MEKİĞİ DÜŞÜRECEĞİNE, UZAYA GÖNDERECEK MEKİK YAPSANA!
Gerçekten de Müslümanları dinlerinden soğutmak için ne gerekiyorsa yapıyorlar.Allame geçinen, zır cahil bazı tarikat liderleri, İslam hakkında ahkâm keserlerken, kendilerine de bir paye çıkarmanın peşindeler.
Gerçekten de Müslümanları dinlerinden soğutmak için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Allame geçinen, zır cahil bazı tarikat liderleri, İslam hakkında ahkm keserlerken, kendilerine de bir paye çıkarmanın peşindeler.
Medyaya düşen haberlerden öğreniyoruz ki, Nakşibendilerin lideri Şeyh Nazım Kıbrisi öldükten sonra yerine geçen Şeyh Ahmet Yasin Bursevi'nin bir videosu sosyal medyada gündem olmuş.
Bursevi'nin videosunda 28 Ocak 1986'da kalkışından dakikalar sonra infilak eden Challenger uzay mekiğini kendilerinin düşürdüğüne yönelik ifadeler yer alıyor.
Şeyh Hazretleri videoda, 28 Ocak 1986'da kalkışından dakikalar sonra infilak eden Challenger uzay mekiğini kendilerinin düşürdüğünü iddia etmekte.
Bursevi olayı şöyle anlatıyor:
-'Bu Challenger diye bir uzay aracı fırlattılar ya. O tam fırlatıldığı zamanda Habbe'nin içindeydik. Bak yazılıdır o da. Habbe'nin içerisindeydik, Ahmet amca Hızır Aleyhiselam'dan yardım istedi. Televizyon yok, hatmenin içerisindeyiz. Fırlatıldı hala niye patlamadı diyor Ahmet amca. Sesli konuşuyor, duramıyor. Mehmet Emin amca da dedi ki 'Ahmet merak etme cıvatalarını gevşettik biraz sonra bu düşecek.' Yemin ediyorum, saatle yazdık oraya. Dediği saatte tam saniyesi saniyesine ertesi gün haberlerde dinledik. O saatte Challenger patladı.'
Kerametleri kendilerinden menkul bu zevatlardan bizim de bir isteğimiz var. Gvurların uzaya fırlattıkları mekiği düşüreceklerine, mekik yapıp, fezaya fırlatsalar ya! Bozmak kolay, yapmak zor mu geliyor! Bu ve benzeri iddialar, gerçekten Müslümanlar için yüz karasıdır. Yazımızı, konuya uygun bir Bektaşi fıkrasıyla noktalamak en iyisi olacak. Anekdot şu:
Bektaşi'nin biri, devriye gezen zabtiyeyi görünce, elindeki şarap şişesini koynuna saklamış. Yanına gelen zabtiye, koynundaki şişkinlikten şüphelenerek:
-Koynunda ne saklıyorsun?
d
iye sormuş.
Bektaşi:
-Su şişesi!
d
emiş.
Ama zabtiye yutmamış;
-Çıkar da görelim!
d
emiş.
Bektaşi, şişeyi koynundan çıkarırken güya keramet gösteriyor kabilinden:
-Şarap ol ya mübarek!
d
iyerek, kerametle suyu, şaraba çevirdiğini ima etmek istemiş. Numarayı yutmayan zabtiye çavuşu:
-Madem keramet ehlisin, çarşıda yangın var. Gel de söndür bakalım
d
eyince Bektaşi cevap vermiş:
-Yangını söndürmek, Ruffailerin işidir. Biz, su işlerine karışırız
d
iye cevap vermiş.
Şimdi biz de, Fezaya fırlatılan mekiği düşürdüğünü iddia eden mübarek zata (Mekiği düşüreceğine, bir mekik yap da uzaya gönder) diyeceğiz ama vereceği cevap belli:
-Fezaya mekik göndermek gvur işi. Bizim işimiz mekikleri düşürmek!