'GÜVENİLDİ YİNE…'

Sınırımızda terör koridorunun inşa edilmesini önlemek ve Suriye'li mültecilerin bir kısmını terörden arındırılacak güvenli bölgeye yerleştirmek amacı ile ülkemizce başlatılan Barış Pınarı Harekatı başarıyla devam ederken, söz konusu güvenli bölgeyi birlik

Sınırımızda  terör koridorunun inşa edilmesini önlemek ve Suriye'li mültecilerin bir kısmını terörden arındırılacak güvenli bölgeye yerleştirmek amacı ile ülkemizce başlatılan Barış Pınarı Harekatı başarıyla devam ederken, söz konusu güvenli bölgeyi birlikte oluşturmayı hedeflediğimiz ve müşterek çalışma başlattığımız ABD'nin söz konusu ortaklıktan vazgeçmesi üzerine tek başımıza göbeğimizi kesmek durumunda kaldıktan sonra küstahça tehditlerinin ardından ülkemize gönderdiği Başkan Yardımcısı Mice Pence ve beraberindeki heyetle gerçekleştirilen 4 saat 20 dakikalık görüşme neticesinde imza altına alınan 13 maddelik uzlaşma metninin icra edilmesi için harekata ara verildi bilindiği gibi…

Mice Pense yaptığı açıklamada ateşkes konusunda uzlaşmaya varıldığını belirtirken Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ise bunun ateşkes değil, YPG'nin geri çekilmesine yönelik harekata ara vermek olduğunu dile getirdi kameraların karşısında…

Medyada yer alan 13 maddelik uzlaşma metninin içeriği öğrenilmiş olması nedeniyle buradan da aktarmayarak Siirt'teki hemşerilerimin, varıldığı belirtilen uzlaşma konusundaki değerlendirmelerini aktarmakla yetineceğim sadece… 'Müttefiklikle bağdaşır bir tutumdan uzak olan ABD'nin geçmiş yıllardan günümüze dek sergilediği sayısız olumsuzluklar vardır… Ülkemizi ele geçirmeye kalkışan bir iblisi halen barındırmaya devam eden bu ülkenin, Suriye'deki DEAŞ dışındaki terör örgütlerine silah desteğinde bulunarak ülkemizin bekasına tehdit oluşturacak bir terör koridorunu inşa ettiği en üst yetkililerimizce de dile getirilmekteydi.. Birlikte ihdas edileceğinden söz edilen güvenli bölgeye yönelik başlatılan çalışmalara rağmen, yine oyalama taktiği güttüğü anlaşıldı.. Bunun üzerine ülkemiz kendi başına önlem almak üzere Barış Pınarı Harekatı'nı başlattığında, tehdit amaçlı yapacağı yaptırımları dillendiren ülkenin Başkanınca sayın Erdoğan'a gönderilen ve Basına sızdırılması yanı sıra Beyaz Saray tarafından da teyit edilen; diplomatik nezaketten uzak, çok çirkef hakaretler içeren mektuptaki hakaretlerin tüm milletimize yapıldığı görüşünü paylaşan kamu oyumuzun ABD'ye duyduğu nefret had safhaya ulaşmıştır.. Asla güvenilir bir ülke olmadığını tescil eden bu ülkeye bir kez daha güven duyuldu yine  de ve uzlaşmanın akıbetini, verilen 5 günlük mühlet sonrasındaki gelişmelerden öğrenmiş olacağız… Uzlaşma sağlandığının açıklanmasından sonra kendini dünya hakimi olarak gören Trump'ın söyledikleri ve tabii ki bu söylemine verilen yanıttan da söz edilmektedir... ABD hiçbir zaman gerçek müttefik olmamıştır ve ekonomik yaptırımla tehdit etmekle yetinmeyip Cumhurbaşkanımıza, dolayısıyla tüm halkımıza hakaret içeren mektup gönderen Başkan Trump'u bir kere daha şiddetle kınıyoruz…'

Hemşerilerimin görüşlerine katıldığımı belirtirken, ABD ile sağlanan uzlaşma sonrasında Esad rejiminin hamisi olan Rusya'nın nasıl bir tavır sergileyeceğini, onlar gibi çok merak ettiğimi de vurgulamak isterim ayrıca…

Bakmadan Geçme