GELENEKSEL NİSAN ŞAKASI
Yarın 1 Nisan ve eski yıllarda bu tarihte yoğun şekilde şakaları kucaklayan geleneğin de yok olmaya yüz tuttuğunu düşühdüğümden, nedenini öğrenmeye çalıştım ziyaret ettiğim mekanlarda… Kendileriyle sohbet ettiğim değerli hemşerilerim beş yukarı, beş aşağ
Yarın 1 Nisan ve eski yıllarda bu tarihte yoğun şekilde şakaları kucaklayan geleneğin de yok olmaya yüz tuttuğunu düşühdüğümden, nedenini öğrenmeye çalıştım ziyaret ettiğim mekanlarda… Kendileriyle sohbet ettiğim değerli hemşerilerim; beş yukarı, beş aşağı aynı anlama gelen ifadelerini; 'Uzun yıllar bizlere seçim meydanlarında vaat edilen huzur ve refaha kavuşma umutlarımızda sürekli olarak hüsrana uğradık… Birçok vatandaşımızın hayatını kaybetmesine ve ülkemiz ekonomisine büyük zarar veren insanlık dışı terörün 35 yılı aşkın zamandır ülkemiz gündeminde kalması büyük bir talihsizliktir. Neyse ki, şimdi terörle mücadele kararlılığı içine girilmiş bulunuyor… Koyu işsizlik milyonlarca insanımızın en önemli sorunu olarak devam ederken, bu insanlarımızın geçinmek için ne yaptıkları gereğince önemsenmiyor. Milli gelir dağılımındaki adaletsizlik nedeni ile de milyonlarca insanımız, insanca yaşam koşullarından mahrumdurlar ve liramızın büyük değer kaybına uğraması satın alma güçlerini daha da azaltmıştır. Daha nice sayısız sorunlar ile boğuşurken, şaka yapacak bir durumumuz kalmamıştır ve artık geçmiş yıllarda olduğu gibi 1 Nisan şakası yapma geleneği sonlanmış gibidir…' diye dile getirdiler özetle…
İsmet İnönü'nün savaşlarda düşmanı aldattığı tarihi de simgelediği için geçmiş yıllarda ülkemizin her yerinde yoğun şekilde şakalara sahne olan 1 Nisan geleneğinin de yok olmaya yüz tuttuğunu belirtirken, birçok Hristiyan toplumunda 'Hile Günü' olarak kutlandığını vurgulamak isterim ayrıca… '15. Yüzyılın sonlarında İspanya'daki Endülüs Müslümanlarının son kalesini ele geçirmek isteyen Haçlı ordusunun komutanı, çetin Kış şartlarının sonuç almayı geciktireceğini anlayınca 31 Mart günü akşamı bir elinde Kur'an, diğer elinde İncil ile gittiği kalenin önünde içerdekilere seslenerek; eğer kaleden çıkarak teslim olursanız size zarar vermeyeceğim sözünü verir… Çok zor durumda olan kaledekiler bu söz üzerine canlarını kurtarmak için denilene uyarlar ve ertesi gün, yani 1 Nisan'da teslim olanların öldürülmeleri talimatını verir. Verdiği söz kendisine hatırlatılınca da; verdiğim söz dün akşam içindi, bugünü kapsamıyor…' diye yanıt verir günümüze dek intikal eden söyleme göre… Anlaşılacağı gibi 1 Nisan tarihi, 15'inci yüzyılın sonlarından itibaren Hristiyanlarca 'Hile günü' olarak kabul edilmiş ve Türkiye'mizde ise İnönü zaferleri vesilesiyle 'Düşmanın aldatıldığı' anlamında değişik şakalara sahne olmaktaydı ama bizdeki gelenek tamamen yok olma noktasına gelmiş bulunmakta… Hristiyan alemi ise 'Hile günlerini' kutlamayı sürdürüyor herhalde… Türkiye olarak 'Düşmanın aldatıldığı gün' olarak uzun yıllar şakaları kucaklayan 1 Nisan geleneği, halkımızın içine girdiği koşullar yüzünden bitme noktasına gelmiştir ve bu koşulların ne zaman iyileştirileceği noktasında bir tahmin yapmak mümkün değil maalesef…