MÜLKÜN TEMELİ OLAN ADALET NEREDE!

(Adalet Mülkün Temelidir) özdeyişini çok duyarız, çok işitiriz.Özellikle mahkeme salonlarında hâkimler ve savcılar heyetlerinin oturdukları masaların bulunduğu duvarın üzerinde bu özdeyişi büyük harflerle yazılmış olarak çok görmüş ve okumuşuzdur.

(Adalet Mülkün Temelidir)

özdeyişini çok duyarız, çok işitiriz. Özellikle mahkeme salonlarında hkimler ve savcılar heyetlerinin oturdukları masaların bulunduğu duvarın üzerinde bu özdeyişi büyük harflerle yazılmış olarak çok görmüş ve okumuşuzdur. Bazı konuşmalarında kullandığı için bu özdeyişi

Mustafa Kemal ATATÜRK'E

ait zannedenler olmakla birlikte,

HAZRET-İ ÖMER'E

ait olduğu bir gerçektir. Yani, Atatürk bu özdeyişi kullanmakla, dolayısıyla içeriğini tasdik etmiştir.

ATATÜRK'ün

bu özdeyişi kendisine aitmiş gibi sahiplenmesi gibi bir durum da yoktur. Bu özdeyişi

ATATÜRK'E

maledenlerin de bunu kasıtlı yaptıkları kanaatinde değiliz. Olsa olsa bilgi eksikliğinin sonucudur.

Meseleye bu şekilde açıklık getirdikten sonra mülkün temeli olan ADALET konusuna gelelim. Kelime anlamı

(hak ve hukuka uygunluk; hak ve

hukuku gözetme ve yerine getirme; doğruluk)

olan adalet, gerçekten de mülkün temelidir. Adalet olmayan yerde haktan, hukuktan, doğruluktan bahsedilemez.

Adalet, insanlık tarihiyle eşzamanlı ortaya çıkan bir kavramdır. Bugünün konusu değildir. Bütün toplumlarda hatta en ilkel kavimlerde dahi bu mefhum hep var ola gelmiştir. Sadece demokratik toplumların değil, krallık, saltanat, imparatorluk adlarıyla anılan toplumlarda da

ADALET

en çok aranan, talep edilen kavaram olmuştur. Adaletin önemine vurgu yapan deyimlerden birkaçını  sunalım, sonra konumuza devam edelim:

*Adalet korkusu, usluluğun başlangıcıdır.

*Rüşvet kapıdan girince adalet pencereden kaçar.

*Zulüm ile abad olanın ahiri berbat olur.

*Suçluyu cezalandırmazsanız, siz de adaletsizlikten suçlu olursunuz.

*Bir memleket yalnız adaletle ebedileşir, adaletsizlikle yıkılır.

*Cömert olmadan evvel adaletli ol.

*Adalet erdemlerin kraliçesidir.

*Size yapılan kötülüğü adaletle, size yapılan iyiliği ise iyilikle mükfatlandırın.

*Adalet ile zulüm bir yerde durmaz.

*Adalet olmayan yerde, insan düşer  her derde.

*Adalet, Tanrı'yı da, insanları da memnun eder.

*Geciken adalet, adalet değildir.

*Adalet, bilenmiş kılıçtan daha keskindir.

*Adalet güzeldir. Güç sahibinde olunca daha da güzeldir.

***

Adaletle ilgili deyimlerden bazılarını sunduktan sonra asıl konumuza dönelim. Tarihte adaletleriyle ün salmış krallar, halifeler, hkimler olduğu gibi, adaleti çiğneyenler de hep olmuştur. Şüphesiz, insanların en adil olanı Hazret-i Muhammed'dir (O'na, al ve ashabına salat ve selam olsun.)  Çünkü adil olmasını emreden bizatihi Hazret-i Allah'tır. Ayet-i Kerime'de:

(İnnallhe ye'muru bil adli vel ihsni ve îti zîl kurb ve yenh anil fahşi vel munkeri vel bagy(bagyi), yeizukum leallekum tezekkerûn)

buyrulmaktadır.

Mealen: (Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; haysızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.) mealindeki bu ayet-i kerime, adaletin önemini vurgulamak açısından yeter de artar bile.

Müslüman olmamakla birlikte, tarihte adaletiyle mührünü vurmuş simalardan biri de Sasani hükümdarlarından

NUŞİREVAN'dır.

Adaleti sebebiyle

(NUŞİREVAN-I DİL)

unvanıyla anılır. Adalet konusundaki hassasiyetiyle ilgili kıssaları meşhurdur. İslam tarihinin en adil simalarından biri de elbette ki

HAZRET-İ ÖMER'DİR. (ÖMER'İN

ADALETİ)

dillere destandır. Tabii, insanlık tarihi boyunca adil krallar, halifeler, şeyh-ül İslamlar, hkimler hep olmuştur. Hıristiyan leminin de meşhur hkimleri vardır.

(Berlin'de hkimler var)

özdeyişi bu gerçeğin yansımasıdır.

Dün de bugün de adil olanlar yanında, zulümleriyle ve adaletsizlikleriyle tanınan isimler hep olmuştur. Bunların en bariz örnekleri

(KARAKUŞİ)

olarak bilinenidir. Bunun için de adalete uymayan hükümler için

(HÜKM-İ KARAKUŞİ)

deyimi kullanılır. Karakuşi adındaki bir kadıdan mülhem olarak kullanılan bu deyimle ilgili birçok anekdotlar vardır.

Asıl konumuza gelelim. Balyoz, Ergenekon ve sair davalarla TSK mensuplarına verdikleri KARAKUŞİ HÜKÜMLERİ ile anılan

FETÖCÜ HKİMLER,

başarısız 15 Temmuz darbesinden sonra tutuklandılar, tutuklanmaya devam ediyorlar. Peki, bu hkimlerin ve savcıların yerlerine atananlar kim! Yeni, yapılan atamalarda tarafsızlık gözetiliyor mu, yoksa

FETÖCÜLER

giderken, yerlerine

METÖCÜLER

mi getiriliyor.

Adalet mülkün temeli ise hkim ve savcı atamalarına hassasiyet göstermek gerekir. Tarafsız, yansız olanların atamaları yapılmaz, yandaşlar atanırsa, mülkün temeline dinamit konulmuş olur. Dikkat edelim, FETÖ örneğinde olduğu gibi mülkün temeline

DİNAMİTLER KOYMAYALIM!

Mülkün temeli olan ADALET NEREDE diye sormayalım. Ankara'da, Türkiye'de hkimler var diyebilelim!!!

Bakmadan Geçme