SEÇİM EKONOMİSİ!

31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçimler, genel seçim havasında gerçekleşecek gibi.İktidar partisi, seçimlerin sonucunu kendi lehine etkileyebilmek amacıyla sözün tam anlamıyla seçim ekonomisi uygulamaya başlamıştır.

31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçimler, genel seçim havasında gerçekleşecek gibi. İktidar partisi, seçimlerin sonucunu kendi lehine etkileyebilmek amacıyla sözün tam anlamıyla seçim ekonomisi uygulamaya başlamıştır. Bir taraftan mali aflar çıkarılmakta, KDV, ÖTV ve ceza tahsilatlarında büyük çapta indirimlere gidilmekte, doğalgaz, elektrik, hatta akaryakıt fiyatlarında bile indirimlere gidilerek, vatandaşın önümüzdeki üç aylık süreyi mümkün mertebe rahat geçirmesine katkı sağlamak amaçlamaktadır.

İmar Barışının altı daha uzatılması, bazı maddelerden alınan KDV ve ÖTV'nin üç daha alınmayacak olması, hep seçim ekonominsin taktikleridir. Önümüzde yerel seçimler olmasaydı, inanın ki asgari ücretin 2020 TL olması mümkün olmazdı. 2019 yılının ilk altı ayı için emekli ve memur maaşlarına yapılacak zamlar da bence hatırı sayılır bir oranda olacaktır. Hükümet, elindeki imknları zorlayacak ve ne verebilirse verecektir.

İmar Barışı, vergi affı, KDV, ÖTV muafiyeti, asgari ücretin yeterli olmazsa bile imknlar ölçüsünde yüksek tutulması, emeklilere ve memurlara yapılacak maaş artışı, hep 3 ay sonra yapılacak seçimlere endekslidir. Elbette, vatandaşlar olarak bundan memnun olmamız gerekir. Ancak, seçimlerden sonra tufan koparsa, zam zincirinin halkalarına halkalar eklenirse o zaman da hapı yutan yine vatandaş olacaktır. Vatandaş, bu üç aylık sürede yaşanacak nispi rahatlamanın bedelini çok ağır ödeyecektir. Kısacası, seçimlerden sonra, tufanın kopması kaçınılmazdır. Antibiyotiklerle ateşi düşürülen piyasanın ateşi öyle bir yükselecek ki, bu ateş çok zenginler dışında herkesleri yakacaktır. Ekonominin seçim koşullarına ve gereksinimlerine yoğunlaşması,

SEÇİMDEN SONRASI TUFAN ANLAMINA GELİR.

Seçim ekonomisi küresel bir gerçektir. Ülkeden ülkeye farklılık sergileyen seçim öncesiyle sonrası dönemi, ülkelerde yürütülen seçim ekonomisi uygulamalarını da birbirinden ayrıştırır. Türkiye demografik dinamikleriyle olduğu kadar, seçim sistemiyle de kendine özeldir.

24 Haziran 2018'de yapılan genel seçimlerden sonra, 31 Mart 2019'da yerel seçimlerin yapılacak olması gerçekte ülkemizin ekonomisi açısından bir talihsizliktir. Vergi indirimleri, ertelemeler ve af şeklinde gündeme gelen değişik düzenlemeler.  Ekstra teşvikler. İşte, seçim ekonomisi budur! Keşke, yapılan uygulamaların devamlılığına inanabilseydik!

TAŞLAMALAR

SEÇİM SONRASI TUFAN

KOPACAKTIR İNANIN

BU GAFLET UYKUSUNDAN

GEREKTİR Kİ UYANIN

BU YARALAR ÇOK DERİN

PANSUMANLA İYLEŞMEZ

SEÇİM EKONOMİSİ

YAPMAYINIZ, GEREKMEZ

BUGÜN KAŞIKLA VERİP

YARIN KEPÇEYLE ALMAK

SEÇİM EKONOMİSİ

DENİLEN ŞEY BUDUR BAK

GERÇEK REÇETE NEYSE

ONU UYGULAYINIZ

ANTİBİYOTİK VERİP

HALKI UYUTMAYINIZ

Bakmadan Geçme