NASIL YENİ BİR SAYFA AÇILSIN Kİ?
Son zamanlarda Almanya ile de gerginlik yaşanıyordu ve bir müddet önce bu ülkeyi ziyaret eden başbakanımız Binalı Yıldırım, ülkelerimiz arasında yeni bir sayfa açma zamanının geldiğini dile getirmişti anımsanırsa… AB ülkeleri içinde en güçlü ülke konumund
Son zamanlarda Almanya ile de gerginlik yaşanıyordu ve bir müddet önce bu ülkeyi ziyaret eden başbakanımız Binalı Yıldırım, ülkelerimiz arasında yeni bir sayfa açma zamanının geldiğini dile getirmişti anımsanırsa… AB ülkeleri içinde en güçlü ülke konumunda olan Almanya'nın 2. Dünya Savaşı'nda yaşadığı büyük travmadan sonra dünyanın dördüncü büyük ekonomisine sahip olma başarısına ulaşmasında, kendisini savaşta hezimete uğratan ABD'nin desteği küçümsenmeyecek bir etken olmuş ve aynı ABD, verdiği desteğin yanı sıra NATO'ya da aldırarak Avrupa savunmasının ana kalesine dönüştürdü aynı zamanda… Bu nedenle olacak ki Almanya, Türkiye'nin terör olarak gördüğü grupları ABD gibi terör olarak görmemekte ve kucak açmaktadır onlara…
Artık Almanya ile yeni bir sayfa açılması zamanının geldiği ifade edildiği halde, bu ülke yöneticilerinin aynı görüşü taşımadıkları gerçeğiyle karşı karşıya kalındı tekrardan… Çekya'nın başkenti Prag'da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan PYD eski eş başkanı Salih Müslim'in Almanya'ya intikal ettiği ve PYD taraftarlarınca düzenlenen mitinge katılarak konuşma yaptığına dair görüntülü haberleri TV ekranlarından izledikleri anlaşılan bazı hemşerilerim; ' Çekya'da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldığından ülkemiz yetkililerince büyük bir tepki gösterilen ve Alman hükümeti yetkililerinin bunu biliyor olmasına rağmen, kırmızı bültenle arandığı söylenen Müslim'in, ilişkilerimizi canlandırma arzusu taşıdığımız ifade edildiği halde Berlin'de elini kolunu sallayarak boy gösterdikten sonra düzenlenen mitingde konuşma yapması, bu durumda nasıl yeni bir sayfa açılsın ki?..' diyorlar yaptıkları değerlendirmelerde…
AB ülkelerinin ABD'ye karşı bir birlik oluşturdukları düşüncesini taşıyanlar bulunuyorsa da, bu görüşün doğru olmadığı gün ışığındadır kanımca… Çünkü AB ülkeleri, ABD'nin okyanus ötesinden Ortadoğu'ya gelmesini sorgulamamış ve bölgenin bu yüzden kan gölüne dönüşüyor olmasına tepki göstermemişlerdir günümüze dek… Kırmızı bültenle de arandığı söylenen PYD eski eş başkanı Salih Müslim'in Prag'da serbest bırakıldıktan sonra gittiği Almanya'da istediği gibi hareket edebilmesi, bu ülke yönetiminin ülkemizle yeni bir sayfa açma taraftarı olmadığına ve ABD'nin PYD konusundaki görüşünü benimsediğine delalet ediyor elbet… Yani; AB+D gerçeği söz konusudur başka bir ifade ile…
Suriye konusunda ABD ve Rusya'nın el altından biz uzlaşma formülü arayışı içinde oldukları şeklindeki söylemlerin yabana atılır bir söylem olmadığı inancını taşıdığımı belirtirken, dış dostluklar konusunda azami duyarlılığın kaçınılmazlık arz ettiğine de dikkat çekmek isterim tekrardan…