilirdi hakim huzurunda gerçekleştirilen ön seçimler… Sonrasında ise bir avuç delegeye de oy kullandırmama hevesi içine girildi ve 'Küçük olsun, benim olsun' zihniyetiyle hareket eden siyasi partilerin liderleri, uzun yıllar koltuklarını muhafaza etmeyi garanti altına alırlarken halkın istediği adayları değil, kendilerince uygun görülenleri aday göstererek seçmenin önüne sürmeye başladılar hazırlattıkları aday listelerini… Bu konuda yapıldığı belirtilen anketler ve temayül yoklamalarının dikkate alınmadığı görüşünü paylaşıyor hür iradenin sahipleri ve haklılar bence de…

Demokrasinin vazgeçilmezleri diye  ifade edilen siyasi partilerde uzun yıllar genel başkanlık koltuğunu muhafaza edenlerle etraflarındaki bir avuç insan, merkez yoklaması ile dilediklerini aday konumuna taşıyarak hür iradeyi ayaklar altında çiğniyorlar ve bu zihniyet değişmiş değildir halen… Genel seçimlerde ön seçime daha çok önem veren siyasi parti CHP'dir ama Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında gerekli değişiklik yapılmadığından hür iradenin tam anlamı gerçekleştiği söylenemez yine de… Çünkü, partiye mensup tüm üyeler yerine, sadece delege statüsünü taşıyanlar söz sahibi kılınıyorlar bu oylamada… Mevcut sistemde bir siyasi partinin Başbakan adayını, yani genel başkanını 1200-1500 delege seçiyor ve demokrasi deniliyor buna… Nerde kaldı çoğulculuğu ön gören demokrasi?... Her siyasi partinin genel başkanı, partisinin iktidar olması durumunda Başbakan olma şansı bulacağına göre, böylesine önemli bir makama 1200-1500 delegenin karar veriyor olması, demokrasiyle örtüşür mü hiç?...

Daha ileri bir demokrasiyi kucaklayabilmek için demokrasinin vazgeçilmezleri siyasi partiler, parti içi demokrasiyi gerçekleştirmeliler evvel emirde… Buna yanaşmadıklarından 'Daha çok demokrasi' beklentisinde umduğumuzu bulmuyor, mevcut olanından da uzaklaşıyoruz maalesef…

Bakmadan Geçme