ECEVİT'E RAHMET, GASIPLARA LANET!
Vatandaşlar artık çocuklarını okutarak iş sahibi kılmak, gençler de okuyarak iş bulmak ümidini büyük ölçüde yitirmiş bulunuyorlar.Çünkü özellikle devlet kapısında iş bulmak için tahsilli olmak değil, torpilli olmak geçerli! Ön lisans, lisans ve hatta yüks
Vatandaşlar artık çocuklarını okutarak iş sahibi kılmak, gençler de okuyarak iş bulmak ümidini büyük ölçüde yitirmiş bulunuyorlar. Çünkü özellikle devlet kapısında iş bulmak için tahsilli olmak değil, torpilli olmak geçerli! Ön lisans, lisans ve hatta yüksek lisans yapan gençler iş bulamazlarken, torpilli olan lise ve hatta ortaokul mezunları kolaylıkla iş bulabiliyorlar. Bir de istisnai memuriyetler var. Bu gibi görevlilere atananların yüzde doksanı yüksek torpillilerden oluşanlardır. Örnek olması açısından belirtelim bakanlıklarda, valiliklerde, belediyelerde özel kalem müdürlüklerine yapılan atamalar gibi!
Yaşım itibarıyla birçok hükümetlerin, başbakanların dönemlerini anımsıyorum. İnanır mısınız, gelmiş geçmiş devlet adamları ve başbakanlar arasında Merhum Bülent Ecevit'ten daha namuslusunu, daha dürüstünü anımsamıyorum. Bir zamanlar
(KARAOĞLAN)
olarak ünlenen bu müstesna devlet adamının her dönem için geçerli olacak bir sloganı vardı.
(NE EZİLEN, NE EZEN, İNSANCA, HAKÇA BİR DÜZEN!)
Merhum Ecevit, bu sloganının altını boş bırakmamış, özellikle memuriyet atamalarında KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) sistemini getirerek, torpillerin önüne set çekmişti. Bu sistem merhum Ecevit'in Başbakan olduğu 1999 yılında başlatılmış, bu suretle
(Cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi
olduğu)
ilkesine uygun atamaların yapılması gerçekleştirilmişti. Ne var ki, bütün gençlere eşit mesafede duran bu sistem, sulandırıldı. KPSS'ye girenler için bir de mülakat getirildi ki, evlere şenlik bir sistem. İddialara göre mülakatta sorulan sorular havada-sudan. Anının adı, babanın adı ve özellikle
DAYIN KİM!
Dayısı olanlar mülakatı geçerken, dayısı olmayanlar elenmekte. KPSS'den 90 puan alanın atanması yapılmazken, 50-60 puan alanlar dayıları sayesinde kadrolara atanabilmekte!
Bu işler hep böyle mi oluyor, hiç mi ciddi bir mülakat yapılmıyor bilemeyiz. Örnek olması açısından belirteyim. Geçenlerde TBMM Genel Kurulunda yapılan görüşmeleri izlerken, muhalefete mensup bir milletvekili bu konuda somut bir örnek sundu. Memleket adı ve sınav yerini de açıklayarak (KPSS notu 82 olan ve daktiloda dakikada 120 kelime yazan biri elenirken, KPSS puanı 72 ve daktiloda dakikada 90 kelime yazan biri mülakat sonucu göreve alınmış, hani kul hakkı!)
KPSS'nin yanına bir de mülakat getirilince ve bu gibi olaylar yaşanınca ister istemez Merhum Bülent Ecevit'e rahmetler dilerken, mülakatlarla gençlerin haklarını gasp edenler varsa, onlara da lanet olsun diyoruz…
ANEKDOT
Osmanlı imparatorluğunun gerileme döneminde mali yönden büyük sıkıntı içine girilince, dönemin sadrazamı, vezirlerden durumun düzeltilebilmesi konusunda görüşlerini bir rapor halinde sunmalarını istemiş.
Vezirlerden biri yazdığı raporunda, İstanbul'da yaşayan çok zengin birinin öldüğünü, servetinin 2-3 küçük çocuğuna kaldığını, bu servetinin hazineye devredilerek, çocuklara geçimlerini sağlayacak kadar bir maaşın bağlanmasını önermiş.
Rapora hayli sinirlenen sadrazam, altına bir şerh yazarak iade etmiş. Sadrazamın şerhinde şöyle yazılıymış:
MÜTEVEFFAYA RAHMET,
MALINA, MÜLKÜNE BEREKET,
ÇOLUK-ÇOCUĞUNA AFİYET,
GAMMAZA LANET!
TAŞLAMALAR
EĞER DAYIN VAR İSE
DİPLOMAYA NE GEREK
DAYIN YOKSA DİPLOMA
BİL İŞE YARAMAZ PEK
KPSS YANINDA
BİR DE MÜLAKAT VAR YA
İŞİ HAVALA ETMEK
DEMEKTİR BU DAYIYA
AĞZINDA KUŞ TUTSAN DA
BOŞTUR BUNU BİLESİN
EĞER DAYIN YOK İSE
SINIFTA KALMAN KESİN
ECEVİT'E BİN RAHMET,
GASIPLARA BİN LANET
KİMSESİZLERE KİMSE
OLMALI CUMHURİYET