GÖRMEZLİKTEN GELİNİYOR!

'Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir' sözünün içeriğine binaen '2018'in gelişi 2017'den bellidir' diye değerlendirmelerde bulunanlar, 2018 yılının 'Zor bir yıl' olacağına vurgu yapıyorlardı ve içinden geçtiğimiz Ocak ayında, söz konusu ZOR'un hayata

'Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir' sözünün içeriğine binaen '2018'in gelişi 2017'den bellidir' diye değerlendirmelerde bulunanlar, 2018 yılının 'Zor bir yıl' olacağına vurgu yapıyorlardı ve içinden geçtiğimiz Ocak ayında, söz konusu ZOR'un hayata geçmeye başladığı gerçeğiyle karşı karşıyayız maalesef… Çok önemli sorunlarla boğuştuğumuz bir süreçten geçiyoruz ve terör örgütleri ile verilen kararlı mücadele sürdürülürken, ülkemizi ilgilendiren Suriye'deki gelişmelerin sebebiyet verdiği gerginlik de had safhaya ulaşmış bulunmakta… İşte bu hayati sorunlarımızın yanı sıra halkımızın en önemli beklentisi olan insanca yaşam konusunda umduğunu bulmayarak refahsızlık batağında daha da çırpınır hale gelmesi olumsuzluğu, 2017 yılı sonlarında 2018 yılının zor bir yıl olacağı görüşünü teyit etmiş bulunuyor yılın ilk günlerinden itibaren…

Kendilerine ekmek kapısının aralanması bekleyişinde olan milyonlarca insanımızın ne yaptıkları, nasıl geçindikleri düşünüldüğünde, daha iyi anlaşılacaktır durumun vahameti… Bu olumsuzluk yetmiyormuş gibi yine milyonlarca dar gelirli insanımızın ağırlaşan hayat şartları yüzünden insanca yaşam koşullarından uzaklaştıklarını yaygınlaşan yakınmalarında gözlemlemek,  büyük üzüntü veriyor bu acı gerçeğin halen görmezlikten geliniyor olması açısından… Koyu işsizliğin asgari düzeye çekilmesi beklentisinin kısa bir zaman dilimi içinde giderilmesi mümkün değildir ve bu nedenle milyonlarca dar gelirliye rahat nefes aldırmak için ücret dengesizliğine adil bir düzenleme getirmek gerekir evvel emirde… Yüksek ücret alanlarla, düşük ücret alanların işsiz çocukları varsa çektikleri sıkıntının aynı olmayacağı muhakkaktır ve bunun içindir ki, milli gelir dağılımındaki adaletsizliğin en önemli halkasını teşkil eden ücret dengesizliğini görmezlikten gelme umursamazlığından vazgeçilmesi gerekir artık... Dar gelirlilerin ücretlerine yapılan zammın yeterli olduğu görüşünü dile getirenlerin; 'Keşke olsa da daha fazlasını versek...' söylemlerinde samimiyet olmadığını vurgulamak isterim taşıdığım görüş doğrultusunda… Kendilerine insanca yaşam koşulunun en alasını sağlayanlar, başkalarına geldi mi 'Kaynak yok!..' gerekçesine sığınarak sıkıntıların eşit şekilde göğüslenmesine imkan tanımaya yanaşmıyorlar bir türlü…

Zorunlu ihtiyaç kalemleri de dahil zam görmeyen hiçbir şey kalmadı ve özellikle emeklilerin ücretlerine yapılan artışın; sadece elektrik ve doğalgazdaki artışa tekabül ettiğini dile getirilen feryatları medyadan izlerken, ücret dengesizliğini umursamamanın büyük vebal olduğunu düşündüm bir kez daha… Zaman zaman yapılan açıklamalara göre ülkemizde toplam emekli sayısı 12 milyondur yaklaşık olarak ve aldıkları ücretler; hem açlık, hem yoksulluk sınırının altında kalmakta istatistiki bilgilere göre… Peki, bu ülkede yaşayan hereksin insanca yaşam hakkına sahip olması gerektiğine göre, halkımız sayesinde yüce makamlara gelen ve ücretleri düzenleyen zevatın kendileri ve kendileri gibilerine mükemmel bir refah sağlarlarken ücret dengesizliğini mağdurları, neden umursanmadıklarını sorgulamıyorlar.sağlıklı şekilde?.. Ülkemizin en büyük oy potansiyeline sahip  kesimlerden  biri olan emekli yurttaşlarımız, güçlü bir birliktelik sağlayabildikleri taktirde mağduriyetlerinin giderilmesi için başkalarının merhametine sığınmak mecburiyetinden kurtulacaklardır derken, emeklilerin haklarına sahip çıktıklarını iddia edenlerin, bu konuda yetersiz kaldıklarını belirtmek isterim ayrıca….

Bakmadan Geçme