DÜNYA TASARRUF GÜNÜ VE İSLAMİ BURJUVAZİ!
Yarın, 31 Ekim'dir.31 Ekim (DÜNYA TASARRUF GÜNÜ) olarak bilinir ve insanların tasarrufa yönlendirilmeleri amaçlanır.
Yarın, 31 Ekim'dir. 31 Ekim
(DÜNYA TASARRUF GÜNÜ)
olarak bilinir ve insanların tasarrufa yönlendirilmeleri amaçlanır. Müsrif olmamak, aynı zamanda İslam dininin kesin emirlerinden biridir. Çünkü her yoklukta, her kıtlıkta müsriflerin vebali vardır. İşin gerçeğini söylemek gerekirse AKP iktidarıyla birlikte,
(İSLMİ BURJUVAZİ)
olarak yorumlanacak bir güç ortaya çıktı. Bu güç, hükümetin de desteğini alarak süratle sermayeyi kontrolü altına aldı. AKP iktidarıyla birlikte füze hızıyla yükselen
İslmi burjuvazi,
gerçekte İslmi değerlere tam ters.
Benim, başörtüsüne ve başörtülü hanımlara saygım sonsuzdur. Rahmetli Annem de, rahmetli Eşim de hep başörtülüydüler. Amma İslmi burjuvazinin hanımlarına bakıyorum.
TÜRBAN
adını verdikleri bir başörtü kullanmaktadırlar. İyi, ister
TÜRBAN OLSUN, İSTER EŞARP, İSTER ÇARŞAF.
İslmi kıyafet olarak isteyen, istediği kıyafeti giyer. Buna da hiçbir itirazımız yok.
Ama İslmi burjuvazi kesiminin hanımlarının
TÜRBAN
diye taktıkları başörtülerinin piyasadaki fiyatı asgari ücretin neredeyse 5-10 katı. Hem de, her elbiseleri için ayrı bir
TÜRBANLARI VAR!
Yani, piyasa değeri, asgari ücretin 5-10 katı fiyata satılan türbandan yine en azından 5-10 taneye sahipler.
Bu ülkede, aldığı aylık maaş 1500 TL'nin altında olan emekliler, asgari ücretle çalışabilmek için can atan milyonlarca işsizler bulunmaktadır. İslami burjuvazi mensubu hanımlar, piyasa değeri 2-3 bin TL (eski deyimle 2-3 milyar) olan TÜRBAN TAKIYORLARSA ve bunu İSLAMİYET ADINA YAPTIKLARINI SÖYLÜYORLASRA BİZE (HAYDİ ORADAN) demekten başka bir söz düşmüyor. Türban, en basit ve en ucuz örnek. 4x4 jeeplerden, yalılardan, villalardan bahsetmeğe gerek yok! Tabii, bunlar basit örnekler. Yapılan İSRAFLARI kalem-kalem yazmağa kalkışırsak, sütunlar yetmez!
İslm dininde, mal ve mülk her ne kadar şahısların tekelinde olsa bile,
ASIL SAHİP
YÜCE ALLAH'TIR.
Mal, mülk sahibi, kendisine bahşedilen malda, mülkte tasarruf ederken,
Yüce ALLAH'ın
rızasını ve emirlerini görmezden gelemez.
Nitekim
AYET-İ KERİMELERİN MEALİ ALİLERİNDE:
(EY ADEMOĞULLARI! HER SECDE MAHALLİNDE GÜZEL ELBİSELERİNİZİ GİYİN, YİYİN, İÇİN, FAKAT İSRAF ETMEYİN; ALLAH SAVURGANLARI SEVMEZ.)
(SİZE VERDİĞİMİZ RIZIKLARIN TEMİZLERİNDEN YİYİN! BUNDA AŞIRI GİTMEYİN Kİ, GAZABIMI HAK ETMEYESİNİZ. GAZABIMI HAKKEDEN KİMSE MUHAKKAK MAHVOLUR.)
(YAKINLARA, DÜŞKÜNE VE YOLCUYA HAKKINI VER, AMA SAÇIP SAVURMA. DOĞRUSU SAÇIP SAVURANLAR ŞEYTANLARIN KARDEŞLERİDİR. ŞEYTAN İSE, RABBİNE KARŞI ÇOK NANKÖRDÜR.)
Buyrulmaktadır. Görüldüğü gibi
YÜCE ALLAH SAÇIP SAVURANLARI (ŞEYTANLARIN KARDEŞLERİ) olarak nitelendiriyor. Milyonlarca işsizin yaşadığı, asgari ücretle çalışan milyonların bulunduğu, emeklisinin, memurunun, işçisinin YARI AÇ, YARI TOK OLDUĞU BİR ÜLKEDE, ASGARİ ÜCRETİN 4-5 KATI FİYATLA TÜRBAN ALARAK, İSLAMİYET ADINA BUNU SİMGELEŞTİRENLER, ACABA BU (SAÇIP SAVURANLAR) ZÜMRESİNİN İÇİNDE YER ALMIYORLAR MI!
Bizim, kimin neyi giydiğinin, giydiğini kaça aldığının derdine düşecek bir durumumuz yok. Amma bunu yaparken, MÜSLÜMAN GEÇİNMEĞE KALKARSA, İSLMİ KURALLARI ANIMSATMAK DA BOYNUMUZUN BORCU OLUR.
Bize dinimizi öğretmeğe kalkışan hadsizlere, hadlerini bildirmek 31 Ekim (DÜNYA TASARRUF GÜNÜ) dolayısıyla bugün böyle bir yazı yazmak içimden geldi.
ALLAH'IN SELAMI gerçek inananların üzerinde olsun…
'ÖLECEĞİME ÜZÜLMÜYORUM AMA'
Geçmiş yıllarda, Şehrimizin tanınmış simalarından biri ağır hastalanmış, evinde yatıyormuş. Tabii, ziyaretçileri gelip, gidiyor, şif dileklerini ileterek teselli ediyorlarmış.
Gerçekten muhterem bir kişi olan doğruluğu, dürüstlüğü ve mertliğiyle tanınan bu Siirtlinin üç kğıtçı, dalavereci, sahtekr mı, sahtekr bir kardeşi varmış.
Yine kendisini ziyarete giden ve tesellide bulunmak isteyen çok samimi bir dostuna, hasta şöyle demiş:
-Emin ol, ölümden zerre kadar korkum yok. Allah'ın takdiri neyse olacak. Ama, biliyor musun en çok neye üzülüyorum. Ben ölünce, hemşerilerim de varıp benim üç kğıtçı, dalavereci kardeşime başsağlığı dileyecekler 'BAŞIN SAĞOLSUN' diyecekler ya! İşte, bunu düşündükçe üzülüyorum, kahroluyorum!