DEİZM NEDİR, NE DEĞİLDİR!
Son haftalarda DEİZM deyimi sıkça kullanılmaktadır.Özellikle İmam Hatiplilerin bu akıma kapıldıkları iddiaları oldukça yaygın.
Son haftalarda
DEİZM
deyimi sıkça kullanılmaktadır. Özellikle İmam Hatiplilerin bu akıma kapıldıkları iddiaları oldukça yaygın. Peki DEİZM NEDİR, NE DEĞİLDİR! Deizm, tek Tanrıya inanma yapısı olarak yorumlansa da, kavramın özünde başka durumlar vardır. Deizmde, bir Yaratıcının bulunduğu ikrar edilmekle birlikte tüm dinleri reddeder. Dinsel bilgiye akıl yoluyla ulaşılabileceğini savunur. Vahiy gibi konuları reddeder. Deizmcilere göre Tanrı dünya hayatına ve evrene müdahale etmez. İnanışın tanımlanmasında kullanılan doğal din ya da doğal inanç kavramları, hiçbir aracı olmaksızın sadece akıl yoluyla kavranabilecek yalın bir Tanrı inancını belirtir. Bu inancı benimseyen kişiye Deist denir. Terim Ltince Tanrı anlamındaki Déus sözcüğünden türetilmiş ve özgür düşüncelilerin Tanrı inancını belirtmede kullanılmıştır.
Evreni yaratan, işleyişi için doğa kanunlarını koyan, ayrıca insanlığa ve evrene müdahalede bulunmayan; doğruları keşfetmeleri için insanlara akıl veren bir Tanrıya duyulan inanç deizmi ifade etmektedir. Deistler genellikle bu doğrultuda evreni Tanrı tarafından tasarlanan, hareketi başlatılan; dışarıdan müdahale olmadan doğa kanunlarına uygun şekilde işleyen bir bütünlük olarak görme eğilimindedir. Kehanetlerin, mucizelerin, dinsel dogmaların, demagojilerin ve kaynağı ilahi ilan edilen dinlerin reddinden dolayı peygamberler, kutsal kitaplar, sevap, günh, ibdet, dua, vahiy, melek, cin, şeytan, cennet, cehennem, ahiret ve kader gibi kavramların bu inanışta yeri yoktur. Belirli bir öncüsü, merkezi bulunmaması sebebiyle deizmde ihtiyaç duyulan tek şey sağduyulu olmak ve her şeyi akıl süzgecinden geçirmektir.
Deizmin temel inançları dışında bazı deistler ölümden sonra yaşama veya reenkarnasyona inanabilir. Bununla birlikte deistlerin ruhun ölümsüzlüğüne dair inançları hayli çeşitlidir. Ruhların Tanrı tarafından ölümden önceki hayatlarındaki davranışlarına göre ödüllendirileceğine ya da cezalandırılacağına veya sadece ruhun ölümsüzlüğüne inanan, ruhun ölümsüzlüğü konusunda agnostik yaklaşım sergileyen ve ruhun ölümsüz olmadığını düşünen deistler vardır. Deist yazarlar Yüce Varlık, İlahi Saatçi, Evrenin Büyük Mimarı ve Doğanın Tanrısı gibi ifadeler kullanarak çeşitli şekillerde Tanrıya atıfta bulunmuştur. Deizm, evrim teorisine karşı değildir. Deizme göre insan, Tanrı'nın oluşturduğu kurallar çerçevesinde, daha ilkel canlıların evrimleşmesi sonucu oluşmuş olabilir. Bir Yaratıcıya inanmak, o Yaratıcının, insanı aşama geçirmeksizin bir anda yarattığı fikrine inanmayı gerektirmez. Evrim teorisine karşı ortaya atılan akıllı tasarım görüşü deizmde bulunmak zorunda değildir.
Peki, İmam Hatip Liselilerin DEİZM AKIMINA kapıldıkları iddialarının kaynağı nedir. Bilindiği gibi, AKP iktidarı 16 yıldan beri Türkiye'nin milli eğitimini İmam Hatip eksenine uygun hale getirmek çabasındadır. Ancak, hedeflerindeki İslam Dinini yaygınlaştırma yerine DEİZMİN yaygınlaştığı gerçeğiyle karşı karşıya kalınmıştır. Bu durum, İslam Dinini gerçek anlamda anlatabilecek eğitim kadrosunun bulunmayışından kaynaklanmaktadır. Yarım yamalak bilgileriyle İslam Dinini anlatmak durumunda kalan eğitim kadrosu, gençlerin zihinlerinde istifhamların oluşmasına yol açmakta, bunun sonucu olarak DEİZM AKIMI yaygınlaşmaktadır. Yani, bu durumu
(kaş yapalım derken, göz çıkarmak)
deyimiyle anlatabiliriz. İşin özeti budur. Bir işi yarım yamalak anlatmanın sonucu işte böyle olur.
ANEKDOT
Hazret-i Musa (O'na ve Cümle Peygamberlere salat ve selam olsun) bir gün dağda bir çobana rast gelir. Çoban, kendisini tepenin zirvesinden aşağıya yuvarlamaktadır. Hazret-i Musa sebebini sorar. Çoban saf bir şekilde cevap verir:
-Yüce ALLAH'A ibadet olmak açısından böyle yapıyorum.
Hazret-i Musa, çobanın bu saf niyetini takdir ederek, yanında bir müddet kalır ve ona namaz kılmayı öğretir. Artık ayrılmasının zamanı gelmiştir.
Hazret-i Musa bulundukları denizin kıyısında çobanla vedalaşarak hırkasını su üzerine serip, karşıya geçmekteyken, bir de bakar ki, çoban suyun üzerine attığı kepenginin üzerine kurulmuş, arkasından:
-Ya Musa, namazda bir hususu unuttum. Dur da, bana anlat, öyle git!
diye seslenmiyor mu.
Çobanın, kendisi gibi su üzerinde yürüdüğüne tanık olan Hazret-i Musa cevap verir:
-Git, eskiden nasıl namaz kılıyordunsa, yine öyle kıl!
diye cevap verir.
Tabii, bu kıssanın doğru olduğu şüpheli de,
DEİZM
dedikleri bu olsa gerek…