RÜŞVETİN KİBAR ADI!

Siirt Fıstığının kilosu 80, hakiki Pervari balının kilosu ise 300 TL dolaylarında.Zaten, hakiki Pervari balı bulmak mümkün değil.

Siirt Fıstığının kilosu 80, hakiki Pervari balının kilosu ise 300 TL dolaylarında. Zaten, hakiki Pervari balı bulmak mümkün değil. Siz bakmayın, şekerli balın piyasada (Pervari Balı) adı altında 40-50 TL'den satılmasına!

Neyse, bizim konumuz Siirt Fıstığının ve Pervari Balının fiyatının ne kadar olduğu değildir. Asıl söylemek istediğimiz, bu iki emtianın

RÜŞVETİN KİBAR ADLARI

olduklarıdır. Tabii, bunlara Siirt battaniyesiyle, Bıtım sabununu da ekleyebiliriz.

İlimizde düzenlenen etkinliklerde hep şahit olmuşsunuzdur. Siirt'e gelen konuklara paket, paket hediyeler takdim edilir. Hediye paketlerinin içinde malum yine Siirt Fıstığı, Pervari Balı, Siirt Battaniyesi ve Bıtım sabunu vardır.

Bir gün, bir hemşerimiz tavsiye üzerine Uludağ İlahiyat  Fakültesinde okuyan çocuğunun, Siirt'te dostları olan bir Profesör Hocasına hediye olarak bir

SİİRT SECCADESİ

götürmüş. Hoca, kibar davranıp, önce teşekkür ettikten sonra;

-Amma kusura bakmayın, bunu alamayacağım, zira rüşvet kokan bir SECCADENİN üzerinde namaz kılamam!

demiş.

Seccadeyi götüren Siirtli de, mahcup bir şekilde geri getirmiş!

İşte rüşvetin adının Siirt Fıstığı, Pervari Balı, Siirt seccadesi veya bıtım sabunu olduğunun, bir ilahiyat profesörünün görüşüyle tanımı!

Üst makamdakilere sunulan pahalı hediyelerin rüşvet hükmünde oldukları gerçeğini asla unutmayalım.

Maalesef, günümüzde bazı meşru ve mubah bilinen hususlar o kadar istismar edilmiş, aslından uzaklaştırılmış ki, adeta haramla iç içe, yan yana gelmiştir. Bunun yanında, faiz ve rüşvet gibi dinimizin kesinlikle reddettiği bazı haram muameleler de o kadar dallandırıp budaklandırılmış ki, mubah muamelelerle birlikte mütala edilir hale gelmiştir.

Bu çeşit meseleleri birbirine karıştırmadan, yerine, zamanına ve durumuna göre incelemek ise bir hayli güç olmaktadır. Bunun için, bir meseleyi rayına oturtarak neticeye varırken, iyi niyet taşımak, kalpten gelen sese kulak vermek başta aranan bir şarttır.

Bir

memura veya yetkiliye haklı veya haksız bir iş gördürmek için verilen her hediye rüşvet hükmündedir.

'Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin.'

mealindeki ifade, rüşveti reddeden ilhî bir emirdir. Rüşveti alanın da, verenin de Allah'ın lnetine uğrayacağını bildiren

Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed'in (O'na, al ve ashabına salat ve

selam olsun)

zekt toplamaktan dönen bir vazifelinin yanında bulunan bazı şeyleri 'hediye' diyerek kendi tarafına ayırması üzerine şöyle buyurmuşlardır:

'Tuhaf şey, bu adam

(bir mal memuru olmayıp da)

babasının veya anasının evinde otursaydı, kendisine hediye verilir miydi, yoksa verilmiyor muydu, o zaman görürdü.'

Evet, rüşvetle hediyeyi birbirinden ayırmak lzımdır.

Rüşvet

sayılan hediye, henüz iş görülmeden vatandaş tarafından vazifeli memura verilenidir. Bunun yardımıyla haklı veya haksız işini görmekte, onu bir vasıta ve aracı olarak kullanmaktadır.

Hediye ise,

maddî ve manevî hiçbir karşılık beklenmeden, arzu edilmeden verilen bir şeydir. Hediyeyi veren kimse, bunun karşılığında ne bir iş gördürme niyetini taşımakta, ne de verdiği kimseye bir minnet etmektedir. Tamamen içinden gelerek, gönlünden doğarak çıkarmaktadır.

Maalesef toplumumuzda rüşvetle, hediyeyi birbirine karıştırmak olağanlaşmış gibidir. Siirt fıstığı, Pervari balı ve benzerleri adlar altında verilen hediyelerin de rüşvet alanına girildiğini anımsatalım…

Bakmadan Geçme