SEN EKSİKSİN ZENGİN HEMŞERİM, DOKTOR KARDEŞİM, MÜHENDİS KARDEŞİM
Siirt Belediyesi Ramazan ayı boyunca her gün Bin 500 kişiye 15 Temmuz Demokrasi Meydanında iftar yemeği veriyor ve bu şekilde açık havada ve güzel bir ortamda hep birlikte iftar yapılıyor.Ancak bir eksiği var sen zengin hemşerim, sen doktor kardeşim, sen
Siirt Belediyesi Ramazan ayı boyunca her gün Bin 500 kişiye 15 Temmuz Demokrasi Meydanında iftar yemeği veriyor ve bu şekilde açık havada ve güzel bir ortamda hep birlikte iftar yapılıyor.
Ancak bir eksiği var; sen zengin hemşerim, sen doktor kardeşim, sen mühendis kardeşim, sen öğretmen kardeşim, sizler eksiksiniz. Sizlerin de o sofrada yer almanız gerekiyor. Çünkü iftar sofraları yalnızca belirli bir gelir grubunda olan insanlara yönelik olarak düzenlenmiyor. Asırlardan beri düzenlenen bu iftar sofralarının karın doyurma gibi fiziki işlevlerinden daha çok ruhsal görevleri ağır basıyor. Bu sofralar, tıpkı camilerde saf tutulurken ayırım olmadığı gibi zengin fakir ayırımının olmadığı sofralardır. Kentin en zengini ile en yoksulu yan yana oturarak, maddi durumlarının Allah nezdinde hiçbir kıymeti harbiyesinin olmadığının bilincinde iftarlarını açıyorlar ve insanlar arasındaki eşitliğin en güzel örneklerinden birini sergiliyorlar.
Bu sofralarda zenginler yoksul bireylerle birlikte yemek yerken, hem nefislerini biraz törpülemiş oluyor hem de kendilerini onların yerine koyarak, bir an için olsa dahi empati yapabiliyorlar. Yoksullarda aslında zenginlerin, kurum müdürlerinin, özetle belirli bir kariyere sahip olan insanların onlardan bir farklarının olmadığını bir kez daha fark ediyorlar.
Bu nedenle sizlere sesleniyorum; zengin hemşerilerim, kamu kurum ve kuruluş müdürleri, müteahhitlerim, doktorlarım, eczacılarım, mühendislerim, öğretmenlerim ve diğerleri. Gelin bu sofradaki yerinizi alın ve bu sofrayı eksik bırakmayın, tamamlayın. Sizin gelmenizle bu sofra amacına ulaşacak. Gelin büyük bir yanılgıyla bazen dudak bükerek baktığınız o yemeklere ulaşan insanların gözlerindeki sevinç pırıltılarını görün. Gelin karnı doyan; o insanların nasıl şükrettiklerini, nasıl mutlu olduklarını bizzat görün.
Kimse o yiyecekler yoksulun hakkıdır mazeretinin arkasına sığınmasın. Onun da çözümü çok kolay. Gelin onlarla birlikte iftarınızı açın, aynı sofrayı paylaşın, onları mutlu edin. Bu hepsinden daha önemli. Ardından da dilerseniz belediyeye dilerseniz yoksulların bizzat kendilerine o yediğiniz yemeklerin kat-kat fazlasını verin. Zaten gelip o manzarayı gördüğünüzde eminim bunu da yapacaksınız.
Yeter ki siz gelin, sofrada yeriniz eksik kalmasın…