SİİRT'İN ESKİ BEYEFENDİLERİ

(Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer) şeklinde söylenen bir özdeyişimiz vardır.Şöyle 50-60 yıl öncesinin Siirt'ini gözlerimin önüne getiriyorum da, bugünkü durumuna bakınca gerçekten yüreğim acıyor.

(Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer)

şeklinde söylenen bir özdeyişimiz vardır. Şöyle 50-60 yıl öncesinin Siirt'ini gözlerimin önüne getiriyorum da, bugünkü durumuna bakınca gerçekten yüreğim acıyor. Cumhuriyeti, kuruluşundan itibaren canla, başla benimseyen Siirtliler, sözün tam anlamıyla birer cumhuriyet beyefendileriydi. Kılıkları, kıyafetleriyle örnek insanlardı. Başlarındaki fötr şapkalarıyla, terzilerde diktirdikleri ceketleri ve jilet gibi ütülü pantolonlarıyla, ceketlerinin altında giymeyi ihmal etmedikleri dört cepli yelekleriyle, yeleklerinin bir düğmesine astıkları ve bir cebine yerleştirdikleri köstekli, gümüş kordonlu cep saatleriyle gerçekten birer beyefendiydiler. Cumhuriyetin ilk devresine ait fotoğraflara bakılınca, Siirtli beyefendilerin bu durumları açık ve net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Siirt'te, Cumhuriyet döneminin ilk beyefendileri birer numunelikti. Ellerinde bastonları vardı. Bastonu, sağlık yönünden ihtiyaçları olduğu için değil, aksesuar olarak kullanırlardı. O yıllarda, Siirtli beyefendilerin takıldıkları iki kıraathane vardı. Abdi Ağanın yeri ve Muhtar Amcanın Kıraathanesi. Bu kıraathanelerin vazgeçilmez servisleri arasında süslü, renkli nargileler vardı. Nargile kullanmak da Siirtli beyefendilerin vazgeçilmezleri arasındaydı. Kıraathanelerde çaydan çok kahve içilirdi. Kıraathane çalışanları kimin acı, kimin tatlı, kimin sade kahve içtiğini bilir, ona göre servislerini yaparlardı. Cumhuriyetle birlikte getirilen yenilikler arasındaki kılık kıyafet yasasına uygunluk yönünden Siirt'in bu ilk beyefendileri gerçekten birer örnektiler.

Siirt'in bu ilk beyefendilerinin vazgeçilmezleri arasında yaygın şekilde gazete okumak ve radyolardan haberleri dinlemek vardı. Hemen hepsi günlük siyasetle ilgiliydiler.  Birbirlerine muhalif olanlar arasında tatlı bir rekabet vardı. Siyasette, espriyi en iyi kullananlar Siirt'in bu ilk beyefendileriydi. Birbirleriyle ilgili anekdotlar yayınlatarak, siyaseti espri dili halinde kullanırlardı. Aralarında küsmece, darılmaca, kavga yoktu.

Siirtli beyefendilerin takıldıkları ve takıştıkları yerler arısında bugün adına kuaför dediğimiz berber dükknları vardı. Berber dükknları, siyasetçilerin kararghları gibiydi.  Günlük siyasetten yana ne duymak isteseniz, bir berber dükknına gitmeniz yeterliydi. Berberlerin kendileri de, müşterileri de ülkenin sorunlarını ve günlük siyaseti konuşurlardı!

Cumhuriyetin ilk yıllarından, 1970'li yıllara kadar nesillerini devam ettiren Siirt'in eski beyefendileri artık mazide kaldılar. Şehrimizde siyaset de, efendilik de maalesef yozlaştı!

Bu durumumuz, bize yine Siirtçe bir özdeyişi anımsattı.

(NEMUL MANAYYOR, KAMUL ĞARAYYOR)

şeklinde kullanılan bu özdeyişi Türkçeye

(MİNARELER

YATTI, BOŞ ÇUVALLAR KALKTI)

şeklinde tercüme edebiliriz.

İşte, bugün için Siirt'te yaşanan durum budur. Kısaca özetleyecek olursak, beyefendiler gitti, soytarılar geldi!!!

ANEKDOT

Zalim, zorba ağanın biri, kasabasında birine kafayı takmıştı. Her fırsatta onu eziyor, aşağılıyor maddi ve manevi zararlara uğratmak için elinden geleni yapıyordu.

Bir gün, kendisi gibi ağa olan bir dostu kendisine sormuş:

-Yahu, Allah aşkına bu adamcağızdan alıp veremediğin nedir?

Zorba ağa içindeki hislerini açık etmiş:

-Vallahi, bu adamı gerçekten çok hırpalıyor, her fırsatta yeriyorum. İstersem canını da alırım amma, şahsında öyle bir EFENDİLİK var ki, onu almam mümkün değil! İşte buna üzülüyor, kahroluyorum!

TAŞLAMALAR

NERDE KALDI SİİRT'İN

ESKİ BEYEFENDİSİ

KİMLER TEMSİL EDİYOR

BUGÜN SİİRT'İMİZİ

MİNARELER YATMIŞ VE

BOŞ ÇUVALLAR KALKMIŞTIR

VAH ZAVALLI SİİRT'İM

GÖR KİMLERE KALMIŞTIR

TESADÜFİ DEĞİLDİR

BÖYLE GERİ KALMAMIZ

SEKSENBİR İL İÇİNDE

SONDA SIRALAMAMIZ

ESKİ SİİRT'E ÖZLEM

DUYUYORUM GERÇEKTEN

BU DUYGUYU BİLEMEZ

ESKİLERDEN GELMEYEN

Bakmadan Geçme