İKİ ANI VE BİR UYGULAMA (1)
Yazıma başlamadan önce ilk olarak İlimiz Eruh ilçesi Ormanardı Köyünde teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan kahraman korucularımıza Allah'tan rahmetler, yaralı korucularımıza ve askerlerimize de acil şifalar diliyorum.Milletimizin başı sağ olsun.
Yazıma başlamadan önce ilk olarak İlimiz Eruh ilçesi Ormanardı Köyünde teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan kahraman korucularımıza Allah'tan rahmetler, yaralı korucularımıza ve askerlerimize de acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Zaman zaman sağlık sektöründe il olarak gerçekleştirdiğimiz aşamaları anlatmak ve geldiğimiz noktaya değinmek için nereden nereye başlığını anlatarak düşüncelerimi aktarmaya çalışıyorum. Dilerseniz bugünde yine bu sektöre değinelim. Ancak iki anımı ve bir gözlemimi aktarıp yorumu sizlere bırakalım.
Birkaç yıl önceydi. Aynı apartmanda kaldığımız kız kardeşim rahatsızlanmış ve bir Cumartesi günü özel bir hastanenin kulak boğaz ve burun uzmanına başvurmuştu. Doktorun verdiği ilaçlar özellikle akşam saatlerinde müthiş bir yan etki yaptı. İlaçları hemen kestik. Ertesi gün doktorun cep telefon numarasını hastanede çalışan bir arkadaştan aldım ve doktoru aradım.Yanlış anlaşılmasın, gecenin bir yarısında ya da sabahın köründe aramadım. Pazar günü öğlen saat 12.00 gibi aradım ve durumu anlattım. Doktorun söylediği ilk cümle 'ilaçları hemen kesin' oldu. Ben bu cümlenin arkasından hastayı getirin ya da bu ilaçların yerine şu ilaçları kullanın demesini beklerken, doktor 'Ancak benim numaramı kimden aldınız onu bana söyleyin' diye sert bir şekilde çıkıştı. Ben numarayı kimden aldığımı söyleyemeyeceğimi belirttim ve telefonu kapattım.
Ancak doktorun bu tepkisine doğrusu şaşırmıştım. Bu şaşkınlığımı telefon numarasını aldığım arkadaşla paylaşmak istedim ve o arkadaşı aradım. Durumu ona da anlattım. O da garipsedi. Ben ona bu durumu anlatıncaya dek, telefonum 5 kez arandı. O arkadaşla konuşmamızı bitirdikten sonra telefonuma baktım. Beni arayan bizim doktor.
Gayet sakin bir şekilde kendisini aradım. 'Buyurun beni aramışsınız' dedim. Benim sakin ses tonum onu şaşırtmıştı. Bir an bocaladıktan sonra 'Az önce beni arayan siz değil miydiniz. Bana numaramı kimden aldığınızı söyleyin bu iş bitsin' dedi. 'Beyefendi, hastasının verdiği ilacın yan etkisinden kurtulmak için aradığından dolayı rahatsız olan doktorun beni araması beni de rahatsız ediyor. Siz beni ne hakla rahatsız ediyorsunuz?' dedim.
Doktor yinede numarayı kimden aldığımı söylemem konusunda ısrarcı olunca 'Beyefendi olan oldu sizi bir kere rahatsız etmiş olduk. Artık ısrarcı olmanın bir anlamı yok. Hem bu kadar rahatınıza düşkün iseniz doktor olmasaydınız. Çünkü doktorluk fedakarlık işi, insanları sevme işi, onlara yardımcı olma ve acılarını dindirme işi. Hadi diyelim doktor oldunuz. O zaman özel hastanede çalışmayın. Şu anda aldığınız maaşın yarısı bir maaşla idare edin. O zaman hiç kimse sizi rahatsız etmez'dedi ve telefonu kapattım.
Bu konuya yarında devam edeceğiz.