EMANETLERİ EHLİNE VERMEK!

Biz Müslümanlar zannederiz ki, İslam Dininde sadece 5 farz vardır.Oysa, Kur'an-ı Kerim incelendiğinde o kadar çok farzlar ortaya çıkar ki şaşırır, kalırsınız.

Biz Müslümanlar zannederiz ki, İslam Dininde sadece 5 farz vardır. Oysa, Kur'an-ı Kerim incelendiğinde o kadar çok farzlar ortaya çıkar ki şaşırır, kalırsınız.

Dinimizde farz olan hususlardan biri de (EMANETİN EHLİNE VERİLMESİDİR.) Bu farzı uygulamak belki de namaz kılmanın, oruç tutmanın hacca gitmenin, zekt vermenin dahi önünde olması gereken bir kuraldır. Yani, KELİME-İ ŞAHADET hariç diğer farzların önündedir.

Kur'an-ı Kerim'de mealen: (Allah, size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size böylece ne güzel öğüt veriyor. Doğrusu, Allah işiten, görendir) buyrulmaktadır.

Emanetin ehline verilmesi, bir kişinin diğer bir kişiye verdiği eşyayı istendiğinde geri vermesi şeklinde basit bir şekilde tevil edilemez. Böyle bir durum da elbet emanete dahildir ama bu emanetten çok büyük emanetler vardır. Günümüze uyarlarsak, özellikle devlete ait mevki ve makamların ehil olanlara verilmesi en önemli emanetler cümlesindendir. İşin ehli varken yandaş, candaş, sırdaş, arkadaş, akraba diyerek birilerine makamlar peşkeş çekilirse, emanete en büyük ihanet olur. Bu ihanet, koca bir devleti çökertecek sonuçlar doğurabilir. Nitekim ülkemizde yaşanan FETÖ olayının en gerçekçi sebebi, emanetin ehline değil de, müritlere, muhiplere, biat edenlere verilmesinden kaynaklanmıştır.

Ehil olmadıkları halde FETÖ sayesinde bir makamlara gelen hkimler, savcılar, paşalar, valiler, kaymakamlar ve benzerleri ülkeyi bu hale getirmediler mi. Ehil kişiler varken, ehliyetsiz, kabiliyetsiz, cibilliyetsiz kişilerin önleri açılarak belli makamlara getirilmediler mi! İşte, asıl emanete hıyanet budur!

Bakıyoruz da, hala emanetin ehline verilmesi konusunda gerekli hassasiyet gösterilmiyor. Yine yandaşlar, candaşlar, biat edenler kayırılıyor. Yani, yaşanan bunca badirelerden yine de ders alınmamış. FETÖ'YÜ tasfiye ederken, yerine METÖ'YÜ ikame ederseniz, emaneti ehline vermiş olmazsınız.

Ayet-i Kerime'nin mealinin devamında (

insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder) denilerek Yüce Rabbimizin emri tebliğ edilir. Yani, ADİL OLMAK DA din-i İslam'ın en önemli farzıdır.

Bizim Siirt'çe lisanımızda unutulmuş bir atasözümüz vardır. (Meyye eymın sam-u salla. İye eymın kafel bep ız zılm u araf Allah) deriz. Bu atasözün Türkçe karşılığı şudur: (Önemli olan oruç tutmak, namaz kılmak değildir. Asıl olan zulmün kapısını kapatmak ve Allah'ın rızasına uygun hareket etmektir.)

Hem, eanetin ehline verilmemesi kıyametin almetlerinden sayılmıştır. FETÖ darbesi de, Türkiye açısından küçük bir kıyamet değil mi!

'HIZIR ALEYHİSSELM BURDA, DİYEYİM Mİ'

Kadir gecesi, Siirt Çarşı Camii tıklım, tıklım. Hoca vazediyor, gecenin kıymetini dile getiriyormuş. Bu arada uyuklayan birini, yanındaki  dürtmüş:

-Uyuma bak, hoca ne güzel vaiz veriyor!

diye uyarmış.

Uyuklayan Siirtli güzlerini açmış amma, yine kapamış ve uyuklamağa devam etmiş. Onu ikaz eden kişi, tekrar dürtmüş:

-Bu gece Kadir gecesi, öyle uyuklama da vaizi dinle!

diyerek üstelemiş. Bunun üzerine, aslında uyumayıp, uyuyor numarası yapan gönül ehli Siirtli kendisini dürteni ikaz etmiş:

-Bak, beni rahat bırak. Yoksa, senin HIZIR ALEYHİSSELM olduğunu söylerim, gününü görürsün!

demiş. Meğer, uyuklayanı uyaran Hızır Aleyhisselammış. Uyuklama numarasına yatan ise

ALLAH DOSTALIRINDAN BİRİ.

Bunun için söylenmiş şöyle bir deyim var:

-HER GECE KADİR, TANIMADIĞIN HER İNSAN DA HIZIR OLABİLİR!

Bakmadan Geçme