'İSTERSENİZ, HİLAFETİ BİLE GERİ GETİRİRSİNİZ!'
1950-1960 yılları arasında Başbakan olarak görev yapan ve 27 Mayıs darbesi sonucu Yassıada'da kurulan sözde mahkeme kararıyla idama mahkum edilen Merhum Adnan Menderes, şaşaalı dönemlerinde halktan gelen teveccühlerin ve alkışların halet-i ruhiyesine kapı
1950-1960 yılları arasında Başbakan olarak görev yapan ve 27 Mayıs darbesi sonucu Yassıada'da kurulan sözde mahkeme kararıyla idama mahkum edilen Merhum Adnan Menderes, şaşaalı dönemlerinde halktan gelen teveccühlerin ve alkışların halet-i ruhiyesine kapılarak bir konuşmasında
'İSTESENİZ, HİLAFETİ BİLE GERİ
GETİRİRSİNİZ'
demişti de, sonunun ne olduğu ortada!
Coşkulu kalabalıklar, hiçbir zaman için ölçü değildir. Özellikle iktidar mensupları, kendilerini kalabalıkların coşkulu tezahüratlarına kaptırmamalı haktan, hukuktan, adaletten asla ayrılmamalıdırlar. Gün gelir, yapılan yanlışlıkların hesabı mutlaka sorulur. Mahkemeler, yargılama fırsatı bulmasa bile, tarih muhakkak yargılar.
Merhum Menderes'i alkışlayanların, 27 Mayıs Lideri Cemal Gürsel'i nasıl alkışladıklarına tanık olmadık mı. 12 Eylül darbesinin güçlü lideri Kenan Evren'in anayasası yüzde 92 oyla kabul edilmedi mi. Yıllar sonra 2013'te Evren ve ihtilal arkadaşları yargılanarak müebbet hapse mahkum edilmediler mi!
Muktedirler, iktidarda oldukları sürece bol keseden atarlar. Neyi, ne için alkışladıklarını bilmeyen toplama kalabalıklar da alkışlar dururlar. Menderes de güçlü döneminde kalabalıklar önünde cuşa gelerek
(Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz)
demişti. Sonu ne oldu! Kaldı ki, geriye getirilecek gerçek bir hilafet makamı dahi yok. Çünkü hilafet makamı,
Peygamber Efendimiz HAZRET-İ MUHAMMED'İN (O'na al ve ashabına salat ve selam olsun)
buyurdukları gibi, ebedi aleme göç etmelerinden sonra 30 yıl sürmüştür. Hilafet, Hazret-i Ebubekir, Hazreti Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali ve Hazret-i Hüseyin'in (Yüce Allah cümlesinden razı olsun) şehit edilmeleriyle noktalanmış ve saltanata dönüşmüştür.
Olmayan hilafeti geri getirirseniz, Hazret-i Ömerleri değil, Yezid gibi melunların saltanatlarına yol açarsınız. Tarihin gerçeklerinden habersiz, kimi ahmakların hala
HİLAFETİ GERİ GETİRMEK
gibi hevesleri olduğuna bakıyoruz da, bu bakımdan şaşırıp kalıyoruz.
ANEKDOT
Fransa'da ihtilal yaparak devleti eline geçiren diktatör, Versay Sarayından halka hitap ediyordu. Toplanmış olan kalabalık da, ne denildiğini bilmediği halde coşkulu bir şekilde hatibi alkışlamaktaydı
Yanındaki yaveri (dalkavuğu) söylendi:
-Baksanıza, halk sizi ne kadar seviyor. Yaptığınız ihtilal ne kadar da benimsenmiş!
İhtilal lideri yavaş bir sesle cevap verir:
-Eğer muvaffak olmasaydım ve idama mahkûm edilseydim, aynı kalabalık toplanır, ipimi çekenleri alkışlardı.
TAŞLAMALAR
SURİYE'DEN YENİ BİR
GÖÇ DALGASI GELECEK
BAKALIM BİZ BU İŞİN
SONU NASIL BİTECEK
AYAĞIMIZA VURDUK
İNANIN Kİ BALTAYI
NASIL ATLATACAĞIZ
BİZ BU AĞIR VARTAYI
ŞAM'I ALALIM DERKEN
DÖRT MİLYON GÖÇMEN ALDIK
ESAD'A (ESET) DERİZ
HALA AKILLANMADIK
TÜRKİYE, İRAN, IRAK,
RUSYA İLE BİRLİKTE
ESAD'A EL VERMELİ
TEK ÇÖZÜM BUDUR İŞTE