DIŞ ODAKLAR, İSTİSMAR KAPILARINDAN SIZARLAR
Dünya Savaşlarından sonra sistemli olarak sürdürülmekte olan ekonomik savaşlar yüzünden yine binlerce insan yaşamından olurken, milyonlarcası da başka yerlere sığınmak mecburiyetinde kalıyor.Ortadoğu coğrafyasının bazı ülkelerinde yaşanan elim olayları te
Dünya Savaşlarından sonra sistemli olarak sürdürülmekte olan ekonomik savaşlar yüzünden yine binlerce insan yaşamından olurken, milyonlarcası da başka yerlere sığınmak mecburiyetinde kalıyor. Ortadoğu coğrafyasının bazı ülkelerinde yaşanan elim olayları tezgahladıkları görüşü paylaşılan dış odaklar, barbarlığı içeren insanlık dışı tutumlarını sürdürmeye devam etmektedirler ve şimdi de komşu ülke İran'da, halkın hayat pahalılığı nedeniyle hükümeti protesto etme gösterileri, bu barbarlığın sonucundan başka bir şey değildir.
İran'da ülke geneli yayılan ve daha da tırmandığı belirtilen olaylarda ölü sayısı maalesef artmakta ve esef veren gelişmeler endişe ile izlenmektedir. Bu ülkenin 2015 yılında ABD ile vardığı nükleer anlaşma sonrası İran halkının umduğu refah düzeyini bulmamasından kaynaklanan protesto eylemlerinin, bu nedenle sadece ekonomik olduğu düşünülemez sanırım. Suskunluğunu bozan İran'ın dini lideri Ayetullah Hamaney'in; 'İran'ın düşmanları birleşti..' ifadeleri, dış odakları işaret eden bir söylemdir ve bu ifadede gerçek payı yüksek olsa da, İran yönetiminin kendini sorgulaması gerekmektedir. Bu ülkede işsizlik ve hayat pahalılığının büyük boyutlara ulaşmasında; mutlaka ülkenin iyi yönetilmemesinin payı büyüktür. Zaten dış odaklar, başka ülkelere her zaman için bir takım istismar kapılarından yararlanarak sızmaya çalışırlar. İran halkının işsizlik ve hayat pahalılığından duyduğu rahatsızlık da, dış odaklar için bir istismar kapısı teşkil etmiştir. Bu bakımdan ülkeler, dış odakların kendilerine verebileceği tahribatın asgari düzeyde kalması için, istismar kapısı teşkil edebilecek olumsuzluklara, duyarlılıkla eğilerek giderme noktasını önemsemelidirler.
ABD ve İsrail yönetimleri, İran'da yaşananlara açıktan destek verirlerken diğer ülkeler, bir an önce sağduyu içine girilmesi gerektiğini seslendirmektedirler. Avrupa Birliği'nin, barışçıl gösteri ve ifade özgürlüğünün temel hak olduğuna işaret ettiği, Fransa'nın da benzer bir açıklamada bulunduğu, devam eden eylemlerin nereye evrileceğinin dünya genelinde endişeyle izlendiği de haberlerde vurgulanıyor.
Türkiye olarak İran'daki protestolara yönelik Dışişleri Bakanlığımızca yapılan açıklamada; 'Dost ve kardeş İran'ın toplumsal huzur ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiği' belirtilerek, bir an önce ülkede sağduyunun hakim kılınarak olayların tırmanmasının önüne geçilmesi temenni edilmektedir. Hemşerilerim, İran'da başlayan iç çatışmanın daha da büyümeden sağduyu ile önlenmesi gerektiğini belirtirlerken; 'Halkın pahalılık ve işsizlik tepkisini değerlendiren dış odaklar, bu ülkenin de karışması için devreye girmişlerdir..' diye görüş belirtmektedirler. Ekonomik sorun insanların en önemi sorunu olduğundan dış odaklar, bu konuda sıkıntı çekilen ülkelerin halklarını tahrik etmeye çalışırlar, yani ekonomi; onlar için en geçerli istismar kapısıdır. Bunu, bölgede yaşayan tüm ülkelerin artık görmesi gerekir.