DOĞALGAZ YERİNE TEZEK!!!

12-18 Aralık tarihleri arası günler (Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası) olarak kutlanmaktadır.Peki, özelikle okullarda kutlanan yerli malı haftasının çıkış noktasının ne olduğu biliniyor mu.

12-18 Aralık tarihleri arası günler

(Tutum,

Yatırım ve Türk Malları Haftası)

olarak kutlanmaktadır. Peki, özelikle okullarda kutlanan yerli malı haftasının çıkış noktasının ne olduğu biliniyor mu. Böyle bir haftanın ihdas edilmesinin sebebi 1929 yılında yaşanan ekonomik kriz olmuştur. Kriz zamanında Türkiye'de, büyük bir ekonomik bunalım yaşandığı, piyasada mal dolaşımında büyük azalmalar meydana geldiği, bunun üzerine halkın yerli mallarına olan talebinin arttırılarak ekonomikdarboğazın aşılması hedeflendiği belirtilmekte. Bunun için okullarda yerli malı haftası kutlanarak yerli malı tüketiminin ülke ekonomisine yaptığı olumlu katkılardan bahsedilmesi ön plana çıkarılmıştı.

Bu arada, öğrencilere paranın ve eşyaların bilinçli tüketimi konusunda da eğitim verilmesi hedefler arasındaydı. 12 Aralık tarihinde İsmet İnönü'nün tutumlu tüketim ve yerli mallarının kullanılması konusunda yaptığı konuşmanın ardından bu tarih ve devamındaki bir haftalık süreç artık yerli malı haftası olarak kutlanmaya başlanmıştır. 1983 yılında ilgili kanundaki değişiklikle yerli malı haftasının ismi,

'Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası'

olarak değiştirilmiştir.

Okul yıllarında, yerli malı haftası kutlamalarına çok katıldık. Belirlenen günlerde her öğrenci yerli malı haftasına uygun kuruyemişler, mevsimin meyvelerinden getirir, öğretmenlerimiz, bütün sınıf öğrencilerinin getirdiği çerezleri, meyveleri önce bir araya toplar, sonra mümkün mertebe öğrencilere eşit oranda dağıtırlardı. Böylece, amaçlardan birinin, belki de çerez ve meyve alamayacak öğrencilerin, hafta içinde tadımlık da olsa, yemelerini sağlamak olduğu anlaşılmaktaydı.

Günümüzde, yerli malı kullanmanın ve tüketmenin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmış bulunmaktadır. Bir ülke, dışa bağımlı olmadığı oranda kalkınır. Bunun bilincinde olmamız gerekir. Kendi ihtiyacımız olan emtiaları üretmek ve dışa bağımlılığımızı asgari düzeye düşürmek temel hedefimiz olmalıdır. Yerli Mali Haftasında sadece okullarda öğrencilere değil, bütün tüketicilere verilmesi gereken hedef de bu olmalıdır. Üretmeden tüketmenin, ülkeleri dar boğaza sokacağı anlatılmalıdır.

2017 yılının bu son ayında dışarıya bağımlı olduğumuz doğalgazın kesilmesi durumunda ne yapacağımızı tartışmaya açacak olursak alternatif yakıtlar sağlanması konusunda gayret içine girilmesi gerektiğini anlayacağız.

Bu yerli malı haftasında doğalgaza alternatif tek yerli malı yakıt

TEZEK

olarak aklımıza geldi. Gelin, bu yerli malı haftasında ısınmak için tezek kullanalım da, doğalgazda Ruslara ve diğer ülkelere bağımlılıktan kendimizi kurtaralım! Öyle ya, yerli malı yakıt olarak  kullanabileceğimiz tek ürünümüz var o da

TEZEK DEĞİL Mİ!!!

'KARIN SENDEN HAYASIZMIŞ!'

Siirt'te, eskiden kimin hangi partiden olduğu kesin belliydi. Hatta, kişi olarak değil her aile kendi aile büyüğünün tuttuğu partiyi desteklerdi. Bunun için seçim zamanlarında, şimdi olduğu gibi, her partiye girip çıkan ve her partiden görünen kimseler de yoktu. Bir kardeş bir partide, diğeri öbüründe bu hiç olmazdı. Tabii, parti içi gruplaşmalar ve hizipleşmeler HER ZAMAN VARDI. ama, sonunda bütün taraflar, kerhen de olsa yine kendi partilerinin adaylarını desteklerlerdi.

Bir seçim zamanında, adaylarından birinin yazıhanesinde toplanan taraftarları seçimle ilgili stratejilerini belirlerken, söz dönmüş dolaşmış yemek konusuna gelmiş. Partililerden biri:

-Valla bugün bizim evde cokat (bumbar=sucuk) yapmışlar. Ben gidip karnımı güzelce bir doyuracağım!

diyerek, diğerlerine nispet yapmış. Aralarında teklif olmadığı için Aday olan Avukat:

-Bizim hanım cokatları (bumbar=sucuk) çok seviyor. Zavallı yabancı (Siirtli değil anlamında) yapmasını bilmiyor. Bize bir kap gönderin de, yesin, demiş!

Bunun üzerine, 'yemeğimiz cokat' diyen partili:

-Dur, hele eve bir telefon edeyim, duruma bakayım!

diyerek Avukatın yazıhanesinden, kendi evine telefon açmış. Karısına söylemiş:

-Bizim Avukat beyin hanımı cokatlara aşarıyormuş. Bir kaba koy da çocukla evlerine gönder!

demiş.

Karşıdan ne cevap verildiğini duymamışlar amma, telefonda konuşan partili, kahkahalarla gülerek Avukata söylemiş:

-Bizim hanım diyor ki, 'Avukat beye sor, hanımı kalın sucuklardan mı hoşlanır! İnce sucuklardan mı!'

Bu soru üzerine, Avukat dahil, yazıhanede bulunanların hepsi kahkahalarla gülmüşler. Avukat, yine gülerek:

-Ulan! senin karın, senden de hayasızmış! demiş…

Bakmadan Geçme