SİİRT'İN CİNCİ HOCALARI

Siirt'in CİNCİ HOCALARI meşhurdur.Bir bakıma cinci hocaların merkezi Siirt'tir, diyebiliriz.

Siirt'in CİNCİ HOCALARI meşhurdur. Bir bakıma cinci hocaların merkezi Siirt'tir, diyebiliriz. Ta İstanbullardan, Ankaralardan ve yurdun birçok yörelerinden Siirtli cinci hocalara muska yazdırmak için gelen saf vatandaşlarımız var.

Konu cincilerden ve muskalardan açılmışken bir anekdotla yazımızı noktalayalım. Anekdot şu:

Adamın biri, Siirtli Hoca'ya gitmiş İTİNİN (KÖPEK) hasta olduğunu söyleyerek muska yazmasını istemiş. Beraberinde de hediye(!) olarak bir koç götürmüş. Aslında, muska yazmak işine karşı olan Hoca, Koçu görünce tamah etmiş ve sözde bir muska yazarak İTİN boynuna asması için adama vermiş. Adam da muskayı sevinçle almış ve hayvanın boynuna takmış. İT iyileşince de, hayvanın boynundan çıkarmış. Merak ederek, muskayı açmış ve ne yazıldığını okumuş. Muska kğıdında şöyle yazıyormuş:

'TAMAH ETTİM ETİNE

MUSKA YAZDIM İTİNE

İSTER TUTSUN TUTMASIN

SAHİBİNİN G.TÜNE'

İnanın ki, yazılan muskaların yüzde doksandokuzu bu türdendir. İsteyen yine de muska yazdırsın!

'BENİM HALAMLA, SENİN HALAN AYNI MI!'

Kendisi de Hoca olan Siirtli, bir sıkıntısının giderilmesi için, müridi olduğu o dönemin büyük mutasavvıflarından birinin huzuruna gitmiş,  kendisine duada bulunmasını niyaz etmiş. Tasavvuf ehli zat, hem dua etmiş, hem de:

-Sana bir de muska yazayım üzerinde bulundur, inşallah sıkıntıların bertaraf olur

demiş.

Mutasavvıfın yazdığı muskayı boynuna asan Hoca bir süre sonra gerçekten de sıkıntılarından kurtulmuş, rahatlamış.

Bir gün, bu Hoca'ya da, bir dostu, büyük sıkıntıları olduğunu anlatarak  kendisine duada bulunmasını istemiş. Bunun üzerine:

-Ben de sıkıntılı bir dönemimde Hazret'ten dua istemiştim. Hem dua etti, hem muska yazdı. O günden sonra, sıkıntılarım gerçekten de azaldı, yok oldu. Hazret, Siirt'te değil, olsa, beraber huzuruna giderdik. Hem duasını ister, hem de sana da bir muska yazmasını dilerdik. Ama, benim muskayı açıp bakayım, aynısını sana da yazayım, inşallah faydasını görürsün…

demiş.

Boynundaki muskayı itinayla açmış, bakmış ki içindeki kğıtta

'AMME' SÜRE-İ CELİLESİ

var. Kendisi de Hoca olduğu için, oturmuş, özene-bezene

AMME SÜRE-İ CELİLESİNİ

bir Kğıda yazmış, muska haline getirip, dostuna vermiş. Dostu da, boynuna asmış.

Aradan bir müddet geçmiş. Hoca, muska yazdığı dostunu görmüş:

-Nasıl, inşallah sıkıntın hafiflemiştir!

diye soracak olmuş.

Beri ki:

-Valla, ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Sıkıntılarım, aynı şekilde devam ediyor!

diyerek yakınmış.

Bunun üzerine Hoca:

-Şeyh Hazretleri Siirt'e gelmiş. Birlikte gidelim, sana kendisi hem dua etsin, hem mübarek elleriyle muska yazmasını istirham edelim

demiş.

Dostu da bu teklifi kabul edince, birlikte, Hazretin huzuruna gitmişler. Şeyhin müridi durumunda olan, el öptükten sonra:

-Şeyhim, siz bana bir muska yazmıştınız. O muskayı boynuma astıktan sonra, gerçekten, bütün sıkıntılarım bertaraf olmuştu. Bu dostum da (yanında götürdüğü arkadaşını takdim ederek) benden kendisine bir muska yazmamı istedi. O sıralarda siz Siirt'te yoktunuz. Ben de, bana yazdığınız muskayı açarak baktım. AMME SÜRE-İ CELİLESİYDİ. Bunun üzerine, haddim olmayarak ben de bir AMME SÜRE-İ CELİLESİ yazarak, kendisine verdim. Ama, sıkıntısı azalmadı. Siirt'e teşrif ettiğinizi haber alınca, dostumu da size getirdim. Hem bu işin hikmetini, hem de kendisine duada bulunarak mübarek ellerinizle bir muska yazmanızı istirham etmek için geldik

deyince, Şeyh gülümseyerek müridine sormuş:

-Siz Siirtliler kime 'AMME' dersiniz! Babalarınızın kız kardeşlerine değil mi. (Amme, Siirt Arapçasıyla

HALA demektir) Peki, senin AMMEN  (HALAN) ile benim AMMEM (HALAM) aynı mı?

demiş.

Sonra, sıkıntılı kişiye hem dua etmiş, hem de bir muska yazarak boynuna asması için vermiş. Onun da sıkıntıları gerçekten hafiflemiş, yok olmuş..

Bakmadan Geçme