Siirt Üniversitesi Bünyesinde Bir 'İbrahim Hakkı Araştırma Merkezi' Kurulmalı

İbrahim Hakkı Hazretlerinin mücessem eserlerinden biri, Tillo'da Üstadı Hazret-i Fakirullah için yaptığı türbe ve türbede uyguladığı ışık sistemidir.Peki 1734'lü yıllara dayanan bu sistem nedir! İbrahim Hakkı Hazretleri, hocası İsmail Fakirullah'ın vefatı

İbrahim Hakkı Hazretlerinin mücessem eserlerinden biri, Tillo'da Üstadı Hazret-i Fakirullah için yaptığı türbe ve türbede uyguladığı ışık sistemidir.

Peki 1734'lü yıllara dayanan bu sistem nedir! İbrahim Hakkı Hazretleri, hocası İsmail Fakirullah'ın vefatı üzerine

'Hocamın başucuna doğmayan

güneşi neyleyim!?'

diyerek kolları sıvamış astronomi ve mimari bilimlerindeki bilgisini birleştirerek bu düzeneği kurmuştur. Türbe 8 köşeli olup 10 metre yüksekliğinde bir kuleden müteşekkildir.

İbrahim Hakkı Hazretleri, Tillo'nun Doğusundaki bir tepeye

(bugünkü adıyla Kalet-ül Üstat)

olarak tabir edilen bir duvarı harçsız olarak inşa ederek, gece ve gündüzün eşit olduğu ekinoksu günlerinde (21 Mart ve 23 Eylül) kalenin arkasındaki vadiden yükselen güneş bu duvara çarparak bir süreliğine Tillo'ya düşmesini engelliyor.

Işık sadece duvarda bulunan pencereden geçmekte ve İlerde bulunan bir tepeden kırılarak türbenin penceresinden içeri girmekte ve İsmail Fakirullah Hazretleri'nin türbesinin başucunu aydınlatmakta.

Yani, yılın başlangıcı sayılan 21 Mart ve 23 Eylül günleri, güneşin ilk ışınları önce Hazret-i Fakirullah'ın başucuna düşerken, ancak aradan bir süre geçtikten sonra Tillo'yu aydınlatıyor. İşte,

(IŞIK HADİSESİ)

denilen olay budur!

Türbe, 1960'lı yıllarda restore edilirken, kulede gerçekleşen bir sapma sonucu mekanizma bozulmuştu. Eski Valilerimizden Sayın Musa Çolak zamanında mekanizmanın yeniden işler hale getirilmesi için İlimize bir bilim heyeti davet edildi. Ankara Üniversitesi bilim insanlarından Prof. Dr. Mehmet Cengiz Işık ve ekibi Tillo'ya gelerek gerekli çalışmaları yaptılar ve yılın ilk ışığının yeniden Hazret-i Fakirullah'ın başucuna düşmesi için Kalet-ül Üstat'taki pencerenin yerini kaydırarak, yeniden Kulet-ül üstattaki pencereye düşmesini sağladılar. Böylece 1960'lı yıllarda bozulan düzeneğe, 2010'lu yıllarda yeniden işlerlik kazandırılmış oldu,

Restorasyon sonrası yıllarca bozuk kaldıktan sonra Cengiz Işık ve ekibinin çalışmaları sonucu işlerlik kazanarak gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül günleri (ekinoks günleri)

TİLLO'DAKİ IŞIK

HADİSESİ

artık izlenebilmekte. Hava açık olursa 23 Eylül Pazartesi günü Tillo'da güneşin ilk ışıklarının Hazret-i Fakirullah'ın türbesinin başucuna yansıdığına şahit olacağız.

Fakirullah Hazretlerine ait Türbenin restorasyonu sırasında bozulan Kalet-ül Üstat ve Kulleül Üstat arasında mevcut Işık düzeneğinin ancak 60 yıl sonra tekrar faal hele geçirilebilmesi Tillo'nun bilim açısından önemini bir kere daha ortaya koymuştur.

Elbette, İbrahim Hakkı Hazretleri sadece kurduğu ışık düzeneğiyle anılacak bir zat değildir. Biliyoruz ki,  değerlendirilmeleri gereken bir hayli eserleri vardır.  Bu açıdan Siirt Üniversitesi bünyesinde

'İBRAHİM HAKKI ARAŞTIRMA MERKEZİ'

kurulmalı ve Tillo'daki eserler bilim dünyasına kazandırılmalıdır.

Böyle bir araştırma merkezinin kurulması halinde bundan İlimiz ve Tillo adına çok yararlı sonuçların alınacağına yürekten inanmaktayız. Her fırsatta bu düşüncemizi dile getirmekte böylece ilgililerin ve yetkililerin dikkatlerini çekmeğe çalışmaktayız.

Siirt Üniversitesinin bünyesinde, Siirt'in geçmişe yönelik kültürünü araştırmak açısından bir bölümün kurulması ve öğretim görevlilerinin bu konularda tezler hazırlamağa teşvik edilmeleri, İlimizin kültürel zenginliklerinin ortaya çıkarılması açısından çok önemlidir. Öyle tahmin ediyoruz ki, sadece Tillo ilçemizde 500'ün üzerinde yazma veya Arapça-Osmanlıca eserler bulunmaktadır. Bu eserlerin incelenmeleri, tercüme edilmeleri ve günümüz insanlarına kazandırılmaları gerekir.

Erzurum'da, Atatürk Üniversitesi bünyesinde kurulmuş bir

'İbrahim Hakkı Araştırma Merkezi'

vardır. Elbette, Erzurumluların ve Atatürk Üniversitesinin bu çabalarını takdirle karşılamamız gerekir. Ancak, böyle bir bölümün bir an önce Siirt Üniversitesinin bünyesinde de kurulması gerektiğine yürekten inanmaktayız. Çünkü İbrahim Hakkı Hazretlerinin eserlerinin yüzde yüzüne yakını Siirt'te ve Tillo ilçemizde bulunmaktadır. Hem, Tillo'da sadece İbrahim Hakkı Hazretlerine ait değil, birçok bilim adamlarına ait Arapça-Osmanlıca el yazması eserlerin bulunduğu da bilinen gerçeklerdendir.

Tillolu hemşerilerimizin muhafazasında olan yazma eserleri görmek ve bunca eserlerin her an için kaybolma riskiyle karşı karşıya olduklarını bilmek, gerçekten acı vermektedir. Kaba tabiriyle

bu eserlere ancak öküzün, trene baktığı gibi bakmak zorunda kalmak daha da acı verici olmaktadır.

Siirt Üniversitesi bünyesinde

'İbrahim Hakkı Araştırma Merkezi'

kurulması durumunda, çok sayıda eser yok olmaktan kurtarılacak ve günümüz insanlarının hizmetlerine kazandırılacaktır. Bu eserlerin mikrofilmlerinin bile alınıp, alınmadıklarını bilemiyoruz. En kısa bir zaman dilimi içinde, yangın ve benzeri tabii afetlere karşı korunmak amacıyla da olsa, yazma eserlerle Arapça-Osmanlıca eserlerin kayıt altına alınması gerekeceğini hatırlatıyor, bir İlim yuvası olan Üniversitenin öncelikli olarak bu konuya eğilmesini temenni ediyoruz.

Bakmadan Geçme