RAMAZAN VE MELEDE
Bu yılın Ramazan ayını Miladi takvime göre 15 Mayıs Salı gününü 16 Mayıs Çarşamba gününe bağlayan geceden itibaren idrak edeceğiz.15 Mayıs günü gecesi ilk teravih namazı kılınacak ve ilk sahura kalkılacak.
Bu yılın Ramazan ayını Miladi takvime göre 15 Mayıs Salı gününü 16 Mayıs Çarşamba gününe bağlayan geceden itibaren idrak edeceğiz. 15 Mayıs günü gecesi ilk teravih namazı kılınacak ve ilk sahura kalkılacak.
Şehrimizin artık terk edilmeye yüz tutmuş adetlerinden biri de
RAMAZAN AYININ MELEDESİ'DİR.
'MELEDE'
mahalli lisanımıza ait bir kelime olup, doğrusunu söylemek gerekirse, anlamını karşılayacak Türkçe bir kelime bulmak zordur. Ancak anlamını cümle kurarak anlatmak mümkün.
MELEDE (ALEVİ ÇOK
YÜKSELEN ATEŞ)
olarak ifade edilebilir.
Geçmiş yıllarda, Ramazan'a bir aya kala, yani, Arabi aylardan Şaban-ı Şerif günlerinin girmesiyle Şehrimizde
MELEDE HAZIRLIKLARI
başlatılırdı. Bütün mahallelerde,
MELEDE İÇİN EKİPLER
OLUŞTURULUR,
bu ekipler, özellikle akşam saatlerinde mahallelerinden gelip geçen büyüklerden para toplamağa başlarlardı.
'BEŞ KURUŞ RAMAZAN İÇİN'
denilerek, para toplamaya başlayan mahallenin çocukları ve gençleri, topladıkları paraları, bu işi organize eden
YED-İ EMİNE
teslim ederlerdi. Mahallelerinden gelen geçenlerin yollarını uzun sırıklarla kapatan
MELEDE EKİPLERİ
, bütün zorlamalara rağmen para vermeden geçenleri, arkalarından
'CEBİNDE BİR MANGIR YOKTUR'
diyerek tefe alırlardı.
Bilahare, toplanan paralarla çırpı satın alınır, mümkün mertebe muhafaza altında olan bir ambara veya depoya istif edilirdi. Bu arada, para toplamak yanında doğrudan doğruya çırpı da toplanırdı. Geçmiş yıllarda, Siirt'in bütün yerlileri tandır ekmeği yaptıkları için, çırpı almak zaruretti, Çünkü, tandırda da yakılan çırpıydı. Bu bakımdan bütün evlerin damlarında veya adı
HAVŞ
olan geniş avlularında çırpıların istif edildiği bir bölüm olurdu. İşte,
MELEDEYE
çırpı almak için para toplayan çocuklar ve gençler, evlere de uğramayı ve doğrudan doğruya çırpı istemeyi ihmal etmezlerdi. Kimi aileler, gönüllü olarak Ramazan
MELEDESİNE
katkı olsun diye çırpı verirlerken, kimileri de hasislik yaparlardı. Ama çırpı toplayıcılar o hasisleri de bir şekilde atlatır, çırpılar damlardaysa adına (
KELLEBE
) denilen uzun sırıklarla düşürülerek yürütülürdü. Hatta bu işi o ailelerin çocuklarının yaptıkları olurdu. 'Bizim evimizde çırpı var. Ben kapıyı açık bırakayım, siz annemden habersiz gelin götürün' diyen bu işin sevdalıları vardı. Çünkü Ramazan
MELEDESİNE
katkı sağlamak onların nazarında büyük bir sevap işlemeye eşitti.
MELEDE
toplayanların düşüncelerine göre, daha çok çırpı sağlamak için her yol mubahtı. Hatta diğer mahallelerin
MELEDE
için istifledikleri depoları basarak, çırpılarını yürüttükleri olurdu. Bunun için, mahalleler arasında kavgalar olduğu bile vaki idi.
Şayet tahminlerin üstünde bir para toplanmışsa,
MELEDE
için çırpı almakla iktifa edilmez, artan paralarla Mahallenin camii için İBRİK vesaire alınırdı.
Şaban-ı Şerif'in son günü akşam saatlerine yakın, mahallenin en yüksek ve nirengi noktası sayılacak bir meydanına getirilen çırpılar güzelce istif edilir, üzerlerine gaz dökülerek tutuşturulurdu. Mahalleli çocuklar ve gençler yanında, yaşlılar da
MELEDENİN
başında toplanır, önce, alevlerin göklere yükselmesini seyrederlerdi.
MELEDE için
'Maşallah, alevi minarenin lemine kadar ulaştı' denilerek gururlanılır, her mahalleli, kendi
MELEDESİNİN
alevlerinin diğer mahallelerin alevlerinden daha yüksek olduğu iddiasını bir süre için sürdürürdü.
MELEDE'NİN
alevleri biraz dinince ve üzerinden atlanabilecek düzeye gelince, önce en ataklar, üzerinden atlamağa başlar, yavaş yavaş diğerleri de atlayarak Ramazan'ı şenlikle karşılamış olurlardı.
MELEDE
yakılmasının bir amacının saat, takvim, radyo gibi iletişim araçlarının yaygın olmadığı dönemlerde, Merkeze bağlı köylere,
RAMAZAN-I ŞERİFİN
başladığını haber vermek olarak da yorumlanır. Yani, bir nevi ATEŞLE HABERLEŞME sağlanırdı. Yine öyle anlatılır ki, Ramazan'a yakın hafta içinde, Merkeze bağlı köylerin görevlendirilmiş kişileri, Şehre bakan tepelere çıkarak,
MELEDE YAKILIP YAKILMADIĞINA BAKAR,
yakılmasıyla
RAMAZAN'A GİRİLDİĞİNİ ANLAYARAK, ORUÇLARINI TUTMAĞA BAŞLARLARMIŞ.
Artık, terk edilen bu ananeyi son yıllarda temsili olarak belediyelerin sahiplendikleri gözlemlenmektedir. Bir geleneğin yaşatılması açısından bunu da iyi görüyor ve Siirt Belediyesinin bu yıl da MELEDE YAKMAK işini yükümleneceğini umuyoruz…