İmralı'dan Gelen Mesaj Türkiye Gündeminde! Öcalan, PKK'ye Silah Bırakma Talimatı Verdi

Terörsüz Türkiye sürecinde kritik saatlere girilirken Abdullah Öcalan, örgüte bağlı grupların silah bırakmaya başlamasından bir gün önce görüntülü bir mesaj yayınladı. Gelinen noktanın 'tarihi' olduğunu ifade eden Öcalan, 'Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır' dedi.

Tarihi günler...

Terörsüz Türkiye sürecine giden yolda kritik bir haftaya girildi...

YARIN SİLAH BIRAKILACAK

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaklaşık 9 ay önce yaptığı açıklamayla fiilen başlayan PKK'nin silahsızlanma sürecinde ilk grubun silahlarını yarın bırakması bekleniyor.

ÖCALAN'DAN YENİ MESAJ

'Silah bırakma töreni' öncesi, örgütün lideri Abdullah Öcalan'ın yeni mesajı yayınlandı.

SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI YAPTI

Abdullah Öcalan, İmralı Cezaevi'nden gönderdiği ve 7 dakikalık bir videoya kaydedildiği belirtilen mesajında, örgüte silah bırakma çağrısı yaptı.

FOTOĞRAFI DA PAYLAŞILDI

Öcalan'ın mesajının yanı sıra, cezaevinde birlikte kaldığı diğer hükümlülerle birlikte çekilmiş yeni bir fotoğrafı da paylaşıldı.
AÇIKLAMASI YAYINLANDI

19 Haziran 2025 tarihli açıklamada Abdullah Öcalan, 'Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.' çağrısında bulundu.

SİYASET ÇAĞRISI YAPTI

Gelinen noktanın 'tarihi' olduğunu ifade eden Öcalan, 'Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Meclis'in çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.' dedi.

'ÖZGÜRLÜK, BİREYSEL DEĞİL TOPLUMSAL BİR MESELEDİR'

Açıklamasında, 'Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim.' diyen Öcalan, bireysel özgürlüğün toplumdan bağımsız değerlendirilemeyeceğini savundu.

Bu yaklaşımın sürecin tüm tarafları için temel ilke olması gerektiğini vurguladı.

'ÇAĞRIYI SAVUNMAYA DEVAM ETMEKTEYİM'

Abdullah Öcalan, PKK'ye yönelik mesajında şunları söyledi:

'Değerli yoldaşlar, komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım. 27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nı savunmaya devam etmekteyim.

Sizlerin PKK'nin 12. Fesih Kongresi'yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim. Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.

'DEMOKRATİK TOPLUM MANİFESTOSU'

Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ''Kürdistan Devriminin Yolu'' manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.

Tüm bu gelişmelerin İmralı'da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir. Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır. Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

'KADER BELİRLEYİCİ BİR SÜREÇ'

Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, ''demokratik siyaset'' stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz. Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM'de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.

Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır: Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.

Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir. Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.

'SİLAHIN DEĞİL, SİYASETİN VE TOPLUMSAL BARIŞIN GÜCÜNE İNANIYORUM'

Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir.

Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum. Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.

Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım. Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.'

Bakmadan Geçme