SEÇİM RÜŞVETLERİNİN CEREMESİNİ MİLLET OLARAK YİNE BİZ ÇEKECEĞİZ!
Döviz ve altın fiyatları sürekli yükseliyor.Bu satırların yazıldığında bir ABD doları 4.
Döviz ve altın fiyatları sürekli yükseliyor. Bu satırların yazıldığında bir ABD doları 4.25 TL, bir Euro 5.075 TL ve bir Cumhuriyet altını ise 1.198 TL'den işlem görmekteydi. 2 Ocak 2018 tarihinde bir ABD Doları 3.76 TL, bir Euro 4.53 TL ve bir Cumhuriyet altını 1.047 TL'den işlem görüyordu. Döviz ve altın fiyatlarında sadece 4 ay içinde meydana gelen yükselişi bu rakamlardan anlamak mümkün. Merkez Bankasının dolaylı ve direkt müdahalelerine rağmen, maalesef döviz ve altın fiyatlarında yaşanan durum budur.
Şimdi,
(bizim dövizle, altınla ne işimiz
var)
diyenler olabilir. Ancak bu bir gerçektir ki eve götürdüğümüz ekmeğin de, domatesin de, etin, sütün, peynirin de fiyatları dövize ve altına endekslidir. Yani, döviz arttıkça, hayat pahalılığı da artıyor demektir.
Globalleşen dünyada, Türk ekonomisini dünya ekonomisinden soyutlayamayız. Bilindiği gibi kredi derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye'nin notunu düşürdü. Enflasyon rakamları da beklenenin üstüne çıkınca döviz kurları ve buna paralel altın fiyatları da yükseldi. S&P'nin kararı öncesi 4,04 seviyesinde olan dolar 4,20'nin üstüne çıktı, enflasyon rakamlarıyla birlikte 4,28'i görerek tarihi rekorlarından birini daha kırdı.
Döviz kurlarındaki ve altın fiyatlarındaki bu yükselişleri bazı çevrelerin ve dış müdahalelerin oyunları olarak yorumlamak hiç de ciddi bir savunma değildir. Paranız güçlü ise dış oyunlarla gücünü düşürmek mümkün olmaz. Güçlü ekonominiz varsa, paranız da güçlü olur. Ekonominiz zayıfsa, Merkez Bankasının müdahaleleri hiçbir işe yaramaz. Solunum cihazına bağlanan hasta gibi, cihazdan çekilinde eskiden beter duruma dönersiniz.
Bu bir gerçektir ki, Türkiye'de iyiye gitmeyen işlerin başında ekonomik durum gelmektedir. Zaten, baskın seçime gidilmesinin en önemli sebebi de giderek kötüleşen ekonomik durumdur. Seçimler sonrasında, büyük bir ekonomik buhran içine girilmesi mukadderdir. İster Cumhur ittifakı iktidara gelsin, ister Millet ittifakı. Türkiye'yi, ekonomik yönden çok zor bir süreç beklemektedir. Keşke, mevcut hükümet, seçimler dolayısıyla ekonomiyi daha da riske sokacak adımlar atmasaydı ve bol keseden seçim rüşvetleri dağıtmasaydı. Bunun ceremesini ülke olarak ve bu ülkenin vatandaşları olarak yine bizler çekeceğiz.
Doğrusunu isterseniz, ekonominin bunca darboğazda olduğu bir dönemde, seçmenlerin ağızlarına sürülen bir parça balın, seçimlerden sonra zehre dönüşmesinden korkum vardır.
'GÖZLERİMDEN Mİ TANIDIN!'
Biraz da palavracı olan ve övünmeyi seven Siirtli genç, Vatani görev için silh altına alınmıştı. Gittiği acemi ocağında, kendisi gibi vatani görevlerine yeni başlamış olan arkadaşlarına hava atmak için sözü dönüp dolaştırıp kabadayılığa, kaba tabiriyle
BABALIĞA
getirmiş:
-Ben aslen Siirtliyim ama, ailece İstanbul'da ikmet ediyoruz. Biliyorsunuz, İstanbul'un haracını Siirtliler alır. İstanbul'da, Siirtli babaların üzerinde baba yoktur. Amca çocuklarım, dayı çocuklarım hep kabadayı takımıdır. Ama, tabii onları yönlendiren bir başkası var. Asıl babaların Babası odur!
demiş.
Arkadaşları sormuşlar:
-Kimmiş bu onları yönlendiren, asıl babaların babası olan?
Siirtli genç mahcup bir tavırla:
-Söylesem ayıp kaçar!
demiş.
Arkadaşlarından biri, biraz istihzayla sormuş:
-Sakın o babaların babası dediğin, sen olmayasın?
Alaya alındığını fark etmeyen Siirtli genç büyük bir sevinçle cevap vermiş:
-Yahu kardeş, en büyük babanın ben olduğumu, gözlerimden mi anladın yoksa!
TAŞLAMALAR
CUMHURBAŞKANLIĞINA
ALTI ADAY OLACAK
ERDOĞAN, İNCE VE DE
DEMİRTAŞ DA ADAY BAK
MERAL AKŞENER BELLİ
İLK KADIN ADAYIMIZ
KARAMOLLAOĞLU'YU
TEMEL'SİZ SANMAYINIZ
DOĞU PERİNÇEK DAHİ
ADAY OLACAK BELLİ
DAHA TOPLAMAMIŞ YA
İMZA İLE YÜZBİNİ
BENCE İMZA İŞİNDE
VATANDAŞ PERİNÇEK'E
YÜKLENMELİDİR ARTIK
DEMOKRASİ BU BÖYLE