Prof. Dr. Süleyman Çelik: CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu Olabilir mi?

MetroPOLL Araştırma'nın kurucusu Özer Sencar 'ın, ' CHP hem kendine hem seçmenine hem kurucu babalar ı ve tarihi ne karşı dürüst olmak mecburiyetindedir.Mansur bey CHP'nin CB adayı yapılamaz.

MetroPOLL Araştırma'nın kurucusu

Özer Sencar

'ın, '

CHP

hem kendine hem seçmenine hem

kurucu babalar

ı ve

tarihi

ne karşı dürüst olmak mecburiyetindedir. Mansur bey CHP'nin CB adayı yapılamaz. Bu kendi

kendini inkar

anlamı taşır' dedi ve bu sözler medyada yankı yaptı.

Aynı şekilde, özellikle kurucu babaları ve tarihine karşı dürüst olunacak olursa

Ekrem İmamoğlu

, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı

olabilir mi?

Mansur Yavaş gibi Ekrem İmamoğlu da CHP kökenli değil. Ne yazık ki Kemal

Kılıçdaroğlu

partinin genleri ile oynadı. Atatürkçüleri dışladı, partiyi CHP'nin kurucu değerlerine bağlı olmayan, hatta

kurucu değerlere karşıt görüşte

olan politika esnafı ile doldurdu…

İmamoğlu'nun politik tercihi, aileden

Menderes

,

Özal çizgisinde

n gelmekte. Kendisi de bunu inkar etmiyor.

Menderes

için 'demokrasi şehidi' diyor. Özellikle

Turgut Özal hayranı

. Bunu her fırsatta dile getiriyor.

İBB Başkanı olduktan sonra, Anıt Mezarının yanına, kendi ifadesiyle, 'anısını yaşatmak üzere'

Turgut Özal Müzesi

ya da kendi deyişiyle '

Anı Mekanı

' yaptırdı. 16 Nisan 2023'de

Semra Özal

ve ailenin diğer bireyleri ile müzenin açılışını yaptı. Törene Kemal Kılıçdaroğlu ve çoğunluğu

sağcı/ siyasal İslamcı politikacılar

da katıldı (bknz. ekteki fotoğraf).

Törende konuşan Kılıçdaroğlu gibi kendisi de Turgut

Özal'dan büyük övgü ile söz etti.

12 yaşında çocukken 'seçim otobüsünün arkasından koşmasını ve Özal'ın otobüsten inerek yanağınızı okşamasını' büyük bir zevkle anlattı!..

Müze'nin bir duvarına 'Özal döneminde gelişmekte olan yeni dünya ekonomik sisteminin, ulusal devlet anlayışını ticari devlet anlayışına bıraktığını ve Özal'ın bu sistemi uyguladığını' yazarak

Özal

'ın

devlet anlayışı

ve

ekonomi politikası

nı anlatmak istemiş!..

Özal'ın devlet anlayışı ve ekonomi politikası,

CHP

'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 'Kurucu Babaları'nın devlet anlayışı ile uyguladıkları kamucu ekonomi politikasının tam karşıtıdır. Bu sistem,

emperyalistler

in 'küreselleşme' masalıyla dünyaya dayattıkları

yeni sömürgecilik

yöntemi olan

neoliberalizm

dir…

Bu sistemi, 1970'li yıllarda ambargolar uygulayıp kuyruklar yaratarak Türkiye'ye de dayattılar ve sonunda

24 Ocak Kararları

yla muratlarına erdiler. Ancak, halkı ezecek bu sistemi demokratik koşullarda uygulamak zor olacağından, 'Bizim Oğlanlar' dedikleri Amerikancı generallere

12 Eylül

Darbesini yaptırdılar.  Darbeciler, Amerika'nın isteği doğrultusunda,

Özal

'ı Başbakan Yardımcısı

yaparak

ekonominin başına

getirdiler.

Generaller

1983

'de demokrasiye geçmeye karar verdiler. Fakat Amerika'yı çok sevdikleri için oradaki gibi

iki partili

sistem

yaratmak istediler. Bir emekli generale

sağcı

, Başbakanlık Müsteşarına da

solcu bir parti

kurdurdular. Başka birçok parti daha kuruldu ama '

veto

' haklarını kullanarak onların seçime girmelerini önlediler.

Ancak birkaç ay önce Başbakan Yardımcılığından istifa ederek Amerika'ya gitmiş olan

Turgut Özal Amerika'dan döndü ve Anavatan Partİsini (ANAP) kurdu

. Generaller bunu veto edemediler. Çünkü Amerika izin vermedi...

Bu koşullarda seçime gidildi ve her zaman olduğu gibi

Amerika'nın desteklediği parti,

yani

ANAP

seçimi kazanarak

iktidar

oldu.

Emperyalistler ülkeleri sömürmek için, '

böl, vuruştur ve yönet

' klasik politikasını uygularlar. İşte, İmamoğlu'nun Özal Müzesinin duvarına yazdığı 'ulus devlet döneminin kapandığı' savını, emperyalistler bu nedenle öne sürmekteler. Buna karşı kendi ulus devletlerini sıkı şekilde korumaya çalışmaktadırlar. Örneğin,

Fransa

'nın

Ermeni

asıllı politikacılarından

Patrik Deveciyan

,

Banu Ava

r'ın kendisine 'Ermeni asıllı' demesine itiraz ediyor. 'Fransa bir ulus devlettir ve ben de Fransız yurttaşıyım. Yani Fransız'ım' diyor. Banu Avar'ın, 'ama Türkiye'de insanlara Kürt, Laz, Çerkez, Süryani diyorsunuz' dediğinde, '

o başka

' diyor.

İşte, 'o başka' sözü, 'çünkü sizi bölmek istiyoruz' demektir. Ne yazık ki Ekrem İmamoğlu dahil, çoğu politikacı, güya kimseyi dışlıyor olmamak için, sık sık 'Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, Süryani, Alevi, Sünni vs.' diye saymaktadırlar. Bunu bilinçsizce söylüyorlarsa aymazlık içindedirler ve emperyalistlerin tuzağına düşmüşlerdir. Özal'ın iktidara gelmesiyle

PKK

terörünün başla(tıl)mış olması da tesadüf değildir! Bu bakımdan

PKK yandaşı

ya da sempatizanları 'Kürt dostu' değil, '

emperyalistlerin uşağı

dır.'

Özal'dan sonra gelenler,

Mesut Yılmaz, Tansu Çiller

vd. de aynı sistemi uyguladı.

Ecevit- Bahçeli- Yılmaz

koalisyon hükümeti döneminde, sistem çökmeye başlayınca Amerika

Kemal Derviş

adında bir mutemet adamını göndererek direksiyona onu geçirdi.

Kemal Derviş,

15 günde 15 yasa

çıkarttırarak Türkiye ekonomisini tamamen küresel emperyalist sisteme bağladı. Buna koşut olarak, Türkiye'yi bölmek üzere dayatılan 'Birleşmiş Milletler

İkiz Sözleşmeleri'

imzalandı.

Kemal Derviş bazı siyasal manevralar da yaparak

AKP

'nin iktidar olmasını sağladı ve ondan bu yana

neoliberalizm AKP

tarafından

uygulanmakta

! Bu arada Ecevit- Bahçeli- Yılmaz'ın imzalamış olduğu İkiz Sözleşmeler

AKP

iktidarı döneminde, 2003'de Meclis'ten geçerek yasalaştı. Böylece İkiz Sözleşmeler '

İkiz Yasalar'

oldu!..

Yaptırdığı müzenin duvarına o yazıyı yazdırdığına göre Ekrem İ

mamoğlu'nun

da bu

sistemi benimsediği

ve iktidara gelince uygulayacağı anlaşılmaktadır. Bu arada

Chatham Hause

gibi, emperyalist karar merkezlerini tavaf ettiği ve bu ülkelerin elçileri ile de sıkı fıkı olduğu bilinmektedir. Dahası İkiz Yasalar kapsamında dayatılan '

yerel yönetimlere özerklik

' istemini dile getirmekte ve

PKK'nın siyasal uzantısı olan parti

ile kol kola olmaktan çekinmemektedir. Hatta son yerel seçimde, CHP'nin

Afyon

Belediye Başkan Adayı olan

Burcu Köksal

'ın, 'başkan seçilirsem belediyeye herkes girebilir. Ama DEM Partililer giremez' deyince çok sinirlendi. CHP'nin patronu gibi konuşarak, 'kendisine başka parti bulsun' dedi. Fakat Afyon halkı onun gibi düşünmedi ve CHP ilk kez Afyon Belediye Başkanlığı seçimini kazandı!..

Ekrem İmamoğlu, yalnız ekonomi-politik yönden değil,

dini politikaya alet

etmesi bakımından da Menderes ve Özal'a benzemektedir. Örneğin, 'İstanbul'da Süleymancıların koruyucusu (hamisi) olduğu, Beykoz Belediye'sine bu cemaate yakın bir kişiyi seçtirdiği' öne sürülmektedir. Ayrıca seçimden sonra göreve

dini ritüeller

le başladığı bilinmektedir. Bir Müslüman olarak Hacca da umreye de gidebilir. Ama

umre fotoğrafları

nı medyaya servis etmesi de din istismarıdır…

'Bakalım mevlam neyler, neylerse güzel eyler' diyeceğiz ama bugüne kadar hep

emperyalistlerin önümüze koydukları

nı 'tıpış tıpış' seçtik!..

Bakmadan Geçme