'İNSANİ ATEŞKES KARARI'

Kan gölüne dönüşen Suriye'de çatışmaların otuz gün durdurulmasına ilişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sunulan 'İnsanı Ateşkes Kararı'nın oy birliğiyle kabul edildiği ve konseyin daimi üyeleri yanı sıra veto hakkı bulunan Rusya'nın da evet oyu

Kan gölüne dönüşen Suriye'de çatışmaların otuz gün durdurulmasına ilişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne  sunulan 'İnsanı Ateşkes Kararı'nın oy birliğiyle kabul edildiği ve konseyin daimi üyeleri yanı sıra veto hakkı bulunan Rusya'nın da evet oyu verdiği gözlemlendi medya haberlerinde…

Komşu ülkede binlerce insana yardım ulaştırılması, hasta veya yaralıların tahliye edilmelerine imkan tanınmasını içeren söz konusu tasarının oy birliğiyle kabul edilmesine yönelik olarak yapılan açıklamalarda, kararın kabul edilmesinden duyulan memnunluk vurgulanıyor ve bu seslendirmelere katılmamak mümkün değil derken, bu şekilde bir insani tasarının geciktirilmesinin üzücü olduğunu vurgulamak isterim ayrıca… Öyle ya, uzun zamandan beri çatışmaların yaşandığı Suriye'deki vatandaşların bir çok önemli ihtiyaçları olmasına  ve söz konusu  ihtiyaçlarını karşılamada sıkıntı çektikleri gerçeği bilinmesine rağmen, oy birliğiyle alındığı belirtilen kararın gecikmiş olmasını 'insani açıdan gecikmiş bir karar' diye değerlendirmek, kimseye haksızlık olmaz birçok hemşerimin de belirttikleri gibi…

Söz konusu kararın dünya kamu oyuna açıklanmasından sonra Suriye rejiminin çağrıya uymadığı ifade ediliyor ve uygulamaya en geç 72 saat içinde ulaşılacağı da belirtildiğinden, sürenin dolması sonrasında nasıl bir tavır takınılacağı merak edilmekte… Karar için ülkemiz yetkilileri duydukları memnuniyeti dile getirirlerken, Afrin'de sürdürülen Zeytin Dalı Harekatı'nın etkilenmeyeceğini de dile getirdiklerini altını çizdiler ayrıca…

Suriye krizine kalıcı bir siyasi çözüm üretilmedikçe, alınan 30 günlük insani ateşkes kararına uyulsa da sonrasında çatışmalar devam edecektir yine de ve bu nedenle Türkiye-Rusya ve İran'ın garantör devletler olarak bu beklentiyi sağlamak için başlattıkları çalışmaların bir an önce sonuçlanması gerekmekte… Üzücü gelişmelerin gerçek nedenleri göz önünde bulundurulursa, okyanus ötesinden Suriye'ye gelen ABD'nin benimsemeyeceği bir çözümün, mevcut koşullar içinde kolayca hedefine ulaşmayacağına hükmedilecektir kanımca…

TEDAŞ terör örgütünün yok edilmesi için ABD ile aynı görüşü taşıyan Rusya'nın, Suriye'ye üretilecek siyasi çözüm konusunda uzlaşma ihtimali de vardır elbet ve kimilerinin 'ABD ile Rusya'nın uzlaşmayacağı bir çözümün yaşama geçirilmesi hiç kolay değil…' ifadelerinin yabana atılmaması gerektiğini vurgulamak isterim aynı zamanda…

ABD'nin ülkemizi karşı sergilediği yamukluğa gösterilen tepki devam ediyor ve Mart ayının ortalarında ülkelerimiz arasındaki gerginliği yumuşatmak için atılacağı belirtilen adımların akıbeti de, merak ediliyor kamu oyumuzca… Bunu belirtirken, paklımızın büyük bölümünün ABD'ye güven duymadığını da vurgulamak isterim bir kez daha…

Bakmadan Geçme