KURBAN BAYRAMI VE MÜSLÜMANLARIN DURUMU!

Pazartesi günü Kurban Bayramının Arifesi.Ne kişi olarak, ne ailece, ne millet ve ne de İslâm âlemi olarak pek huzurlu ve rahat olduğumuzu iddia edemeyiz.

Pazartesi günü Kurban Bayramının Arifesi. Ne kişi olarak, ne ailece, ne millet ve ne de İslm lemi olarak pek huzurlu ve rahat olduğumuzu iddia edemeyiz. Kişi olarak gelirin, giderine yetmiyorsa, nasıl huzurlu olacaksın. Gelirinle aileni vasat olarak geçindiremiyorsan, huzur içinde olmanın imknı var mı. Bir ülke düşünün ki, nüfusunun yüzde 50'sinden çoğu geçim sıkıntısı çekmektedir. Böyle bir ülkede yaşayan milletin rahat ve huzur içinde olduğu düşünülebilir mi. Top yekun İslm lemini düşünün. Bütün İslm ülkelerine kan ve gözyaşı hkim değil mi…

Milyonlarla ifade edilecek sayıda gençlerin işsiz oldukları, sosyal güvencelerden yoksun bulundukları düşünülürse, bu milletin rahat ve huzur içinde olması mümkün mü. Bir ülke ki. 30-40 yıldan beri içindeki terör unsurlarıyla mücadele etmektedir. İçeriden ve dışarıdan adeta kuşatma altındadır. Yıllarca dost diye sarıldığı güçlü devletlerden şamar üstüne şamar yemektedir, böyle bir ülkenin vatandaşları (bayram gelmiş neyime) türküsünü çığırmayıp da ne yapsın…

İslm lemini göz önüne getirin, bütünh Müslüman ülkelerde kan ve gözyaşı hkim değil mi!

Evet, Salı ünü KURBAN BAYRAMI! Yoksul vatandaşlar, bir günlük için de olsa et ihtiyaçlarını kesilen kurbanlardan sağlamak umudunda. 364 gün etsiz, bir günü et tüketimiyle geçecek koca bir yıl! Mali sıkıntılar yanında, huzur denilen duyguyu da çoktan kaybettik. Yarınından emin olmayan bir millet nasıl huzurlu olacak. Ortadoğu'da yaşananlara bir bakın. Kurban Bayramı adı konulmamış bir savaşın içinde olduğumuz gerçeğini unutturacak mı! Doğrudur, ülke içinde terörü bu yıl hiç olmadığı kadar köşeye sıkıştırdık ama neye yarar. Ülkede fakirlik devam ettiği sürece, terörün yeniden canlanması ihtimali her zaman için vardır.

(FAKİRLİK AZ KALSIN KÜFÜR OLACAKTI) mealindeki hadis-i şerifi unutmamak gerekir. Fakirlik küfür olmazsa bile, neredeyse küfre eş değer olan TERÖRE DÖNÜŞMEKTEDİR. Yani, fakirlik devam ettiği sürece, terörün yeniden hortlaması ihtimalini yabana atmayalım. Hem (biri yer, biri bakar, kıyamet bundan kopar) özdeyişini unutmayalım. Maalesef bu özdeyişi (BİRİ YER, BİNİ BAKAR) şeklinde değiştirmek mümkün hale gelmiştir. Bu ülkenin nüfusunun yüzde 1'inin, milli gelirin yüzde ellisine, geri kalan yüzde 99'ünün ise diğer yüzde 50'sine ulaştığı, bu yüzde ellilik dilimde de, yüzde 10'un, yüzde 90'lık dilime sahiplendiği düşünülürse, gerisini anlatmağa gerek yoktur.

Evet, bugün kurban bayramının arifesi. Hacılar bugün Arafat dağına çıkarak, İslm lemi için dua edecekler. Ama her ne hikmetse, yıllardan beri yaptıkları dualar kabul edilmiyor olacak ki, dünya devletleri içinde en geri durumda olanlar, en çok ezilenler, sömürülenler hep Müslüman ülkelerin halkları olmaktadır.

Müslümanlar, hem kendi ülkelerinde zor şartlar altında yaşamlarını sürdürürlerken, Kurban Bayramını kutlamanın anlamını bilmek gerçekten zordur.

Bu düşünceler içinde yine de başta okuyucularımız olmak üzere, Siirtli hemşerilerimizin, Müslüman Türk Milletinin ve tüm İslm leminin Kurban Bayramlarını tebrik ediyor,

YÜCE ALLAH'TAN TÜM LEM-İ İSLM İÇİN KURTULUŞLARA VESİLE OLMASINI DİLİYORUM…

ANEKDOT;

ĞEYR ĞAMMUM!

Buzdolaplarının bulunmadığı, bulunup da yaygınlaşmadığı yıllarda, Siirtli hemşerilerimiz et ve sair kokuşabilecek gıdaları, kuyulara sarkıtarak, bir süre için tazeliklerini muhafaza etmeye özen gösterirlermiş.

İşte o yıllarda, zengin bir aile, ev ihtiyacı için aldıkları eti kuyuya sarkıtmış ve aradan birkaç gün geçtikten sonra çıkarmışlar. Bu durum, Yaz mevsiminin en sıcak günlerinin yaşandığı bir ortamda gerçekleştiği için, etin hafifçe koktuğu anlaşılmış.

Evin sahibi Hacı Ahmet, Hanımına:

-Et hafif kokmuş, en iyisi bunu kedilerin önüne koy, yesinler, demiş.

Hanımı ise:

-Bence, komşularımız olan Ammo Mahmut'lara verelim. Onlar fakir, zaten, ette çok hafif bir koku var. fark etmezler bile. Onlara gönderelim. Muhakkak pişirir, yerler!

diyerek fakir komşularına vermeyi teklif etmiş.

Kocası:

-Ayıp olmasın, sonra bize kokmuş et gönderdiler! Diye bizi rezil etmesinler!

demişse de, kadın bildiği gibi yapmış ve hafif kokmuş olan eti, kapı komşuları olan Ammo Mahmut'lara götürmüş.

Ertesi gün, Ammo Mahmut'la, zengin komşusu Hacı Ahmet yolda karşılaşmışlar. Ammo Mahmut, Hacı Ahmet'e Arapça (Siirt'çe) olarak söylenmiş:

-Ems, kekilbeeften arroh ımmatken, ĞAYR ĞAMMUM! (Dün ölülerinizin ruhuna kokuşmuş bir hayır göndermiştiniz!'

Haliyle, Hacı Ahmet de cevap verecek söz bulamamış ve başını önüne eğmiş…

TAŞLAMALAR

BAYRAMIMIZ BAYRAM OLSUN

BAYRAM HAVASINDA GEÇSİN

DİLEĞİM BUDUR RABBİM'DEN

MURADI OLSUN HERKESİN

KURBAN KESECEK PARAM YOK

İSMAİL GİBİ BİR KURBAN

OLURSAM YARADANIMA

MAKBUL OLUR MU O ZAMAN

DİYETLERİDİR UNUTMA

KURBANLAR, İSMAİLLERİN

GÜCÜN YETİYORSA KES Kİ

SAĞ KALSIN İSMAİL'İN

KURBAN KESMEK VACİP MİDİR

SÜNNET-İ MÜEKKEDE Mİ

BU SORUYU HİÇ SORMADAN

KESMEYE GÜCÜN YETER Mİ

Bakmadan Geçme